Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, otomobil varlığı 7 milyona yaklaşan Türkiye’de hala ”ah bir otomobilim olsa” hayali kuranların sayısının hiç de az olmadığını ortaya koyuyor.
TÜİK’in en son yayımladığı nüfus ve motorlu kara taşıtları istetiklerine göre, nüfusu 71 milyon 517 bin 100 olan Türkiye’de Mart 2009 itibarıyla trafiğe kayıtlı 6 milyon 872 bin 598 adet otomobil bulunuyor. Bir başka ifadeyle ülkemizde yaklaşık 11 kişiye bir otomobil düşüyor.
Türkiye’nin idari merkezi olması dolayısıyla resmi araç varlığı fazla olan Ankara için 5,27 olan otomobil başına düşün nüfus, ekonomik bakımdan geri kalmış iller arasında bulunan Şırnak’ta 133,56’ya kadar yükseliyor.
Otomobil başına en az nüfusun düştüğü iller sıralamasında Ankara’yı Antalya, Muğla, İstanbul ve Burdur izliyor. Bu illerde kişi başına otomobil sayısı 7.
Şırnak, Hakkari, Muş, Bingöl ve Ağırı ise ”otomobil fukarası” iller olarak dikkati çekiyor. Şırnak’ta 133,56 kişiye, Hakkari’de 100,85 kişiye, Muş’ta 72,31 kişiye, Bingöl’de 68,03 kişiye ve Bitlis’te de 60,01 kişiye bir otomobil düşüyor.
”AB KADAR ZENGİN DEĞİLİZ”
Türkiye Şoför ve Otomobilciler Federasyonu Başkanı Fevzi Apaydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin otomobil varlığı bakımından Avrupa Birliği’nin (AB) çok gerisinde olduğunu belirtti.
”Ülkemizde her 1.000 kişiye düşen otomobil sayısı 100 civarındayken AB ülkelerinde bu rakam 500’ün üzerindedir” diyen Apaydın, Türkiye’de otomobil sahibi olmanın da otomobil kullanmanın da maliyetinin AB’de olduğundan çok ağır olduğunu ifade etti.
Apaydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Ülkemizde otomobil kimi için ekmek teknesi, kimi için prestij, kimi için ek masraf kapısı, kimi için de umutla gerçekleşmesi beklenen bir hayal. Bizim şoför esnafımız kazanç aracı olmasına karşın otomobilinin tekerleklerini döndürmekte büyük sıkıntı yaşıyor. Yani Türkiye’de otomobil sahibi olmak zor, onu gönül rahatlığıyla kullanabilmek daha da zor. Akaryakıt, yedek parça, sigorta, tamir giderleri maalesef herkesin altından kalkılabilecek gider kalemleri değil. Bunu nedenle satın alınmış ama kapı önünde çürümeye bırakılmış otomobil sayısı da ülkemizde hiç az değil.”
Apaydın, Türkiye’nin kara yolu ve otopark varlığının da bugün olduğundan daha fazla sayıda araç varlığını kaldıracak halde olmadığını bildirdi. Apaydın, özellikle büyük kentlerde otopark sorununun dayanılmaz bir hal aldığını, belediyelerin geri dönüşüm projeleri uygulayarak bu sorunun üstesinden gelmelerinin zorunlu hale geldiğini bildirdi.