Allahın dışında birtakım veliler edinenler ise; Allah onların üzerinde gözetleyicidir. Sen onların üzerinde bir vekil değilsin. (42/6)
De ki: Ben elçilerden bir türedi değilim bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben yalnızca bana vahyedilmekte olana uyuyorum ve ben apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim. (46/9)
De ki: Ben, yalnızca bir uyarıcıyım. Bir olan, kahreden Allahtan başka bir ilah yoktur. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir, üstün ve güçlü olan, bağışlayandır. De ki: Bu (Kuran), büyük bir haberdir. Sizler ise, ondan yüz çeviriyorsunuz. Mele-i Ala (yüce topluluk) tartışıp dururken, benim hiçbir bilgim yoktur. Bana ancak, yalnızca apaçık bir uyarıcı olduğum vahyolunmaktadır. (38/65-70)
Şüphesiz biz seni bir şahid bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. (48/8)
Ki Allaha ve Resûlüne iman etmeniz Onu savunup-desteklemeniz Onu en içten bir saygıyla-yüceltmeniz ve sabah akşam Onu (Allahı) tesbih etmeniz için. (48/9)
Muhammed sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; ancak o Allahın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah herşeyi bilendir. (33/40)
Ey Peygamber gerçekten biz seni bir şahid bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Ve kendi izniyle Allaha çağıran ve nur saçan bir çerağ olarak (gönderdik). Müminlere müjde ver; gerçekten onlar için Allahtan büyük bir fazl vardır. (33/45-47)
Biz seni ancak bütün insanlara bir müde verici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ancak insanların çoğu bilmiyorlar. (34/28)
Şüphesiz biz seni hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. hiçbir ümmet yoktur ki içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın. (35/24)
Andolsun hikmetli Kurana, Gerçekten sen gönderilen (elçi)lerdensin. Dosdoğru bir yol üzerinde(sin). (Kuran) Güçlü ve üstün olan esirgeyen (Allah)ın indirmesidir. Babaları uyarılmamış böylece kendileri de gafil kalmış bir kavmi uyarman için (gönderildin). (36/2-6)
Biz ona (Peygambere) şiir öğretmedik; (bu) ona yakışmaz da. O (kendisine indirilen Kitap) yalnızca bir öğüt ve apaçık bir Kurandır. (36/69)
Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak hak (Kuran) ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın. (2/119)
İşte bunlar Allahın ayetleridir; onları sana bir hak olarak okuyoruz. Sen de gönderilen elçilerdensin. (2/252)
Şüphesiz Allahın sana gösterdiği gibi insanlar arasında hükmetmen için biz sana Kitabı hak olarak indirdik. (Sakın) Hainlerin savunucusu olma. (4/105)
Ey peygamber Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer (bu görevini) yapmayacak olursan Onun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz Allah kafir olan bir topluluğu hidayete erdirmez. (5/67)
De ki Ey insanlar ben Allahın sizin hepinize gönderdiği bir elçisi (peygamberi)yim. Ki göklerin ve yerin mülkü yalnız Onundur. Ondan başka ilah yoktur O diriltir ve öldürür. Öyleyse Allaha ve ümmi peygamber olan elçisine iman edin. O da Allaha ve Onun sözlerine inanmaktadır. Ona iman edin ki hidayete ermiş olursunuz. (7/158)
Biz elçileri müjde vericiler ve uyarıp-korkutucular olmaktan başka (bir nedenle) göndermiyoruz. Şu halde kim iman ederse ve (davranışlarını) düzeltirse artık onlar için korku yoktur onlar mahzun da olmayacaklardır. (6/48)
De ki: O gökleri ve yeri yaratırken ve O (hep) besleyen (hiç) beslenmezken ben Allahtan başkasını mı veli edineceğim? De ki: Bana gerçekten Müslüman olanların ilki olmam emredildi ve: Sakın müşriklerden olma. (denildi.) (6/14)
Öyle ki Allahtan başkasına ibadet etmeyin. Gerçekten ben sizi Onun tarafından uyaran ve müjdeleyenim; (11/2)
İnkâr edenler derler ki: Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya. Sen yalnızca bir uyarıcısın ve her topluluk için bir hidayet önderisin. (13/7)