Dünyanın Yüzde 15’i Engelli

Bilimsel Çalışmalar
Dünya Engellilik Raporu’na göre, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ine karşılık gelen 1 milyardan fazla insan bir tür engellilik ile yaşıyor. Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Bankası Grubu tar...
EMOJİLE

Dünya Engellilik Raporu’na göre, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ine karşılık gelen 1 milyardan fazla insan bir tür engellilik ile yaşıyor.

Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Bankası Grubu tarafından hazırlanan “Dünya Engellilik Raporu”, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in de katıldığı bir toplantıda, raporun editör ve yazarları tarafından kamuoyuna tanıtıldı.

Kendisi de engelli olan Dünya Sağlık Örgütü’nden Tom Shakespeare ile Dünya Bankası’ndan Aleksandra Posarac’ın sunduğu rapora göre, 1 milyardan fazla insanın, diğer bir deyişle dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’inin bir tür engellilik ile yaşadığı tahmin ediliyor.

15 yaş ve üzerinde kişiler arasında engellilik ile yaşamak durumunda olan kişi sayısını, Dünya Sağlık Araştırması 785 milyon olarak belirtirken, Küresel Hastalık Yükü çalışması, bu sayıyı yaklaşık 975 milyon olarak ifade ediyor.

95 MİLYON ENGELLİ ÇOCUK VAR

Dünya Sağlık Araştırması bu kişiler arasından 110 milyon kişinin işlevlerini yerine getirme konusunda çok ciddi zorluklar yaşadığını tahmin ediyor. Küresel Sağlık Yükü çalışması, 0-14 yaş arası çocuk engelliliğinin ise, 13 milyonu “şiddetli engellilik” olmak üzere 95 milyon seviyesinde olduğunu belirtiyor.

Engelli insanların sayısının giderek artması; nüfusun yaşlanması, diyabet, kalp ve damar hastalıkları ve akıl hastalığı gibi engellilik ile ilgili kronik sağlık sorunlarının dünya çapında artmasıyla açıklanıyor.

ENGELLİLİK DENEYİMLERİ GENİŞ ÖLÇÜDE FARKLILIK ARZ EDİYOR

Engelliler hakkında klişe görüşler, tekerlekli sandalye kullanıcıları ve görme veya işitme engelli insanlar gibi birkaç “klasik” grup üzerinde dururken, sağlık sorunları, kişisel etkenler ve çevresel faktörlerin etkileşiminden ortaya çıkan engellilik deneyimleri geniş ölçüde farklılık arz ediyor.

Engelli insanların hepsi eşit derecede dezavantajlı durumda bulunmuyor ve farklı sakatlık kategorilerinde okul kayıt oranları da farklılık gösteriyor.

Dünya Sağlık Araştırması sonuçları da, engelliliğin, düşük gelirli ülkelerde yüksek gelirli ülkelere göre daha yaygın olduğuna ve en yoksul 5’te 1’lik refah diliminde yer alan insanlarda, kadınlarda ve yaşlı insanlarda engelliliğin daha sık görüldüğüne işaret ediyor.

Raporda insanları engelleyen faktörler, yetersiz politikalar ve standartlar, olumsuz tavırlar, yeterli hizmet sağlanamaması, hizmet iletimi sorunları, yetersiz finansman, yetersiz erişilebilirlik, danışma ve katılım yetersizliği, veri ve bulgu yetersizliği olarak sıralanıyor.

ENGELLİLERİN KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR

Engelli insanların yaşamlarının nasıl etkilendiğine bakıldığında, sayısı giderek artan bulgular, engelli insanların genel nüfusa göre daha düşük kalitede sağlık seviyesinde yaşadığını gösteriyor.

Engelli olmayan akranlarına kıyasla engelli çocukların okula başlaması olasılığı daha düşük gerçekleşirken, engelli çocukların okulda bulunma süreleri ve sınıf geçme oranları da düşük seyrediyor.

İŞSİZ KALMA İHTİMALLERİ DAHA YÜKSEK

Ekonomik katılım açısından da, engelli insanların işsiz kalma ihtimali daha yüksek ve engelliler istihdam edildiklerinde dahi genellikle daha az kazanç elde ediyorlar. Dünya Sağlık Araştırması engelli olmayan erkeklerde yüzde 65, engelli olmayan kadınlarda yüzde 30 olan istihdam oranının, engelli erkeklerde yüzde 53’e, engelli kadınlarda ise yüzde 20’ye gerilediğine işaret ediyor.

Bu durum, engelli insanların, diğerlerine göre daha yüksek yoksulluk oranları tecrübe etmesine neden oluyor. Engelli insanlar ve üyeleri arasında engelli bulunan hane halkları, ortalamada daha yüksek oranda gıda güvencesizliği, yetersiz barınma, sağlıklı su ve temizliğe eksik erişim ve sağlık hizmetlerine yetersiz erişim gibi yoksunluklara maruz kalıyor ve diğer kişilere ve hane halklarına göre daha az mal varlığına sahip bulunuyor.

Kurumsal çözümlere bel bağlanması, cemiyet hayatının noksanlığı ve yetersiz hizmetler, engelli insanları izole ederek, başkalarına bağımlı hale getiriyor. Verilen desteğin çoğu aile üyelerinden ya da toplumsal ağlardan gelirken, sadece enformel desteğe bel bağlamak, bakım sağlayan kişiler için stres, izolasyon ve sosyo-ekonomik fırsatların kaybı gibi olumsuz sonuçlar doğuruyor.

ENGELLERİ AŞMAK İÇİN…

Dünya Engellilik Raporu’na göre, sağlık hizmetlerindeki engelleri aşmak için, öncelikle mevcut her türlü sağlık hizmetini kapsayıcı hale getirmek ve kamu sağlık hizmetlerini engelli insanlar için erişilebilir kılmak gerekiyor.

Rehabilitasyon konusunun, sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlerle ilgili bütün yasalara ve engelli insanlar için hazırlanmış özel yasalara dahil edilmesi gerekiyor.

Raporda, kamu binalarında, ulaşımda, enformasyonda ve iletişimde karşılaşılan engellerin ortadan kaldırılmasının, izolasyon ve bağımlılığı azaltarak bireylerin eğitim, istihdam ve sosyal yaşama katılımına olanak tanıyacağı gerçeği de öne çıkarılıyor.

Farklı alanlarda erişebilirliği sağlamak ve olumsuz tavırları azaltmak için önemli gereklilikler, erişilebilirlik standartları; kamu ile özel sektör arasında işbirliği; uygulamaların koordine edilmesinden sorumlu olan yönetici bir kurum; erişilebilirlik eğitimi; planlamacılar, mimarlar ve tasarımcılar için evrensel tasarım; kullanıcı katılımı ve halk eğitimi olarak sıralanıyor.

Eğitimin önündeki engelleri aşmak için engelli çocukların, engelli olmayan çocuklarla bir arada eğitim görebilecekleri okullarda kapsanması, engelli çocuklar arasında ilköğretimi tamamlama oranını artıracak bir unsur olarak dikkati çekiyor.

İstihdamın önündeki engellerin aşılması için de, ayrımcılık karşıtı yasalar, engelli insanların istihdama dahil edilmelerini teşvik etmek için bir başlangıç noktası olarak görülüyor.

AA