PINAR’dan iki kitap

Kitap
  FUNDAMENTALİZM KORKUSU İslamcılığın uyandırdığı korku ve endişe, ne bir mit ne de terörizmin ya da fundamentalizmin bir sonucu…11 Eylül olaylarından ve Avrupa ile Amerika sathında aşırı sağ yen...
EMOJİLE

 

PINAR'dan

FUNDAMENTALİZM KORKUSU

İslamcılığın uyandırdığı korku ve endişe, ne bir mit ne de terörizmin ya da fundamentalizmin bir sonucu…11 Eylül olaylarından ve Avrupa ile Amerika sathında aşırı sağ yeni bir nesilortaya çıkaran sıkıntılardan daha önce yazan S. Sayyid, Batı medeniyetini yoklayan bir hayalete dair uyarılarda bulunuyor. Malezya hükümeti tarafından yasaklanmış ve bildik ezberleri tuzla buz eden bu kitap, hem “İslamî fundamentalizmi”mümkün kılan şartların bir tahlili hem de Müslüman kimliklerinin dünya sathında gittikçe daha fazla siyasal rol üstlenmesinin kışkırtıcı bir açıklaması…Bu kitap, İslamcılığın meydan okuyuşunun sadece jeopolitik ya da kültürel olmadığını aynı zamanda epistemolojik olduğunu gösteren öncü, kışkırtıcı veustalıkla işlenmiş bir çalışma…Sayyid, bu yoğun ve ufuk açıcı çalışmasıyla İslam teriminin popülist terminolojiye başvurulmadan entelektüel söylemlerde kullanılmasını yeni bir çerçeveye oturtmaya yönelik arzu edilen bir girişimde bulunuyor. Sayyid sadece tartışmacı,sivri ve ilgi çekici değil, kimi zaman şairane de… Onun metafor ve analoji kullanımı, anlattığı meselelerin karmaşıklığını göstermeye yardım ediyor.(Journal of Sociology) Norberto Bobbio’nun klasiklerin her zaman ve mekanda konuşabilmemizi sağlayan çalışmalar olduğu düşüncesini kabul edersek bu kitap, hemen hemen kesinlikle günümüz klasikleri listesinde yer alacaktır. Hem İslamcılar hem de Oryantalistler, İslam ve Batı arasında bir karşıtlaşma inşa etmiş olsa da bu mit,Sayyid’in öne sürdüğü iddialarla ikna edici bir biçimde yapı sökümüne uğratılmıştır.Sayyid’in eseri, bu dikotominin geçen yüzyılın tarihi süreçlerinin büyük bir basitleştirilmesi olduğuna dair pek şüphe bırakmaz.(Journal of Contemporary South Asia)

256 sayfa- 25 TL.

PINAR'dan

 TERSYÜZ

İnsanı tanımak, âlemi tanımanın ilk basamağıydı bir zamanlar. Âlemi suğra,insan… Niçin mühim âlemi tanımak? Oradan tekrar insana dönmek,insanın yüceliğini müşahede edebilmek için. İnsanı tanımak, biraz da kime benzeyeceğini seçmek demek. Şimdilerde insanı tanımak, kurdu tanımak demek;insanın kurdunu.Toplam on altı portre yazısını bir araya getiren bu kitap, eleştiri(!) diye günümüz okurunun önüne sürülen al gülüm-ver gülüm bir güzelleme değil,handiyse modern bir hiciv; acıklı bir güldürü. Siyaset, sanat ve medya camiasından çoğu popüler ve bir vakitler ‘piyasa’ yapan isimlerin ağırlandığı bu sahte kahramanlar resmi geçidinde eskimeyen karakterler de var. Peki,o mahut persona düşürüldü mü? Kiminde evet, kiminde kısmen. Ne de olsa insan olmak eski devirlere mahsus. Şimdilerdeyse öyle görünmek kâfi. Devir imaj devri. Ne ki insan en çok tanıdıklarının mahsulü. Ve tanıdığını sandıklarının. Ve son bir söz: Yeryüzünden gittiğimiz ânda kimseyi tanımayız. 142 sayfa – 12 TL