Tarih, sadece ders kitaplarından öğrenilebilecek kadar yalın değil. Onun ayak izlerini takip etmek, geçtiği yerin kokusunu solumak gerek…
Milattan önce 3000 yılından bugüne, pek çok medeniyetin iziyle varlığını sürdüren bir şehir… Yıkımı ve yeniden yaratılışı yani “uygarlığı” en küçük taşına kadar özümseyen Müslüman Halep.
Bir yılda 12 kitapla okurlara bilinmeyeni keşfetme imkânı sunan Kırkmerak dizisi, birinci yaşını bir şehir kitabıyla kutluyor. Serhat Öztürk’ün kaleme aldığı bu eser, monoton bir gezi anlatısı olmakta çok uzak! Seyyah bir ruhun, şehrin sınırından adım atmasıyla başlayan bu heyecan verici macera, okuru Halep kadar derin ve gerçek gözlemlerle sarsıyor.
Çok yakın ve bir o kadar uzak Halep’in özenle bir araya getirilmiş fotoğrafları da yazılanlara eşlik ederek taşın ve tarihin hayalini şansa bırakmıyor! Yazar, bir yandan gezi notlarını, bir yandan şehri gezerken topladığı bilgi ve fotoğrafları, bir yandan da burası hakkında kitaplardan aldığı bilgileri sunuyor. Böylece ortaya Halep’in özel taşlarından müziğine, yemeklerinden efsanelerine, çarşılarından kalesine uzanan bir anlatı çıkıyor. Serhat Öztürk kitabında, Karagöz’deki kadim dolaba binerek, araklar ve şaraplar eşliğinde Hollywood filmlerine esin kaynağı olan Tanrı Hadad’dan St. Simeon’un hikâyesine, Kapalıçarşı’nın dehlizlerinden kalenin etrafında şekillenen yenidünyaya, hecin develerinden vişneli kebaba, Araplara bakışımızdaki garbiyatçılıktan Halep Ermenilerine, Neanderthal insanından Ümmü Gülsüm’e bu kültürel coğrafyayı kuşatmaya çalışıyor.
Osmanlı İmparatorluğu boyunca gözde kentlerden biri oluşu sebebiyle tarihin aramızda bağ kurduğu bu şehir, Serhat Öztürk’ün ülkemizde eşi görülmemiş biçemiyle bambaşka bir iz bırakıyor. Halep, okuyanın ayaklarını yormadan bu benzersiz kenti gezdirirken edebi anlatımıyla da ruhu okşuyor… Bu büyüleyici gezinin son adımlarında karşılaşacağınız, tarihsel sürecin bir şehre yüklediği toplumsal değerlerin bugüne nasıl kıydığını görerek o mutlak sona geldiğinizde, unutamayacağınız bir anı edineceksiniz.