Cep telefonlarının batarya kapasitesi ‘teknolojik darboğazı’ aşamıyor

Cep Telefonu
Cep telefonları başta olmak üzere bataryası bulunan tüm ürünlerde, ürünün boyutunu ve ağırlığını etkilemeyecek şekilde batarya kapasite artışı sağlanamıyor. piyasadaki cep telefonlarının batarya kapas...
EMOJİLE

Cep telefonları başta olmak üzere bataryası bulunan tüm ürünlerde, ürünün boyutunu ve ağırlığını etkilemeyecek şekilde batarya kapasite artışı sağlanamıyor.

piyasadaki cep telefonlarının batarya kapasiteleri en yüksek 6,000 mAh olmak üzere telefon modeline göre farklılık gösteriyor.

Ekran çözünürlüğü gibi diğer donanım özellikleri de telefonun kullanım süresinin uzunluğunu doğrudan etkiliyor.

Örneğin, 20 saat 8 dakika kullanım süresiyle dünyanın en uzun kullanım süresine sahip cep telefonu ünvanına sahip Motorola Moto G7 Power, daha yüksek batarya kapasitesine sahip telefonlar olmasına rağmen kapasitesini daha verimli kullanarak listenin ilk sırasında yer alıyor.

Öte yandan, batarya kapasitesi ve telefon boyutu arasında doğrudan ilişki bulunuyor. Bu nedenle telefonun boyutu büyüdükçe batarya kapasitesi ve kullanım süresi artıyor, küçüldükçe de düşüş gösteriyor.

Uzmanlar, ürün boyutunda büyüme olmadan batarya kapasitesinde artış sağlanamaması durumunu batarya teknolojisinin “darboğaz”ı olarak nitelendiriyor.

“Kullanım ömrü uzasa da kapasitede artış yaşanmıyor”

Batarya kapasitesi artış çalışmaları yürüten Enwair’in Kurucu Ortağı Murat Doğdu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, elektrikli araçlardan cep telefonlarına kadar tüm teknolojik ürünlerde enerji depolamanın en önemli husus olduğunu söyledi.

Bataryanın teknolojide en fazla zorlanılan yer olduğuna dikkati çeken Doğdu, “Batarya kapasitesini artırdığınızda bataryanın üründe kapladığı alan doğal olarak artıyor. Ürünlerde belli bir ağırlığın üzerine çıkmak istemiyorsunuz ama çok enerji depolamak istiyorsunuz. Ayrıca, cihazınızı, arabanızı, cep telefonunuzu olabildiğince uzun süre kullanmak istiyorsunuz. Batarya teknolojisinde bu durum bir darboğaz.” yorumunu yaptı.

Doğdu, tek seferde sağlanılan kullanım süresinin bataryanın kapasitesini, işlevini yitireceği sürenin de bataryanın ömrünü oluşturduğunu aktararak, şunları söyledi:

“Her cihazın bataryasının bir çevrim ömrü var. Bataryanızı şarj edip daha sonra boşalttığınızda yani şarj ve deşarj yaptığınızda bir çevirim yapmış oluyorsunuz. Bu zamana kadar ömür ve kapasiteler de arttı. Herkes batarya kapasiteleriyle ilgili geleceğe yönelik iyi tahminlerde bulunuyor. Normalde bataryalarda 3 bin çevrim yapılıyor ve bu yaklaşık 6 sene kullanım ömrüne tekabül ediyor. Yakın zamanda 10 bin çevrim yapılabilir ve pil kullanım ömrü uzayabilir. Fakat bataryaların kullanım ömrü uzasa da bataryanın kapasitesinde bir artış sağlanamıyor.”

“Aynı hacme daha fazla enerji sığdırılabilir”

İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent’te 2015 yılında faaliyete başladıklarını ve batarya teknolojisinin temeli olan anot ve katot yapısında iyileştirmeler yapan bir startup olduklarını anlatan Doğdu, anot yapısı üzerinde ciddi iyileştirmeler yaptıklarını ve bu iyileştirmelerin sonucunda 3 tane patent aldıklarını ifade etti.

Doğdu, esnek yapıya sahip bir polimer geliştirdiklerini, bunun da bataryadaki yapının bozulmadan daha uzun süre dayanmasını ve özel kimyasal yapısıyla daha fazla enerji depolanmasını sağladığını belirterek, “Geliştirme aşamasında olan teknolojimiz, hali hazırdaki bataryalara uygulanıyor ve yüzde 34 enerji yoğunluğu yani kapasite artışı sağlıyor.” dedi.

ABD ve İngiltere başta olmak üzere dünyada bazı şirketlerin de batarya teknolojisinde benzer çalışmalar yürüttüğünü hatırlatan Doğdu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Diğer şirketlerden farklı olarak, bataryanın yapısında değişiklik yapmadan daha fazla enerji depolanmasını sağlıyoruz. Bir örnek üzerinden açıklamak gerekirse, eskiden 200 ml’lik bir bardağın içerisine yalnızca 200 ml miktarda bir su sığdırabiliyordunuz. Biz aynı hacme 265 ml su sığdırabiliyoruz. Kuruluşumuzu devlet desteğiyle gerçekleştirdik ve Ar-Ge çalışmalarımızda da devlet desteklerinden olabildiğince yararlandık. Bulunduğumuz noktada 6-8 milyon dolar arasında bir yatırıma ihtiyacımız var. Bu kapsamda ABD’de hem akademik hem de yatırım araştırmaları yürütüyoruz.”