Nihan Kaya
14 yıl boyunca Boğaziçi Üniversitesi’nin Mütercim-Tercümanlık bölümünde çeviri dersleri vermiş olan Ender Gürol, altmış yıldır Türkçe’ye çok sayıda eser kazandırmış emektar çevirmenlerimizden. Ayrıca, Türk edebiyatının İngilizce ve Fransızca gibi dillerde tanıtılmasında da önemli rol oynuyor. Örneğin Tanpınar’ın Huzur, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, 19. yüzyıl Türk Edebiyatı Tarihi, Reşat Nuri Güntekin’in Miskinler Tekkesi, son yıllarda, çağdaş yazarlarımızdan Adalet Ağaoğlu’nun Ruh Üşümesi, Romantik Bir Viyana Yazı, Tahsin Yücel’in Gökdelen, Mario Levi’nin İstanbul Bir Masaldı romanlarının çevirisinde Ender Gürol’un imzası var. Gürol’un, sayıları yüzü aşkın Türkçe çevirileri, Cinsi Adetler Tarihi’nden (Richard Lewinsohn, Varlık Yayınları), Mevlana Muhammed Ali’nin Kur’an çevirisi, PEN dergisinde basılan şiirler, Annemarie Schimmel’in Tasavvufun Boyutları (Adam Yayınları) kitabı gibi çok çeşitli türlere uzanıyor. Varlık Yayınları’nın Dünya Edebiyatçıları Ansiklopedik Sözlüğü’nü, Cem Yayınları’ndan Türkçe ve İngilizce basılan, üç ciltlik Çağdaş İş Dünyası Sözlüğü’nü hazırlayan, Meydan Larousse’daki çok sayıda maddeyi yazan, o. Şu sıralarda Louis A. Sass’ın Delilik ve Modernizm adlı önemli yapıtını dilimize çeviriyor.
Türkçe’nin şiir için çok iyi bir dil olduğunu söylüyorsunuz.
Zira Türkçe çok ekonomik. Fransızca gibi, analitik dediğimiz dillerde bol miktarda bağlaç, ilgeç, ilgi adılı var. Türkçe’de bir cümleyi o şekilde uzatamazsınız. Cümleler analitik dillerde olduğu gibi bağlaçlarla uzamadığından, söylemek istediğiniz şeyi kısa ve öz olarak verebilirsiniz. Şiir mümkün olduğu kadar “öz”ün ifadesi olduğundan, Türkçe şiir için uygun ve güzel bir dil.
O halde başka bir dilden Türkçe’ye şiir çevirmek, Türkçe’den başka bir dile şiir çevirmekten daha kolay.
Şiir çevirisi apayrı bir konu. Düz yazıda ise sözcük sayısının ve eşanlamlı sözcüklerin Batı dillerinde daha üstün olması, bu dillerde çalışmayı rahat kılıyor. Yabancı dilden Türkçe’ye çeviri daha zor. Çünkü sözcük sayısı eşit olmaktan uzak. Yalnız edebiyat değil, felsefe, psikoloji, sosyoloji ve benzer alanlardaki teknik ve teknolojik deyimlerin karşılığı ya yok Türkçe’de.
Bu takdirde Osmanlıca sözcükleri atmak, bir başka deyişle dil devrimi, dili yoksullaştırdığı için Türkçe’yi rahat çeviri yapılamayan bir dil haline getirdi.
Dil devrimi Yabancı, Arapça ve Farsça kökenli sözcüklerin çok eskiden beri yüklendiği zengin anlamları da bir kalemde silmiş oldu. Bir sözcüğün yerine yenisini koyarsanız, o sözcükle birebir aynı kelimeyi yerine koymuş olabilirsiniz; ancak o sözcüğün beş altı anlamı varsa bunların hepsi yok oluyor.
Bizdeki dil devrimini dünyayla kıyasladığınızda nasıl buluyorsunuz?
Batıda da dilin arınması için akımlar olmuştur kuşkusuz; ancak bizdeki kadar radikal olmamıştır. İngilizce’de de büyük devrimler oldu. İngilizce, Amerikanca dediğim, Amerikan ve İngiliz İngilizcesi olarak ikiye ayrıldı. Amerikan İnglizcesi esas İngilizceyi de bozdu. Fakat sonra dil kendiliğinden yeniden karmaşık hale geldi. Bir nevi eskiye dönüş oldu. Örneğin Virginia Woolf’un, James Joyce’un dili basit değildir.
Star Gazetesi