Mathias Enard’ın romanı ”Savaşları, Kralları ve Filleri Anlat Onlara”, Osmanlı Sultanı II. Bayezid’in davetiyle İstanbul’a gelen tarihin en önemli ressamlarından Michelangelo’nun burada tuttuğu üç ayın güncesini ilk kez Türkçe’de okuyucuyla buluşturuyor.
Barselona Üniversitesi’nde Arapça dersleri veren kitabın yazarı Mathias Enard’ın Michelangelo’nun, kardeşi Buonarroto’ya ya da ustası Sangallo’ya yazdığı ve sanatçının not defterinden çevirdiği mektuplarından ve Michelangelo’nun hem biyografi yazarı hem dostu olan Ascanio Condivi tarafından aktarılan bilgilerden yola çıkarak kaleme aldığı kitap, yazara geçen yıl edebiyat dünyasının en önemli ödülleri arasında gösterilen ”Goncourt”ı kazandırdı.
”Savaşları, Kralları ve Filleri Anlat Onlara” adlı kitap, 13 Mayıs 1506’da Osmanlı İmparatorluğunun başkenti İstanbul’a gelen Davut heykelinin yaratıcısı ressam-heykeltıraş Michelangelo Buonarroti’nin tuttuğu güncelerden yola çıkıyor. Katolik Krallar’ın zulmünden kaçan Yahudilerin sığındığı, çok farklı kökenden insanların yan yana yaşayabildiği, sanatçıların birbiriyle yarıştığı, Doğu’dan Batı’ya tüm yolların kesiştiği benzersiz kent İstanbul’da geçen roman hayal kırıklığı ve küskünlük içinde Roma’dan ayrılıp Floransa’da soluklanmak isteyen Michelangelo’nun, karnını doyurmak için gittiği handa karşısına geçen iki adamın kendisine bir mektup vermesiyle başlıyor.
O dönemlerde Osmanlı Sultanı Bayezid İstanbul’u ikiye ayıran Haliç’e, İmparatorluğun şanına yaraşır bir köprü inşa edilmesini ister. Bu amaçla görüşülen Leonardo da Vinci’nin şu anda Milano’da Bilim Müzesi’nde saklanan çizimleri geri çevrilir. Kendi ülkesinde gördüğü aşağılanmaya karşı durmaya çalıştığı o günlerde Michelangelo, Osmanlı Sultanı Bayezid’in davetiyle karşılaşır.
Bayezid, bazılarına göre zamanının en büyük sanatçısı olarak kabul edilen Michelangelo’ya mektupta, ”Kabul edecek olursanız, şan ve şerefte Büyük Usta’yı geçeceksiniz, çünkü onun başaramadığını başaracak ve dünyaya tıpkı Davut’unuz gibi eşsiz bir anıt armağan edeceksiniz” der.
Bayezid’in, Papa’nın iki yıllık çalışma karşılığında ödediği miktarın beş katını teklif ettiği 31 yaşındaki Michelangelo’dan istenen tek şey İstanbul ile kuzeydeki Pera semti arasında bir köprü inşaatı projesi hazırlamak, çizmek ve başlatmak için bir ay burada kalmasıdır. Yazar Enard, romanın sonunda aktardığı notlarda, yakın tarihlerde, Osmanlı arşivlerinde Michelangelo’ya atfedilen Haliç için bir köprü projesi ve odasında bıraktığı eşyaların dökümünün keşfedildiğini belirtir.
Kitapta ayrıca, Michelangelo’nun daha sonraki dönemlerinde yaptığı eserlerden San Pietro’nun kubbesi Ayasofya ve Beyazıt Camisi’nden, Medici Kütüphanesi Beyazıt Kütüphanesi’nden esinlendiği de ifade ediliyor. Can Yayınları’ndan çıkan kitap Fransızca aslından Aysel Bora’nın çevirisiyle okuyucuya sunuluyor.
haber 365