“Ustam der ki: Makina kullanan kişi bütün işlerini makina gibi görür;
işlerini makina gibi gören kişinin makina gibi bir yüreği olur.
Göğsünde makina gibi bir yürek olan kişi masumiyetini kaybeder.”
“Sanatın, ilmin ve tekniğin milliyetinin olduğunu fark etmek fazla zaman almamıştır. Batı ve Doğu, ya da “modern” ve “geleneksel” sentez kabul etmez. Birinciler bir şekilde ikincileri alt etmiştir; demokrasi İslam’ı, özgürlük ibadeti, madde manayı, teknik ruhu yutmuştur. Örfünü ve inancını muhafaza ederek batılılaşmanın timsali olarak gösterilen Japonların modernleşme serüvenlerinde geldikleri son nokta, çekik gözlerinin bile operasyonla “düzeltilmesi” olmuştur. Tekniğin ruh üzerine etkisini Çinli bir bilge, mustagreb zihnin idrak edemeyeceği bir örnekle ifşa etmiştir.”
Gelişmişlik–az gelişmişlik; ilerlemişlik–geri kalmışlık; ahlakını almak–teknolojisini almak gibi “sentezci yaklaşımların” üretim kısırlığının bir sonucu değilse ezilmiş ve ötelenmişliğin bir dışavurumu olsa gerek.
Eşyanın, alet edevatın, teknolojinin değerden bağımsız olmayıp, bir anlayışın öncülleri olduğu ayan beyandır. O halde ‘düşmanın silahıyla silahlanmak’ derken aynı alet edevatlarla mücadele anlaşılıyorsa bir daha durup düşünmeyi gerekli kılmaktadır. Zira kuşanılan ‘düşmanın silahı’, dostu ve kenini ‘düşmanın’ aynısı kılmaktadır.
Sömürgeci, zalim, şımarık/mutref, ceberrut, kibirli ve ilahlık iddialı kılıyorsa veya her geçen gün üzerimizdeki hegamonyasını artırıyorsa ‘düşmanın silahı’, bu silahla silahlanmamalıyız gibi bir sonuca (mı) varmalıyız!
‘Düşmanımız’ bizim eğitmenimiz, öğretmenimiz değildir ki ‘onun silahıyla’, ‘onun gibi bir tarzı’ mücadele veya kurtuluş biçimi benimseyelim!
Öyleyse burada bir yanlışlık var!
İşte bu yanlışlığı konuşuyoruz NİDA DERGİSİ’nde…
Konuşmaya da devam edeceğiz.
Düşmanımızdan değil kendimizden doğacağız… Kaybettiğimizden, zayıf halkamızdan bahsedeceğiz.
Bizi düşmanımız – gibi – kılan, onun gibi hissettiren araçlarda değil, Müslümanca mühayyilede gözümüz.
Dergimizin bu sayısında ‘oksidentalizm’ başlığı altında, doğunun batıya bakışını konuşuyor, düşünmeye davet ediyoruz.
Akademik değil ‘ruhî’, ‘hissi’ ve ‘pratik’ yanı olup bütün okurlarımızı ilgilendiren bir konudan bahsettiğimizi biliyoruz.
Tartışmalarımıza katılın.
Bu konuda dergimizde bu ay; Abdullah Metin, Altan Murat Ünal, Sezai Ozan Zeybek, Mustafa Aydın, Arif Arcan, Reşat Cengil, Yunus Namaz, Nusret Altundağ ve Röportajımız var.
Tüm yazarlarımıza teşekkür ediyor; kendileri keyifli fakat zihnî komforları kaçıracak yazı ve düşüncelere dergimizin yataklık yapmasından dolayı oldukça mutluyuz.
İÇERİKTEKİ YAZILAR
Altan Murat Ünal – Müslüman Dünya Temel Zihin Kalıplarını Değiştirmek Zorundadır
Mustafa Aydın – Doğu ve Batı Arasında
Abdullah Metin – Doğudan Yükselen Ses: Oksidentalizm
Arif Arcan – Batı Doğu’nun Neresine Düşer; Batı’nın Kendi Doğu’su ile Savaşı
Sezai Ozan Zeybek – Garbiyatçılığı Anlama Rehberi
Reşat Cengil – Kökenler ve İdealler Doğu ve Batı
Yunus Namaz – Oryantalist ve Oksidentalist Söylemin Sınırları ve Sinemadaki Karşılıkları
Söyleşi – Oryantalizm, Oksidentalizm ve Sanat Üzerine Ahmet Çaycı İle…
Nusret Altundağ – Yavuz Ev Sahibinin Külü
Selma Elmas – Sürgün Üzerine Düşünceler: Kış Ruhu
Adil Akkoyunlu – Endülüs ve Endülüs Penceresinden Batı’ya Bakış
Semra Kürün Çekmegil – Kutsallar, Kutsananlar, Bid’at Ve Hurafeler
Ferda Bütün – Sefalet ve Cehaletin İttifakı
Cenk Ağ – Okul Öncesi Dönemde Din Eğitimi
Mustafa Ökkeş Evren – Avare Günlük
Yasemin Şüheda – Gecenin Kalbine Vahiyle Yürümek
Hatice Acar Karadeniz – Münacaat
Kitap Tanıtımı
Nida Dergisi
0 422 321 21 87 – Malatya, Türkiye
www.nidadergisi.com