İsrailli Etgar Keret ve Filistinli Samir El-Youssef, “Gazze Blues”da yurttaşlarının farklı mevzilerden yükselen seslerini bir araya getiriyor, hüzünde ve mizahta ortaklıklar taşıyan öyküler anlatıyorlar.
Filistin ve İsrail meselesi denilince akla ilk olarak savaş ve şiddet dolu yaşamlar geliyor. Oysa orada günlük yaşamlarını sürdüren ve İsrailli ya da Filistinli kimliklerinden önce, bireysel kimlikleriyle var olmak isteyen insanlar var.
Evet, orada yoğun bir şiddet mevcut, günlük yaşamın içinde ümit ve ümitsizlik iç içe geçmiş bir halde yer alıyor belki ama her şeye rağmen kendi rayında akıp giden bir günlük hayat da var.
İşte “Gazze Blues”, kendi retorikleri yerine bölge insanının sesini duymak isteyenler için yazılmış bir kitap. Bir anlamda barışa ve dostluğa dair farklı bir proje.
Tarafları insancıllaştırmak
Her şey, birbirlerini daha önce bir edebiyat sempozyumunda tanıyan ve daha sonra da bağlantılarını koparmayan yazarlar, İsrailli Etgar Keret ile Filistinli Samir El-Youssef’in 2002 yılındaki bir bomba saldırısının ardından yaptıkları bir telefon konuşmasıyla başlamış. Keret, The Believer’a verdiği bir söyleşide konuşmalarını şu sözlerle aktarıyor:
“Bomba saldırısından sonra Samir beni aradı ve ‘Bir şeyler yapmamız gerek" dedi. "Evet ama hiçbir işe yaramayacak bir imza kampanyası daha başlatmak istemiyorum" dedim. Bunun üzerine, "Hayır, bir fikrim var" dedi. "Birlikte bir kitap yazalım. Seni okuyan ve beni hiçbir zaman okumayacak o kadar çok insan var ki… İki tarafı da insanlıktan çıkarmanın çok kolay olduğu bir konuda tarafları insancıllaştırmak için bir çaba göstermiş oluruz.”
"Gazze Blues”, Etgar Keret’nin 15 kısa hikayesinden ve Samir El-Youssef’in bir novellasından (kısa roman) oluşuyor. Bu derlemede yer alan 15 kısa öyküde Keret, günümüz İsrail’inden çeşitli kesitlere yer veriyor. Herbiri gerçeküstü tonlar taşıyan öykülerin tümü de yoğun bir mizahla, belli belirsiz bir hüznü aynı potada eritiyor.