Röportaj: Arzu Erdoğral
Akdeniz Parlamenter Asamblesi Başkan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Aşkın Asan, Tunus’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Tunus’un geçici Cumhurbaşkanı Fuad Mebazaa’nın ilk Türk ziyaretçisi de olan Aşan “halk ayaklanması sonrası nasıl bir Tunus?” sorusu ile ilgili izlenimlerini on5yirmi5’e anlattı.
Aşkın Asan, Tunus’da gerçekleşen halk ayaklanması sonrasında yeni kurulan 25 partinin birçoğunun adında “adalet” ya da “kalkınma” sözcüklerinin olduğuna işaret ederken, bölge gençlerini bekleyen bir tehlikeye de dikkat etti.
TUNUS “DEMOKRATİK REJİME” GEÇMEYİ BAŞARIRSA BÖLGEYE ETKİSİ GÜÇLÜ OLUR
Tunus’a gerçekleştirilen ziyaret ile hedeflenen neydi öncelikle bunu sormak istiyorum size…
Tunus Asya’daki en önemli ülkelerden birisi… Orada başlayan halk hareketinin diğer bölge ülkelerine de etkisi oldu. Tunus’tan ilham alınarak gerçekleştirilen halk ayaklanmasında yönetimdeki kişinin değişmesi için girişimlere başladılar. Bu hareketin ilk başladığı yer Tunus olduğu için öncelikle çıkış ilhamının ne olduğunu yerinde görmek ve öğrenmek istedik. Çünkü uzaktan sadece medya aracılığı ile yanlış ve yanlı bilgilere ulaşabiliyorsunuz. Orada geçiş süreci başarılı bir şekilde devam eder ve halkın istediği demokratik rejime geçebilirlerse bölgedeki diğer ülkelere de örnek olmuş olacaklar. Biz Akdeniz Asamblesi olarak oraya giderek her konuda kendilerine yardımcı olduğumuzu hazır olduğumuzu söyledik. Yine bundan sonraki süreçte seçimlerde ve anayasayı hazırlama sürecinde de kendilerini yardımcı olabileceğimizi belirttik.
ŞEFFAF BİR YÖNETİM İSTİYORLAR
Peki, izlenimleriniz ne oldu?
Cumhurbaşkanı Fuad Mebazaa, Dışişleri yetkilileri ve sokaktaki vatandaşla konuştuk ve elimizden geldiğince bilgi almaya çalıştık. Akdeniz Asamblesi olarak fesh edilen parlamentonun 2 milletvekili ile de görüştük. Onlar da bizim asamblenin üyesiydi. Tunus şu anda çok mesafe kat etmiş. Olayların neden ve nasıl olduğu ile ilgili çok fazla konuşmak istemiyorlar. Özellikle halk nezdinde en büyük şikâyet Bin Ali ve ailesinin çok fazla sayıda yolsuzluğa bulaşması… 24 senedir iktidarda olan böyle bir ismin yerine demokratik ve şeffaf bir yönetim istediklerini ifade ediyorlar. Birçok uluslararası kuruluşta bizler gibi onlara yardım sözü vermiş. Bundan dolayı çok mutlular.
TÜRKİYE’Yİ MODEL ALIYORLAR
Daha önce siyasi partilerin kurulmasına izin verilmemiş şimdi ise 25 tane yeni parti kurulmuş… Çok ilginç olan bulardan 7 tanesi de adalet ve kalkınma ismini taşıyor. Adalet ve Kalkınma İçin Geleceğin Partisi, Adalet ve Kakınma için Özgürlük Partisi şeklinde bizim partimizin ismini taşıyan partiler var. Bu partilerin başındaki insanlar çok fazla tanınmıyor. Ama verdikleri ilk demeçlerde Türkiye’yi model alacaklarını ve önlerindeki en iyi model olduğunu hemen hepsi vurguluyor. Görüştüğümüz Cumhurbaşkanı ve Dışişleri yetkilileri de Türkiye bizim ilham aldığımız ülkelerden biridir dediler. Bunlarla birlikte çok sayıda parti olması sıkıntıya neden olabilir endişesinin de olduğunu gördük. Nihayetinde 35 partinin seçime girmesi zor. O nedenle bizde de uygulanan baraj sistemini uygulamak istiyorlar. Birbirine yakın partiler birleşsinler ve kolaylık sağlansın. Çünkü amaçları biran önce istikrara kavuşmak… Var olan ortamın devam etmesi büyük sıkıntılara yol açıyor. Kısa sürede bu süreci atlatmak istiyorlar. En önemli sıkıntılardan birini de lider olabilecek bir ismin henüz çıkmaması olarak görüyorlar. Devrime giden yolda ideolojileri olan bir hareket değil de halk ayaklanması şeklinde ortaya çıkıldı. İşte bu nedenle şimdi belirgin bir isim yok. Bu onları düşündürüyor ama model olarak
TUNUS’TAKİ SİYASİLER BAŞBAKANI AN VE AN TAKİP EDİYOR
Türkiye’den bu süreçte beklentileri nedir?
