Oruç gerçek aşka hicrettir

Ramazan Günlügü
Prof. Dr. Hayrettin Karaman’ın Yenişafak gazetesindeki yazısı… Ruhumuz ki, Kur’an dilinde bunun adı “nefis”tir, ete kemiğe bürünmüştür, ezelde Sevgili Yaratan ile yaptığı...
EMOJİLE

Prof. Dr. Hayrettin Karaman’ın Yenişafak gazetesindeki yazısı…

Ruhumuz ki, Kur’an dilinde bunun adı “nefis”tir, ete kemiğe bürünmüştür, ezelde Sevgili Yaratan ile yaptığı sözleşme dünyaya ve maddeye olan alaka yüzünden unutulmuştur, asıl hedefi Allah olan sevgi (aşk ve muhabbet) fânî güzelliklere yönelmiş, hedefini şaşırmış ve büyük ölçüde zayi olmuştur.

“Zararın neresinden dönülse kârdır” hikmeti gereği insan şöyle bir durup düşünmek, bu cihana niçin geldiğini hatırlamak, varoluş sebebinin neresinde olduğunu tespit edip kıbleye yönelmek durumundadır. Kıbleye yönelmek, diğer yönlerden yüz çevirmekle olur; diğer yönlerden maksadımız ise aşkı ve muhabbeti gaspeden Allah’tan başka her şeydir.
Ezelî sözleşmeyi unutan, üflenen ilâhî ruhun etkisine perdeleri kapatan nefis elbette Allah’tan başkasını sevecek, onlara bağlanacak, fâniyi bâkıye (geçici olanı kalıcı olana) tercih edecektir ve insanların çoğunda durum bundan ibarettir.

Kıbleye dönmek için güçlü bir çağrıya ve yönlendiriciye ihtiyaç vardır; işte bu çağrı ezandır/namazdır, yönlendiricilerin başında da oruç ibadeti vardır. Oruç, nefsin hoşlandığı (sevdiği), mutluluğu onlarda bulduğu dünya güzellikleri ve zevklerinden isteyerek ve bilinçli olarak belli bir süre de olsa vazgeçmektir.

Niçin?

Allah için!

Allah için başka sevgilerden, bağlardan, alışkanlıklardan yüz çevirmek kıbleyi bulma temrinleridir; bu temrinler hedefine ulaştığında aşk ve muhabbet de hedefini bulacak, hicret gerçekleşecek, fâni fâni kadar, baki de baki kadar sevilecektir.

Sevgi Rehberi Efendimiz (s.a.) günlerinin çoğunu oruçlu geçiriyordu; O’nun kıblesini şaşırması, sevgisini fâniye harcaması mümkün olmadığına göre oruç O’nun için bir “”kıbleyi bulma temrini” değil, hedefte ilerleme, aşkı yaşama, kendine mahsus yakınlıkta mutlu olma fırsatı idi. Onun bu davranışının bir hikmeti de ümmetine örnek olmaktı, yol göstermekti; çünkü Allah Teâlâ şöyle buyuruyordu:

De ki:” Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” /De ki: “Allah’a ve Resûl’e itaat edin.” Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.”(Âl-i İmran: 3/31-32).

Allah’ı sevmenin…

yazının devamını okumak için…