Geçtiğimiz günlerde Beyaz Şov’a şarkıcı Yusuf Güney gelmesiyle Türkiye’nin gündemi biranda değişti. Bu nasıl oldu diye soracak olursanız. Güney’in Karadenizli olduğunu öğrenen Beyaz ona bir sürpriz hazırlamış ve 2 öğrenciyi sahneye davet ederek onlarla ‘Kol Bastı’ oynatmıştı. Hemen arkasından Okan Bayülgen programında Trabzon’u ve ‘Kol Bastı’yı işledi. Böylece Türkiye’nin gündeminin orta yerine Karadeniz ve Kol Bastı oturdu. Türkiye’nin bir numaralı paylaşım sitelerinde herkes bir birine ‘Kol Bastı’yla ilgili videoları göndermeye başladı. Hazır herkes Kolbastı’yı ve Karadeniz’i konuşmaya başlamışken, biz de size yurdumuzun bu eşsiz bölgelerinden biri olan Karadenizi tanıtmak istedik.
DÖRT MEVSİM SÜREN SEBZE CÜMBÜŞÜ
Karadeniz’i tanıtırken yemeklerinden bahsetmemek olmaz. Karadenizli olmayan birine ‘Karadeniz Mutfağı’nı sorsak ilk aklına gelenler; Hamsi, fındık ve mısır unu olur. Oysa, Karadeniz Mutfağı’nın en belirleyici özelliklerinden birisi, ot yemekleri… Pek de fazla bilinmeyen bu yemekleriyle Karadeniz, Ege Mutfağı ile rahatlıkla boy ölçüşebilecek durumda. Bölge, sürekli yağış aldığı için, çok zengin bir bitki örtüsüne sahip. Bu nedenle de, aklınıza gelebilecek her tür ottan ve yapraktan yemek yapıyor Karadenizliler.
Karadeniz’de, coğrafi özelliği nedeniyle tahıl tarımı için gereken geniş düzlükler olmadığından ve yine aynı sebepten, fazla hayvancılık da yapılamadığından, bahçe sebzeciliği ve balıkçılık çok gelişmiş durumda. Doğanın bu bölgeye bahşettiği inanılmaz zenginlik, yağmurun miktarı ve de dolayısıyla yeşilin bolluğu şeklinde karşımıza çıktığı için, envai çeşitte, pişirilip tadına bakılacak bitki, hemen herkesin evinin bahçesinde ve hatta yol kenarlarında, bol miktarda bulunmakta. Kısacası, Karadeniz sofralarında, dört mevsim süren bir yeşillik cümbüşü var!.. Başköşesinde sebze ve otlardan yapılmış yemeklerin olmadığı bir sofra düşünmek, neredeyse olanaksız.
Karadeniz’de çokça yenilen bir sürü ota ilaveten, o yöreden çıkmış olmakla birlikte, hemen tüm büyük kentlerde de artık bulunabilen bazı yiyecekler var. İlk akla gelenleri şöyle sıralayabiliriz; melevcan (diken ucu), hoşuran, mendek, baldıran, taflan, sakarca ve tirmit. İkinci grubun ünlüleri ise, karalâhana (yerel dilde "pancar"), pazı (yerel dilde "pezik"), ısırgan, mısır (yerel dilde "darı"), kiraz, fındık ve çay. Bunlar da, Karadeniz’li olsun olmasın, artık Türkiye’de yaşayan herkesin severek tükettiği yiyecek maddeleri.
Her bakımdan keyifli olan Karadeniz yaşantısına uymayı gerçekten istiyorsanız, çok da özel bir çaba sarf etmenize gerek yok! Kahvaltı dahil her öğünde balık yiyebilirseniz; hamsiyi diğer balıklardan ayrı tutup sanki farklı bir şeyden söz ediyormuşçasına, "hamsi, ekmek, fasulye ve balık" gibi bir ifade kullanabilirseniz; yoğurt ve ayran tüketmeden yaşamamayı öğrenebilirseniz; yeşil fasulyeden turşu kurup bir de üstüne, bu turşuyu soğanla kavurarak yerseniz; un kullanmak gereken her yerde mısır ununu tercih ederseniz; bildiğiniz kirazı tuzlayıp salamura yaparak, kışın et gibi kavurmasını pişirirseniz, en azından mutfağınızda bir "Karadeniz’li" gibi davranmış olursunuz…
Karadeniz mutfağıyla ilgili ayrıntılı bilgi için TIKLAYIN…
YAYLA TURİZMİ
Kendine has coğrafya ve iklime sahip olan Türkiye’nin zengin yaşama kültürü içindeki yayla yaşantısı çok önemli yer tutar.
Türkiye yaylaları, tüm dünyanın giderek daha fazla birbirine benzemeye başladığı yeni bin yılda, geçmişten gelen ve tadı yaşandıkça fark edilen; günümüz modern yaşamına göre Doğulu ve egzotik, tabiattan uzaklaştığımız ölçüde otantik yaşama biçimi olarak kuşatıcı ve farklı yaylalardır. Yaylalar, bakir tabiatın kirlenmemiş havasını; billur gibi soğuk suları; yazın en sıcak günlerde bile korunma ferahlatıcı serinliği; büyüleyici güzellikte manzaraları; hormonsuz ve dalında yavaş yavaş olgunlaşan bitkileri; tabii ortamlarında yetişen hayvanlardan elde edilen ve yapılan gıdaları da sunarlar.
Habitatı bozulmamış bir çevrede yaşayan bin bir çeşit yabani hayvan ve bitki, insanı televizyonlarda izlenilen belgesellerin kurmaca âleminden kurtarıp gerçek hayatın bir parçası kılar.
KARADENİZ YAYLALARI
Son dönemlerde yayla turizminin artmasıyla Karadeniz bölgesi doğal güzelliğiyle önemli bir merkez olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Rengârenk kır çiçekler, dağ çayırları ile kaplı olan Karadeniz Bölgesindeki yaylalarımızın çevresi genellikle ladin türü çam ağaçları ile kaplıdır. Karadeniz kıyıları sahip olduğu yeşillikleri sadece bol yağmuruna değil, nemli ve sisli havasına da borçludur. Ancak sahil şeridindeki şehirlerde yüksek nem ve sisli hava yükseklere çıkıldıkça yerini pırıl pırıl bir güneşe, bol oksijenli tertemiz havaya bırakır.
Karadeniz yaylalarında bitki örtüsü genel olarak köknar, ladin, sarıçam, sedir, kayın, meşe, ıhlamur, karaağaç, gürgen, kızılağaç, yabani fındık gibi ağaç türleriyle kardelen, yabani açelya, orman gülü, gökovan gibi binlerce çeşit kır çiçeği ile kaplıdır.
Kıvrak zekâlı Karadeniz insanı, gerek yorumlarıyla, gerek başlarına gelen olaylara getirdikleri pratik çözümlerle, mizahçılara taş çıkartıyor.
Karadeniz yaylalarıyla ilgili ayrıntılı bilgi için TIKLAYIN…