21 Şubat tarihinde zaten Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğu, Tunus’a bir ziyaret gerçekleştirmişti. O ziyaret esnasında da kendilerine Türkiye’nin her zaman yanında oldukları mesajı verilmişti. Bir de sürekli olarak oradaki yetkililer Başbakanımızın konuşmalarını anbean takip ediyor. Bu Pazartesi günü ülkemizde gerçekleştirilen “Değişim Liderleri Zirvesinde” Sayın Erdoğan’ın konuşmasını dinledirler. Görüşmemiz esnasında Başbakanımızın oradaki mesajlarına da dikkat çektiler. Türkiye’nin onların yanında olduğunu biliyorlar. Bir de Tunus diğer Arap ülkelerinden çok daha farklı bir konuma sahip… Osmanlı’nın devamıyız diyen insan sayısı çok fazla… Ailelerini Türklerle ilişkilendiren ve benim babaannem, dedem Türk’tü… Ben aslında Türküm… Osmanlı zamanında buraya geldik ve kaldık şeklinde kendilerini ifade eden insan çok fazla… Bu doğrultuda Türkiye’den beklentileri de yüksek düzeyde…
Öte yandan ülkelerindeki en büyük sorunun ekonomi olduğunu da biliyorlar. Ekonomik tedbirler alınsa da bunun kısa vadede sonuç vermeyeceğinin de farkındalar. Ancak halk da bu yönde bir beklenti var. Madem bu diktatör gitti o zaman 1-2 senede durumumuz düzelsin şeklinde de bir düşüncede var. Bu nedenle süreci hızlı çalıştıralım. Hem ekonomik hem de eğitim alanında halkın en kısa sürede beklentilerini karşılayalım istiyorlar. Görüşmelerimizde onlara bizim sosyal politikalarımızdan da bahsettim. Çünkü orada mevcut olan en belirgin sorun var olan gemide olanların adaletli bir şekilde dağılmaması… Mesela fakirlerin alabildiği yardımlar hemen hemen yok denilecek şekilde… Hatta kendi başlarına girişimlerde bulunsalar bile zorluklarla karşılaşıyorlarmış. Küçük bir dükkan bile kurmaya kalksan belli mafyalara haraç vermek zorunda kalıyormuşsun. Sıkıntılar çok büyük. Kurumsallaşmamış yapı halkı hayatından bezdirmiş durumda. Hızlı bir şekilde reformlara girişip, halkın beklentilerini karşılamak çabası içerisindeler. Bunun da çok zor olduğunu biliyorlar.
KÖTÜ NİYETLİ İNSANLAR TUNUS’TAKİ GENÇLERİ KULLANABİLİRLER
Dışişleri Bakanı Davutoğlu Değişim Liderleri Zirvesindeki konuşmasının bir kısmında, “Tahrir’deki genç de Tunus’taki genç de diyor ki özgürlüğü tadayım ama güvenliğim zedelenmesin" sözleriyle aslında önemli bir tespitte bulundu. Sizin oradaki gençlerle ilgili izlenimleriniz ne oldu?
Hareketler belli ölçüde sakinleşmiş durumda. Ama devlet binalarının etrafında genç gruplar var. Bunlar günün belli saatlerinde gösterilere devam ediyor. Diğer kesimlerde ise hayat kendi seyrinde akıyor. İnsanlar dükkânlarını açıyorlar, okula gidiyorlar bir şekilde günlük hayatlarını sürdürüyorlar.
En önemli izlenimlerden biriside ise şu oldu; Bu karmaşanın bir an önce sonlanması lazım. Bazı kesimler kendi istekleri yerine gelsin diye onları kullanabilir. Böyle bir hareket de başlamış zaten… Örneğin şöyle bir kişi başa gelsin, hadi ayaklanın gibi… Halk hareketi oldu, bundan sonra hızlı bir şekilde demokratikleşme sürecinin başlayıp, ekonomik politikaların düzenlenip, devletin kurumsal yapısının oluşturulup bir temele oturtulması gerekiyor. Eğer karmaşa devem ederse bu gençler kötü insanlar tarafından da kullanılabilir.
on5yirmi5.com