Gençleri Bekleyen Büyük Tehlike

Doğal Yaşam
Derleyen: Engin Dinç Uyuşturucu bağımlılığı çığ gibi büyüyen bir sorun olmaya devam ediyor. Parçalanan aileler, yitip giden hayatlar bu maddelerin kullanımına paralel olarak artıyor. Üstelik maddeleri...
EMOJİLE

Derleyen: Engin Dinç

Uyuşturucu bağımlılığı çığ gibi büyüyen bir sorun olmaya devam ediyor. Parçalanan aileler, yitip giden hayatlar bu maddelerin kullanımına paralel olarak artıyor. Üstelik maddeleri kullananların yaşları giderek düşüyor. Artık ilköğretim çağında uyuşturucu madde kullanıldığı tespit edilmiş durumda. Tabi uyuşturucu madde kullanımındaki bu artışı önlemek için çabalar da aynı şekilde devam ediyor. Biz de bu maddelerin kulanlar üzerinde bıraktığı kötü etkileri tekrar göstermek istedik. Bu konuda başvurduğumuz temel kaynak ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) uyuşturucu başta olmak üzere madde bağımlılığı ve kaçakçılığı sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu 2008 yılı raporu oldu. İşte uyuşturucu maddeler ve yüzlerce hayatı karartan bu maddelerin zararları…

Bağımlılık yapıcı maddeler, özellikle afyon bitkisinin kullanımı, milattan önceki çağlara gidiyor. Bu maddeler tarih boyunca her dönemde farklı amaçlar doğrultusunda kullanılmış.
Özellikle mitolojik çağlarda kutsanan ve kutsal töre ve ayinlerde kullanılan bu maddeler, sömürgeciliğin yaygın olduğu dönemlerde devletlerarası ilişkileri belirleyici bir unsur olarak da karşımıza çıkıyor.

Daha çok çocuk, ergen ve genç erişkinlerde (10-24 yaş arası ) görülen madde bağımlılığı dünya da olduğu gibi ülkemizde de yeni karşılaştığımız bir sorun değil. Sanayileşme, modernleşme ve kentleşme kişisel ekonomik refah ve özgürlüğü verse de beraberinde bireyin yalnızlaşmasına, mücadele etmek zorunda olduğu problemlerin sayısının artmasına, artarken, mücadele becerilerinin azalmasına ve bu durumda “çözümü” sağlıklı olmayan desteklerde ve dengelerde arayan bireyler ve gruplar oluşumuna neden oldu. Bu noktada ergenlikten yaşlılığa kadar uzanan geniş bir yelpazede, başlangıçta sorunlar nedeniyle ortaya çıkan iç sıkıntısı ve kaygıyı azaltmak için kullanılan maddeler, bağımlılıkla birlikte çok kısa bir süre sonra kendi başına diğer tüm sorunların toplamından daha önemli bir sorun haline getirdi.

UYUŞTURUCU MADDE NEDİR?

Uyuşturucu madde suistimali olaylarına geçmişte sıklıkla rastlanılıyor. Uyuşturucu madde bağımlılığının zararlarının tam olarak bilinmemesi nedeniyle, başlangıçta uyuşturucu maddelerin yasaklanması yönünde ulusal ve uluslararası düzeyde girişimler bulunmuyordu. Daha sonra, terörizmin uyuşturucu madde kaçakçılığını bir finans kaynağı olarak görmeye başlamasının da etkisiyle, uluslararası tedbirlerin arttırılması gereği kabul görmüş, imzalanan çeşitli uluslararası sözleşmeler ile artık uyuşturucu maddelerin kullanımının kontrol altına alınması hedefleniyor.

Bu doğrultuda ilk olarak 1909 yılında Shanghai’da Uluslararası Afyon Kongresi yapılmış.
Burada imzalanan "1909 Shanghai Afyon Anlaşması" ile tavsiye mahiyetinde çeşitli kararlar alınmış.

Bu anlamdaki son anlaşma ise 1988 tarihli Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerin Kaçakçılığına Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesidir. Ülkemiz de bu anlaşmayı imzaladı ve anlaşmanın kabulü 1995 yılında çıkarılan kanunla gerçekleşti.

BAĞIMLILIK YAPAN MADDELER VE ZARARLARI

Bağımlılık yapan maddeler arasında alkolden tütüne, morfinden eroine pek çok çeşit bulunuyor. Bu maddelerden en çok kullanılanları biraz daha yakından tanıyalım.

Uçucu Maddeler: Son 50 yıl içinde petrokimya endüstrisi içinde olağanüstü bir gelişme olmuş, sentezlenen organik maddelerin (uçucu özellik gösteren) sayısı hızla arttı. Bu artışa paralel olarak ev ve endüstride yaygın olarak kullanılan uçucu maddelerin kullanımı da artmıştır ve bu maddelerin hemen hepsinin toksik etkiler oluşturma ve kötüye kullanılma potansiyelleri vardır. Bu maddelerin özel örnekleri arasında benzin, cila çıkarıcıları, çakmak gazı, maket yapıştırıcıları, lastik tutkalı, temizlik sıvısı, sprey boya, ayakkabı boyası ve daktilo düzeltici sıvı sayılabilir.
 

