Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı tarafından 2 bin 155 anne adayı ile yapılan araştırmada, eylül ayında hamile kalan annelerin erkek çocuğa sahip olma olasılığının yaklaşık iki kat daha fazla olduğu belirlendi.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Demirhan, yaptığı açıklamada, anne adaylarına kız ya da erkek çocuk isteyip istemediklerini soran jinekologlar tarafından, Çin takvimine göre annenin yaşı ve gebe kaldığı ayın bebeğin cinsiyeti üzerindeki etkileri konusunda bilgi verildiğini söyledi.
Demirhan, birçok kadın doğum uzmanının tavsiye etmesine karşın bu takvimin açıklanabilir bir bilimsel izahının bulunmadığını ifade etti.
Annenin gebe kaldığı ay, yaşı, bazı çevresel faktörler ile alkol ve sigara kullanımının cinsiyet üzerine etkisi ve önerilen Çin takviminin doğru olup olmadığını ortaya çıkarmak için çalışma başlatıklarını belirten Demirhan, ”Bu kapsamda ÇÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’na gelen 2 bin 155 anne adayı ile fakültenin Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Genetik Ünitesinde amniyosentez ile bebeğin doğum öncesi cinsiyet tayini ve anket çalışması yaptık” dedi.
Demirhan, araştırmada, anne adaylarının hamile kaldıkları ayın bebeğin cinsiyeti üzerinde Çin takvimi ile ilgili herhangi bir ilişki bulunmadığının ortaya çıktığını ifade etti.
Araştırmada, eylül dışındaki diğer aylarda istatistiksel olarak herhangi bir fark gözlenmediğini kaydeden Demirhan, şöyle konuştu:
”Ancak, eylül ayındaki erkek-kız oranı diğer aylara oranla oldukça yüksek bulundu. Eylül dışındaki diğer aylar esas alındığında, erkek-kız oranı yaklaşık bire bir çıkarken (yüzde 50,5 erkek ve yüzde 49,5 dişi), bu oran eylül ayında erkek cinsiyeti yönünde yaklaşık iki katına yakın bir oranda saptandı (yüzde 64,2 erkek ve yüzde 35.8 dişi). Bu durum, eylül ayında hamile kalan annelerin erkek çocuğa sahip olma şanslarının yaklaşık iki kat daha fazla olduğunu ortaya çıkardı.”
BİYOLOJİK RİTMİN ETKİSİ
Demirhan, eylül ayında ”sıcaklık düşüşü, gün uzunluğunun azalması ve yağışların başlaması” gibi mevsimsel değişikliklerin insanın biyolojik ritminde değişiklik yarattığına dikkati çekerek, ”Mevsimsel ritm canlılarda seks oranını etkilemektedir. Biyolojik ritmde oluşan değişimin, Y kromozomu taşıyan spermin daha hızlı hareketine, dolayısıyla erkek cinsiyet oranın artmasına neden olduğu söylenebilir” dedi.
Demirhan, annenin kaldığı ev, yayla ve yazlık, alkol ve sigara alışkanlıklarının bebeğin cinsiyeti üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığını da sözlerine ekledi.