20’sinde ölüp 80’inde gömülmeyi beklemek

Kitap
Kendi hayatını yazmak en zor olanıdır bir yazar için. Bu yüzden öykü yazarları; kendi hayatlarını yazsalar bile mutlaka ötekileştirmeye doğru bir eğilim gösterir. Ama Kübra Özden, hiç çekinmeden, endi...
EMOJİLE

Kendi hayatını yazmak en zor olanıdır bir yazar için. Bu yüzden öykü yazarları; kendi hayatlarını yazsalar bile mutlaka ötekileştirmeye doğru bir eğilim gösterir. Ama Kübra Özden, hiç çekinmeden, endişe bile duymadan kendi hayatını yazdı. Ötekileştirmek aklının ucundan bile geçmeden, her satırına kendi hayatını işledi “20’sinde Ölüp; 80’inde Gömülmeyi Beklemek Benimkisi” isimli kitapta.
Bursa İnegöl’de başlayıp Ankara Baraj Mahallesi’ndeki şirin bir gecekonduya sürüklenen ve bir apartman dairesinde süregiden dram dolu bir hayat bu…

Ekonomik zorluklar, eğitimsiz bir ailede yetişmenin olumsuzlukları ve ayakta kalabilmek için verilen mücadelede insanların en iğrenç yüzlerinin dışa vurumu…

Hayat mücadelesi verirken, iş yaşamında bir yer edinmeye çalışan bayanların karşılaştığı en insanlık dışı davranışları, en ahlaksız teklifleri tüm çıplaklığıyla yansıtan Kübra Özden, “Ben öykümü, birileri beni tanısın bilsin diye kaleme almadım. Benim öykümde, özellikle bizim ülkemizde yaşayan her bayanın ve hatta birçok erkeğin kendine dair bir şeyler bulacağından şüphem yok. Herkesin yaşama dair dersler çıkarması için kendi mahremiyetimi açtım öykümde hiç çekinmeden” diyor.

Bu arada Kübra Özden’in biyografi kısmına satır satır yazacağı bir kariyer çetelesi de yok. Bir çok ismin aldığı seminerleri bile biyografi diye alt alta eklediği bir dönemde “Kimdir” başlığının altını bile dolduramadan kitap yazmak…

Bu bile kendi başına bir cesaret göstergesi aslında.
Daha dikkat çekici olanı ise eğitim durumu. Bir yandan ailesinin maddi imkânsızlıkları bir yandan da yaşadığı çevrenin etkisi onu eğitim sürecinin dışına itmiş. İlköğretimi (Ortaokul) tamamlayabilen Kübra Özden, halen Açık Lise eğitimini sürdürüyor. Hem çalışıp hem okumanın zorluklarını yaşıyor derinden. Ama kararlı. Liseyi tamamladıktan sonra üniversite için de planları hazır. Hedefi psikoloji okumak…

Peki sadece bu öykü ile mi yetineceksiniz diye sorduğumuzda kararlı bir ifadeyle, “Elbette hayır” diyor. “Okurlarıma karşı dürüst olmak için kendi öykümle başladım. Kendi yaşamımı tüm çıplaklığıyla aktardım. Ama tasarladığım daha onlarca öykü var. Sırasıyla bunları da okurlarımla buluşturmayı hedefliyorum. İşim eğitim çabam ne derece fırsat verir bilemiyorum ama ben sırtında yük taşımaya alışkın biriyim. Bu tür zorlukların altından kalkarım elbet” diye sürdürüyor kararlılığını ve öz güven dolu sözlerini.

Peki neden “20’sinde Ölüp 80’inde Gömülmeyi Beklemek Benimkisi”?
Kitabın adı hayli dikkat çekici…

Çoğu zaman duyarız yaşarken ölmeyi. Ama bu ölümün 20’sinde yaşandığını düşünmemiştir çoğumuz. Bu sorunun cevabı da tüm çıplaklığı ile Kübra Özden’in 20’sinde Ölüp 80’inde Gömülmeyi Beklemek Benimkisi isimli kitabının satır aralarında. Yaşadığı hayatın, onu, daha 20 yaşında toprağı bekleyen faniye nasıl çevirdiğini okuyacaksınız öyküsünde.

Kitabın son bölümlerinde de yaşadığı hayatın devamını aratmayacak deneme yazılarına yer verilmiş. Her bir yazı aynı zamanda yaşam koçluğu olarak nitelendirilebilecek anekdotlarla dolu. Örneğin “Sabah günün en çıplak vaktidir” başlıklı yazısında, sabahı nasıl giydirirseniz günü o örtüyle tamamlarsınız diyor. Bunu hayata da uyarlayan Kübra Özden, hayatın ilk aşamalarında, bir insanın aile ve yaşam çevresince nasıl giydirilirse ömrünü de öyle devam ettireceğine dikkat çekiyor.
Bu elbette bir değişime karşıtlık değil ona göre. Ne kadar değişse de, insanın özünde en çıplak vaktinde giydiği yaşam elbisesinin izlerinin hep kaldığını hatırlatıyor.

Kitabın son bölümüne eklenen deneme yazılarının sunumunda. “… okuduğunuz hikayeyi yaşamış biri olarak yaşanmış gerçeklerimle birebir örtüştüğüne inandığım çığlıklarımı, kitabın bundan sonraki bölümlerini oluşturan köşe yazılarımda aktarmaya çalıştım” diyen Kübra Özden şöyle devam ediyor:
“Nietzche’den Bob Marley’e, Robin Sharma’dan Osho’ya hayata farklı bakan her düşünürün ve sanatçının düşüncelerinin de harmanlandığı bu yazılarda, Plutherkos’un özlü sözleri, Luctretius’un felsefi perspektifi, George Orwell’in yaşam anlayışı, Eddi Anter’in “İnkar”ı ağırlıklı olsa da tüm bunları tamamlayan Mevlana’nın evrensel öğretilerini bulacaksınız”.

Kübra Özden aslen Ankara/Çubuk’lu. Ailesinin işi nedeniyle çocukluk yıllarını Bursa/İnegöl’de yaşamış. Babasının yakalandığı hastalık (şizofren) Ankara’ya mecburi göçlerine sebep olmuş. Ankara’da Esenboğa Havaalanı güzergahında yer alan Baraj Mahallesi’de yıllarca iki göz diye tanımladığı bir gecekonduda yaşamış.

Halen de Pursaklar’da devam ettiriyor yaşamını. Yerel bir medya grubunda sekreter olarak işe başlayan Kübra Özden, bu arada Açık Lise’ye kaydını yaptırıp çocukluk yıllarında elinden alınan okuma aşkına tekrar kavuşmuş. Bir süre sonra sekreter olarak başladığı işinde aynı zamanda yazar olan patronunun telkin ve teşvikleriyle duygularını kaleme almaya başlamış. Bu yazıları hem yerel gazetede hem de gruba ait internet sitesinde yayınlanmış. Hedefi, liseyi açıktan tamamladıktan sonra üniversitede Psikoloji eğitimi almak…

Bu arada da farklı hayatların dram dolu öykülerini farklı adlar altında kitaplaştırmayı amaçlıyor.

KİTAP KİMLİK:
Kitap  : 20’sinde Ölüp 80’inde Gömülmeyi Beklemek Benimkisi
Türü  : Öykü-Deneme
Yazar  : Kübra Özden
Yayınevi : KAMAR Kitap
1.Baskı : Haziran 2012
Editör  : Zihni Çakır
ISBN  : 978-605-86816-0-6
Web  : www.kamarkitap.com