Alkol: Alkol, kullanımı sırasında ortaya çıkan ve birçok fizyolojik, davranışsal ve bilişsel değişikliklerle belirli bir durum. Bağımlılık sendromunun ana tanımlayıcı özelliği alkol almak için istek olması. Bu istek sık sık alkol alma isteğinden, önüne geçilmez bir alkol alma isteğine kadar değişen ölçülerde olabiliyor. Genellikle alkol kullanımı 20-35 yaş arasında oluyor. Alkol bağımlılığının gelişimi için genelleme olmamakla birlikte, 5-10 yıllık bir düzenli alkol alımı gerekiyor. Alkol kullanımı ile ilgili bozukluklar tüm sosyoekonomik sınıflarda görülebiliyor.

Tütün-Nikotin (Sigara): Avrupalı kâşiflerin Amerika’yı keşfedip yerlilerden barı ş çubuğu tüttürmesini öğrenmeden önce Batı ’da sigara kullanımı pek bilinmiyordu. 1492 yılında Kristof Kolomb Amerika’dan Avrupa’ya dönerken yanında ilk kez tütün tohumları ve yaprakları bulunuyordu. Tütün kullanımı 1556 yılında Fransa’ya girdi ve Jean Nicot tütün içmeyi halk düzeyine indirdi. Bu yüzden bilim adamları Nicot’un adına ithafen sigaradaki en önemli kimyasal maddeye “nikotin” adını verdiler.

Kıta Avrupa’sına yayılan tütün alışkanlığı 1565 yılında İngiltere’ye de yayıldı. 1612’de
Virginia’da ilk ticari tütün ekimine başlandı. ABD’de, ilk sigara yapan makinenin patentinin 1881 yılında alınmasının ardından üretim patladı, üretim maliyeti düştü ve kibritin de icat edilmesiyle sigara tüketimi patladı.

1903 yılında Kanada, İngiltere ve Amerika’da sigaranın zararları ve yasaklanması için kanunlar gündeme geldi. Bu girişimler Birinci Dünya Savaşı ile sonuçsuz kaldı ve sigara tüketimi pik yaptı. 1943’e gelindiğinde Dünya erişkin nüfusunun yaklaşık % 60-80’i sigara içiyordu.

Sigara dumanında kanserojen, özelliklere sahip 4000’den fazla kimyasal madde var.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre günümüzde sigara kullanımının yılda 5 milyon insanın ölümüne yol açtığı, bu sayının önümüzdeki 20 yıl içerisinde 10 milyona çıkacağı tahmin ediliyor. . Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 100 bin kişi sigara nedeniyle hayatını kaybediyor. Ayrıca sigaranın dünya ekonomisine yılda 200 milyar dolar zarar verdiği rapor edilmektedir. Ülkemizde ise sigaraya yılda 6.5 milyar dolar harcanıyor.

 

Opiatlar (Afyon ve Türevleri): Opiat kullanımı için geçmişe bakıldığında M.Ö. 4000’li yıllarda Sümerlerin, M.Ö. 2000’li yıllarda Mısır‘da, M.Ö. 2700 yılında Orta Asya’da eski Çin ve Hint uygarlıklarında haşhaş ekimi, afyon üretimi ve afyondan yapılan ilaçlarla ilgili ayrıntılı yazılar ve kalıntılara rastlandı. Daha yakın yıllarda ise 19.yy.da morfin ve türevleri ile karşılaşıyoruz.

Haşhaş bitkisinin içerisinde bulunan öz suyun çeşitli yollarla alınması ile afyon ve türevleri
elde edilir. Afyonun türevleri morfin, kodein ve eroindir.

Haşhaş en iyi sıcak ve kuru iklimlerde yetişir. Bu kapsamda, Balkanlardan geçerek Türkiye üzerinden, İran, Afganistan, Pakistan, Hindistan, Myanmar, Vietnam ve Tayland’a oradan da
Güney Çin’e, Orta ve Güney Amerika’ya kadar çok geniş bir alanda yetiştirilebiliyor.

Ülkemizde yapılan bir çalışmada 16-20 yaş arasını n maddeye başlama yaşı açısından en riskli dönem olduğu; 25-36 yaş arasında ise en yoğun kullanımın olduğu biliniyor.

Morfin: Morfin haşhaş bitkisinin sütünden elde edilen afyondan çeşitli kimyasal yöntemlerle elde
edilir ve en etkili ağrı kesicilerden olan bir uyuşturucu madde. Afyon içerisindeki 25’e yakı n alkaloit denilen zehirlerden en tanınmışı morfin. Morfin kelimesi, Grek mitolojisinde uyku tanrısı manasına gelen MORPHEUS isminden geliyor. Morfin 19. yüzyılın başlarında bulunmuştur, fakat uyuşturucu olarak kullanımı bu asrın sonlarında başlamış bulunuyor.

Morfin, tıpkı afyonda olduğu gibi başlangıçta ağrı keser, yalancı bir iyi oluş hali verir. Fakat
bu iyi oluş hali uzun sürmez. Ağrılar, sızılar, bedbinlik, ruh sıkıntıları eskisinden daha fazla olarak yeniden ortaya çıkar. Uyuşukluk, sersemlik, halsizlik, uyuklama hali başlar. İnsan bir şey düşünemez hale gelir ve vücudu kırgın ve aşırı derecede yorgundur. Kalp çarpar, soğuk terler başlar, el ayak buz kesilir, ağzı kurur, mafsalları ve belinde şiddetli ağrılar olur.