Dünyayı Değiştiren Kitaplar

Kitap
Hakan Arslanbenzer’in Eskimeyen Kitaplar kitabını bekleyeduralım, bir süre daha Erol Güngör’ün Robert B. Downs’tan Türkçeye çevirdiği Dünyayı Değiştiren Kitaplar’la (Ötüken Yay...
EMOJİLE

Hakan Arslanbenzer’in Eskimeyen Kitaplar kitabını bekleyeduralım, bir süre daha Erol Güngör’ün Robert B. Downs’tan Türkçeye çevirdiği Dünyayı Değiştiren Kitaplar’la (Ötüken Yayınları) oyalanabiliriz. Oyalanabiliriz diyorum ama aslında okuyucusunu oyalayan bir kitapla karşı karşıya olmadığımızı da hemen belirtmemiz gerekiyor.

Kitabın Niccolo Machiavelli’nin Hükümdar kitabıyla ilgili bölümünde biraz tutukluk var. Erol Güngör sanırım kitabı çevirmeye başladığında, yazarının üslubunu hemen yakalayamamış. Sonraki bölümlere göre bu bölüm okuma açısından biraz sıkıntılı gibi. Bu sıkıntının sebebi çeviriden kaynaklanmıyor olabilir. Bir okuyucu, okumaya başladığı her yeni kitapta böyle bir alışma sorunu yaşayabilir. Çünkü her yazarın farklı bir dili ve üslubu vardır. Bu uyum sıkıntısı çeviri eserlerde daha çok yaşanır. Fakat kitabı usta bir yazar çevirmişse, sıkıntı en fazla on sayfa devam eder. Sonrasında belli bir hızı, akıcılığı, tempoyu yakalarız.

Açıkçası Dünyayı Değiştiren Kitaplar’ı Erol Güngör çevirdiği için okudum. Güngör’ün akıcı, sade ve temiz Türkçesi, çeviri eserlerinde de kendini gösteriyor.

Kötülük problemine dahil edilebilecek Batı kaynaklı eserler

Kitabın Hükümdar bölümündeki yaşadığımız güçlüğün sebebi, biraz da konunun güçlüğünden ileri geliyor. Hükümdar bugüne kadar hem felsefecileri, hem sosyologları, hem de siyasetçileri fazlasıyla uğraştırmış bir eser. Yalnızca felsefeci, sosyolog ve siyasetçiler değil, edebiyatçılar, teologlar ve sanatçılar da Hükümdar’la uzun süre meşgul olmuşlar. Allah’a şükür Türkiye’de böyle bir sorun yok. Yani Hükümdar’da serdedilen hükümlerin birçoğu -ki bunlar kötülük problemiyle, suç işlemekle, yalan ve dolanla ilgilidir- bizim için bir problem arz etmiyor. Çünkü biz Müslümanız ve Allah’a şükür, her birimiz, içimizde taşıdığımız iman dolayısıyla, Batının yüzyıllardır tartışıp da bir türlü işin içinden çıkamadığı “kötülük problemi”yle uğraşmıyoruz.

Allah (cc) korkusu taşıyan bir insanda nasıl bir kötülük problemi olabilir? Ya da Allah’a sağlam bir güvenle bağlanmış kişide veya kader inancını Peygamber Efendimizin emirleri doğrultusunda düşünen, yaşayan bir Müslümanda.

O yüzden olsa gerek, kötülük problemine dahil edilebilecek Batı kaynaklı eserler veya fikirlerle karşılaştığımız zaman zorluk çekmemiz, ilk başta konuya tam intibak edemeyişimiz normal. Eğer konunun üzerine gidip eserle cebelleşmeyi göze alırsak, o zaman zihinsel bir faaliyet içine girmiş, bir nevi “zihin jimnastiği” yapmış oluruz.

O açıdan Dünyayı Değiştiren Kitaplar çok faydalı bir eser. Yazar Robert B. Downs’un dünya derken neyi kastettiği kafayı biraz karıştırabilir. Onun için dünyanın sınırları nerelerdir? Dünya denince hangi ülkeleri düşünüyor? Yoksa o, dünya derken ülke, kıta veya sınırlardan değil de zihinden mi söz ediyor? Onun dünyasıyla bizim dünyamız çakışır mı, uyuşur mu, aynı mıdır?

Aynı olmadığı ve olmayacağı bir gerçek. Bunun için onları suçlamıyor veya bunun üzerinden komplo teorileri üretmiyoruz. Hakan Arslanbenzer bir defasında -mealen- “Herkes dediğimizde, kafamızdan en fazla 15 kişi geçer.” demişti. Bu, insan olmanın bir sonucudur. Dünya dediğimizde de iş böyledir. Bana dünya denildiğinde, ilk planda Avrupa veya ABD gelmez aklıma. Kafamda uyanan ilk sınırlar Ortadoğu’dur.

Bu kitaplar mevcut durumun savunusudur

Avrupalının egosundan söz etmek de bir kompleksin sonucudur. Kişi içinde bulunduğu çevrenin dışında hareket etmiyor diye suçlanamaz. Hele ki o çevreden memnunsa.

Fakat dünya tasavvuru önemli. Downs Dünyayı Değiştiren Kitaplar’ın önsözünde bundan hiç söz etmiyor. Galiba söz etmemesinin sebebi, başka dünyaları hesaba katmanın güçlüğüdür. O yüzden mevcut sistemden yola çıkıyor. Mevcut sisteme önayak olmuş, onu ifadelendirmiş eserlere yöneliyor. Mevcut sitem, “yeni dünya” veya “dünya sistemi” diye anılan, Fransız Devrimi’yle başlatılıp, ABD’yle sonuçlanan emperyalizm, sömürgecilik, kapitalizm, liberalizm ve/ya demokrasidir.

O yüzden Dünyayı Değiştiren Kitaplar, dünyanın “modernleşmesinin” dayanağı ve ifadesi olmuş kitaplardan bir seçmedir. Bu kitaplar mevcut durumun savunusudur. Modernizmin veya özelde Amerika’nın, genelde Avrupa’nın tarihidir. Yani Hz. Adem’den bu yana, değişime yol açan kitaplardan bir seçme yapılmamış. Eski, klasik düzenden modern, şimdiki düzene nasıl geçildi; bu geçişin zihinsel dönüşümü, problemleri, soruları, tartışmaları ve cevapları neler… bunları göstermiş.
 
Dünya Bizim
Ömer Yalçınova