Bosna Hersek’in kuzeydoğusundaki Tuzla kentinde kamu çalışanları tarafından başlatılan protestoların üçüncü gününe ait bilanço ağır oldu. Dünya Bülteni’nde yer alan habere göre, ülke genelinde 20’den fazla şehirde düzenlenen protestolarda, çoğunluğu polis olmak üzere 150’den fazla vatandaş yaralandı, çok sayıda gösterici gözaltına alındı.
Başkent Saraybosna’da, havanın kararmasına dek devam eden gösterilerde, Cumhurbaşkanlığı ve Saraybosna Kantonu hükümet binası yakıldı. Yangında büyük maddi hasar meydana gelirken, binaların içindeki arşiv bölümlerinde saklanan bazı önemli belgeler zarar gördü. Saraybosna’daki olaylarda, çoğu polis 93 kişi yaralanırken, çok sayıda resmi araca da göstericiler tarafından zarar verildi.
Ülkenin güneyindeki Mostar kentinde düzenlenen gösterilerde ise yaralı sayısına ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmazken, 30 göstericinin gözaltına alındığı bildirildi. Mostar’daki gösterilerde ayrıca, Hersek-Neretva Kantonu Meclisi ve Mostar Belediyesi’ne ait binaların yanı sıra bazı siyasi partilerin il başkanlıklarına ait binalar da yakıldı.
TUZLA KANTONUNDA BAŞBAKAN İSTİFA ETTİ
Bosna Hersek genelinde üç gündür süren olaylar nedeniyle, Tuzla Kantonu Başbakanı Sead Çauşeviç ve Zenitsa-Doboj Kantonu Başbakanı Munib Huseyinagiç ile iki kantondaki hükümet üyeleri istifa etti.
Tuzla kentindeki olaylarda, göstericiler Tuzla Kantonu hükümet binasının yanı sıra Tuzla Savcılığı ve Tuzla Mahkemesi binalarını da ateşe verdi. Tuzla Kantonu İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İzudiç Sariç, gösterilerde 8 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.
Zenitsa kentinde düzenlenen gösterilerde de 13’ü polis olmak üzere toplam 53 kişinin yaralandığı ve 20 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Öte yandan göstericiler, Zenitsa-Doboy Kantonu hükümet binasını ve Zenitsa Belediyesi binasını da yaktı.
Gün boyunca, Saraybosna, Mostar, Zenitsa ve Tuzla şehirlerinin yanı sıra başta Bihaç, Yaytse, Banyaluka, Brçko ve Bugoyno olmak üzere 20’den fazla şehirde protestolar düzenlendi. Havanın kararmasının ardından, ülke genelindeki protestoların önemli kısmı sona erdi.
BASINDA BOSNA BAHARI VURGUSU
Bosna Hersek’in kuzeydoğusundaki Tuzla kentinde, sosyal haklardan mahrum bırakıldıklarını savunan kamu çalışanları tarafından başlatılan, ardından da ülkenin diğer kentlerine yayılan protestolar, Bosna Hersek meydası tarafından “Bosna baharı” olarak nitelendirildi.
Protestolar, Bosna Hersek’in en tirajlı gazetelerinden Oslobocenye gazetesi tarafından manşete “Bosna baharı” başlığıyla taşındı. Olaylara ilişkin fotoğraflara da geniş yer veren gazete, ayrıca Tuzla’da, 1920 yılında yaşanan ve “Husinska isyanı” olarak bilinen madenci eylemlerine gönderme yaptı. Gazete, “Yeni Husinska isyanı başladı” ifadesini de kullandı.
Ülkenin bir diğer yüksek trajlı gazetesi Dnevni Avaz da gösterilere 4 sayfa ayırdı. Protestoların, “Vatandaşların isyanı” olarak nitelendirildiği gazetede, “İstifa edin bugün” yazılı bir pankartın fotoğrafının kullanılması dikkati çekti. Olaylarda, yaklaşık 60 polisin yaralandığı bilgisi verilen gazetede, Tuzla, Saraybosna ve Zenitsa kentlerindeki olaylardan fotoğraflar da yer buldu.
