Türkçeyi Doğru Kullanalım
Dil, savaşı kestiği gibi insanın başını da kestirebilen* doğuştan sahip olduğumuz en büyük nimetlerden biridir.
Sabahtan akşama kadar televizyon seyrediyoruz, arada bir gazete okuyoruz ve gözlerimizin serbest kalması için de radyo dinliyoruz.
Kitle iletişim araçlarından gazete, radyo ve televizyon, bize doğru ve güzel Türkçeyi öğretecek kurumların başında geliyor. Bu nedenle, kadrolara alınacak elemanların titizlikle seçilmeleri gerekiyor. Oysa günümüzde spikerler, sunucular ve yazarlar o kadar çok Türkçe hatası yapıyor ki…
Bunlardan bir kısmını sizlere aktarıyorum.
Sürçülisan ettik ise affolmaya: pandispanyagazetesi@gmail.com
Söz ola kese savaşı/ söz ola kestire başı.
Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz. (Yûnus Emre)
Akıl fikir yayınları,Türkçeyi Doğru Kullanalım, 142 saayfa,10 TL
MELEZ – HİEREPOLİS SIRLARI
Bu Kitap; üç semavi dinin esaslarına dayalı gerçekleri Ezoterizmin ve Şamanizm söylemleri ile uyumlu bir şekilde yorumlayarak fantastik, ancak üç semavi dinde yer alan ayet ve söylemlerle desteklenen olayların yaşandığı bir kurtarma Operasyonunu anlatmaktadır.
Olay; Hz. İsa (as)’in havarilerinden Hz. St. Apostle Philippus’un; Pamukkale’de yaşayan kavimlere Hristiyanlığı tebliği sırasında; Bölgeye deha önce Amazon’dan gelmiş olan Kara Büyücü Prenses Hiera’nın saldırasına uğraması ve Nurani bir zat tarafından hapsedildiği yeraltı sarayının keşfine çalışılması sırasında cereyan etmiştir.
Nitekim çok yakın bir zaman diliminde Bir Yabancı Tarih Profesörü Pamukkale’de St. Apostle Philippus’un mezarını kitabımızda olayın geçtiği yer olarak belirttiğimiz noktaya “40” metre mesafede bulmuştur. Anılan Prof. Bu başarısından dolayı de Ord. Prof.luğa yükseltilmiştir.
Anılan mezar halen açılamamış olup Türk Basınında bu konuda 2016 yılının ilk çeyreğinde birçok haber de çıkmıştır.
Akıl fikir yayınları,MELEZ – HİEREPOLİS SIRLARI, 320 saayfa,20 TL
ARYA
Şiir; tenha bir sokağın ilk adımıdır.
Ya da, alabildiğince kalabalık bir şehir meydanı…
Şiir; yananlar ve kendini yakanlardan çok uzak bir yanış biçimidir…
Ve şiir; bütün ihtişamıyla hayatı taşır aynamıza….
Akıl fikir yayınları,Arya,156 saayfa,10 TL
MELEZ – EL AMLUK
“İnsan” yaratılmadan önce “NURDAN” ve “SEMUM ATEŞTEN” ve birbirlerine yakın ve benzer “Doğaüstü” güçlerle donatılmış olan iki ırk yaratılmıştı. Kadim Kureyş lisanında indirilmiş olan Kur’an-ı Kerimde bu iki grup birlikte anıldığında kendilerine “İnsandan önce yaratılmışlar” manasına gelen “Melek” adı ile hitap edilmiştir
Sonraları din adamları “Melek” ismi sadece Nurdan yaratılmışlar için kullanılmaya başlamış “Ateş Irk” mensuplarına ise muhtelif söylemlerde çok çeşitli isimler verilmiş olsa bile genelde Kur’an-ı Kerim de ve sadece bu gruptan bahsedildiği zaman “CİN” adıyla anılmışlardır.
Ateş ırkı da; kendi arasında İblis’e tabı olan “İnkârcılar” ve “Hz. Âdem (as)’e secde etmiş olan “İnananlar” olmak üzere ikiye bölünmüştü.
İblise tabı olan Ateş Irkı mensupları kendilerini insana göstermişler doğaüstü güçlerini kullanarak kendilerini “Tanrı” ve “Tanrıça” olarak tanıtmışlar, insanları kendilerine tapmaya zorlamışlardır.
Diğerleri ise İblis’e karşı çıkmışlar insanlardan mümkün olduğunca uzak kalmaya çalışmışlar ve gönderilmiş olan bütün peygamberlere ve tebliğlerine uymuşlardır. Bunlar; (İblis yanlısı olan) kendi ırktaşlarının insana yönelik kötü davranışları karşısında insanlar zorlandıkları zaman insanın yanında yer almış, onları gizlice veya açıktan korumuşlardır.
Hz. Âdem (as)’e secde etmiş olan “Cinler” ise; Kur’an-ı Kerim de açıkça belirtildiği üzere bütün peygamberlere ve son olarak Hz. Muhammed (as) ve Kur’an-ı Kerim’e iman etmiş müminlerdir. (Bu konudaki ilgili ayetler kitabın sonuna tablo olarak eklenmiştir.)
Bu kitapta, mümin cinler ile insanların işbirliği içinde İblis ve şürekâsına karşı yürüttükleri bir mücadele yüzde doksanı aşkın oranda gerçeklere dayalı olarak anlatılmaktadır.
Akıl fikir yayınları,MELEZ – EL AMLUK, 384 saayfa, 24 Tl
ESKİÇAĞ’DAN GÜNÜMÜZE KAĞIZMAN
Tarihi ve Arkeolojik Araştırmalarla Eskiçağdan Günümüze Kağızman adlı bu eser Doğu Anadolu’nun en yeşil ilçelerinden birisi olan Kağızman hakkında coğrafi ve tarihi bilgiler vermektedir. Coğrafi güzellikleri ve konumundan dolayı ilçe, tarihin hemen her döneminde yerleşim görmüş ve Eskiçağ Tarihi açısından ise büyük bir araştırma sahası olmuştur. İlerleyen dönemlerde ise Selçukluların Anadolu’ya giriş noktası, Osmanlı-İran Savaşlarında pazarlık konusu, Ermeni Tehcirinde ise acıların yaşandığı bir bölgedir.
Tarihi güzellikleri yanında ilçe meyve, sebze ve tuz madenleri ile ünlenmiştir. İlçe de halen daha meşhur olan balın 93 Harbine kadar Osmanlı Saraylarına gönderilmiş olması ise dikkat çeken bir olaydır.
Akıl fikir yayınları,ESKİÇAĞ’DAN GÜNÜMÜZE KAĞIZMAN,120 saayfa,20 Tl