Ödül töreninden sonra basın mensuplarının karşısına geçen Obreht, “Bu ödülü kazanmak büyük bir onur. Çok şaşırdım. Kazanmayı beklemiyordum, bu yüzden hiçbir şey hazırlamadım. Gerçekten hâlâ inanamıyorum” dedi. Tea Obreht’in ilk romanı olan The Tiger’s Wife, büyükbabasının anlattıklarından etkilen ve eski Yugoslavya’nın savaştan zarar gören ülkelerine bir yolculuğa çıkan genç bir doktorun hikâyesini anlatıyor.
1997 yılından beri Amerika’da yaşayan Obreht, romanın Balkan savaşının daha hakkaniyetli bir resmini çizdiğini umduğunu söyledi.
Obreht, “Romanım Sırp Hırvatçasına çevrileceği için gerçekten çok mutluyum. Bu, hiç İngilizce bilmeyen ve kitaplarımı okuyamayan büyükannemin kitaplarımı okuyabileceği anlamına geliyor” dedi.
Orange Ödülü, her yıl geleneksel olarak İngilizce yazılan bir kadın yazarın romanına veriliyor. Dört kadından oluşan seçici kurula başkanlık eden tarihçi Bettany Hughes, Obreth’nin heyecan verici genç bir yetenek olduğunu söylerken, eserini ‘sıradışı bir roman’ olarak tanımladı.
Tea Obreth, The New Yorker’ın 40 Yaşın Altında 20 Yazar listesinde de yer alıyordu.
Orange Ödülü’nü geçen yıl Barbara Kingsolver altıncı romanı The Lacuna ile kazanmıştı.
BBC/Taraf