Gecikmesinde sakınca bulanan durumlarda savcı kararıyla dinleme yapılabilmesine imkan veren yasanın iptali için açılan davayı Yüksek Mahkeme reddetti.
Soruşturmanın devamını olumsuz etkileyebilecek acil durumlarda savcının onayıyla başlatılan dinleme ve izleme faaliyetlerine Yüksek Mahkeme’den vize geldi.
Manisa 4. Asliye Ceza Mahkemesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 135. maddesinin 5353 sayılı yasanın 17. maddesiyle değiştirilen 1 ve 3. fıkralarının iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu.
Davayla ilgili esas incelemesini tamamlayan Yüksek Mahkeme, Kanunun iptali istenen hükümlerinin Anayasa’ya aykırılı olmadığına karar vererek, iptal istemlerini reddetti.
İptali istenen 1. fıkra, ”Hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespit, dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirmesine” olanak sağlıyor.
Bu fıkraya göre, Cumhuriyet savcısı, söz konusu kararını derhal hakimin onayına sunmakla ve hakim de kararını en geç yirmi dört saat içinde vermekle hükümlü. Sürenin dolması veya hakim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhal kaldırılıyor.
Söz konusu yasa maddesinin iptali istenen 3. fıkrası ise şöyle:
”Birinci fıkra hükmüne göre verilen kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkan veren kodu, tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Tedbir kararı en çok üç ay için verilebilir; bu süre, bir defa daha uzatılabilir. Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hakim bir aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.”
AA