Bosna Hersek’i oluşturan iki entiteden biri olan Bosna Sırp Cumhuriyeti’nin Banya Luka kentinde çıkan Nezavisne Novine gazetesi ise Tuzla olaylarına ilişkin haberi manşetten kullandı. Eylem haberi, “Sosyal huzursuzluk Bosna Hersek Federasyonu’nu sallıyor” başlığıyla verilen gazetede, protestolar sırasında onlarca kişinin yaralandığı ve gözaltına alındığı bilgisi okurlarıyla paylaşıldı.
ANALİSTLERİN GÖRÜŞLERİ
Banya Lukalı ünlü analist Svetlana Ceniç, “Açlığın Bosna Hersek’i bütünleştirebileceğini” söyledi. Vatandaşların protestolarda bir olmasının Bosna Hersekli siyasi yetkililer için bir kabus olduğunu savunan Ceniç, “Halkın bir olmaması için her şeyi yapacaklardır. Banya Luka’da yaşayan birinin Saraybosna’ya destek veremeyeceğini söyleyeceklerdir. Protestoları sonlandırmak için yapmayacakları şey kalmayacaktır. Fakat çok önceden söylediğim bir şey var ‘açlık hepimizi bir araya getirecek” diye konuştu.
Saraybosna Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Zdravko Grebo ise protestoların “yeni ve büyük bir olay” olduğunu ve bunun “Boşnak baharı”nın başlangıcı olduğunu iddia etti.
Saraybosna Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaçir Filandra ise Tuzla protestolarının sadece bir başlangıç olduğunu ve ülkenin diğer şehirlerinde daha büyük protestoların olacağını iddia etti. Bosna Hersek’te yaşanan derin siyasi krizin sosyal krize yol açtığını dile getiren Filandra, tüm bunların varoluşsal krize dönüştüğünü ileri sürdü.
Mostar Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Slavo Kukiç de Bosna Hersek’teki durumun sadece protestolar ile değiştirilebileceğini söyledi.
“1992 YILI BİR DAHA TEKRARLANMAYACAK”
Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Zlatko Lagumciya, ülke genelinde yaşanan, şiddet ve yangınlanra devam eden protestolara ilişkin, anarşi ve şiddetin durdurulması çağrısında bulundu.
Dışişleri Bakanı ve Sosyal Demoktar Parti (SDP) Genel Başkanı Lagumciya, eylemlere ilişkin Saraybosna’da düzenlediği basın toplantısında, ülkenin yargı organları ve medya kurumlarında görev yapan vatandaşlarını, olayların sona ermesi için daha sorumlu hareket etmeye çağırdı.
Bazı güçlerin mevcut durumdan uzun yıllardır memnun olmayan vatandaşları kullanarak, bunu devletin yıkılması için haklı bir sebepmiş gibi gösterdiğini ifade eden Lagumciya, “Ancak 1992 yılı bir daha tekrarlanmayacak” dedi.
Polis güçlerine destek verdiklerini ve işlerini profeyonel bir şekilde yapmalarını istediklerini dile getiren Lagumciya, “Tüm sivil toplum kuruluşları, akademisyenleri, dini temsilcileri bu devletin kurumlarını savunmaya davet ediyorum” şeklinde konuştu.
Reis-ul Ulema Kavazoviç’ten sağduyu çağrısı
Bosna Hersek Reis-ul Uleması Husein Kavazoviç de ülke geneline yayılan protestolara ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, halka sağduyu çağrısında bulundu.
Başta Saraybosna ve Tuzla olmak üzere, ülke genelinde devam eden protestolar nedeniyle endişeli olduğunu kaydeden Kavazoviç, açıklamasında “Şiddet sorunların çözümü değildir, olamaz da. Sosyal imkanların iyileştirilmesi talepleri dahi şiddet kullanılmasının bahanesi olamaz. Şiddet kullanarak, toplumun iyileştirilemeyeceği, aksine daha kötüleştirileceği açıktır’’ ifadelerini kullandı.