Mezheplerin teşekkülünden sonra ictihad faaliyeti form değiştirmiş, şer‘î kaynaklardan hüküm üretmekten ziyade, şer‘î açıdan meşru kabul edilen ve kendilerini mezhebe nispet eden âlimlerin ürettikleri fıkhî malzemeden/mezhep birikiminden hüküm elde etme çerçevesinde yürütülen bir faaliyete dönüşmüştür. Fakih ile mezhep birikimi arasında kurulan bağ ve ilişkinin önem kazandığı bu süreçten sonra tahrîc, tercîh ve ittibâ‘ manasındaki taklîd kavramları, mezhep içi fıkhî istidlâl faaliyetinin temel unsurları olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Mezheplerin oluşumunda etkili olan “ictihad ve kazâ faaliyetindeki düzensizlik ve ferdîliğin/keyfîliğin önüne geçme ve hukuk birliğini sağlama” ihtiyacıyla mezhep içi işleyişte de karşılaşılmıştır. Mezhep içi hukuki birlik ve istikrarı sağlama amacıyla müntesip fakih ile mezhep birikimi arasındaki ilişkiyi ve onun bu mezhep birikiminden hüküm elde etme faaliyetlerini düzenleyen “İftâ usûlü” veya “mezhep usûlü” olarak isimlendirilebilecek bazı kurallar benimsenmiştir.
Tercüme ettiğimiz Şerhu Ukûdi resmi’l-müftî adlı bu eserinde İbn Âbidîn, Hanefî mezhebi literatüründe dağınık olarak yer alan ve mezhep müntesibi hukukçunun fıkhî bilgi üretimini belirleyen ilke ve prensipleri belirli bir sistematik içinde ele alarak Hanefî hukukçunun fıkhî bilgi elde etme faaliyetini teorik olarak kurgulamaya çalışmıştır
342 sayfa, 28 TL.