Çetin Doğan, emekli olunca darbe yapamadı

Hukuk
Gerekçeli karardan: 2003 yılında yazılmış bir word belgesinin 2007 yılında yeni versiyon yüklü bir bilgisayarda açıldığında 2003 yazılan belgenin sanki 2007 yılında hazılrlanmış gibi görüneceği uzmanl...
EMOJİLE

Gerekçeli karardan: 2003 yılında yazılmış bir word belgesinin 2007 yılında yeni versiyon yüklü bir bilgisayarda açıldığında 2003 yazılan belgenin sanki 2007 yılında hazılrlanmış gibi görüneceği uzmanlarca doğrulanmıştır.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Balyoz davasındaki gerekçeli kararında, sanıkların öne sürdükleri ‘belgeler sonradan oluşturuldu’ iddiasına cevap verdi.

Gerekçeli kararda, "Teslim edilen yazılı belgeler ile asıllarının Genelkurmay Başkanlığı tarafından askeri birimlerde asılları bulunduğu belirtilen taranmış belgelerin dijitaller içerisinde yer alması, delillerin doğruluğu konusunda sanıkların aksi yöndeki savunmalarını bertaraf ederek mahkemede tam bir kanaat oluşturmuştur." ifadesine yer verildi.

Sanıklar ile avukatları tarafından, delillerin askeri yazım kuralları içerisinde hazırlanmadığı, dolayısıyla da hukuksuz delil olduğu iddialarına ise gerekçede şu cevap verildi: "Hukuk dışı bir yapılanma içerisinde yazışmaların, bir düzen ve intizam içerisinde olmasının, askeri yazışma ilkelerinin geçerli olmasının beklenemeyeceği…"

Kararda sanıklar için, "Kendi mağduriyetlerine kısmen ya da tamamen kendi hareketleriyle neden olan sanıklar, bu durumdan kendi lehlerine sonuç çıkararak haklarının ihlal edildiğini iddia edemezler." denildi.

"SANIKLARIN HEPSİNİN PLANDAN HABERİ VAR"

Delilerin değerlendirilmesi başlığı altında çarpıcı ifadeler aldı. Sanıkların her birinin Balyoz Darbe planından haberinin olduğuna dikkat çeken mahkeme, "Sanıkların sübuta erdiği kabul edilen sanıkların her birinin darbe harekatı ile ilgili çeşitli görev aldıkları, harekattan ve boyutundan haberdar oldukları, her bir mahkum sanıkların eyleminde nedensel bağının bulunduğu, bu şekilde haklarında mahkumiyet kararı verilmiştir." dedi

"EMEKLİ EDİLİNCE DARBE YAPAMADI"

Davanın bir numaralı sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan’a ayrı bir bölümün ayrıldığı gerekçeli kararda, "Doğan’ın Mayıs 2003’te kalp ameliyatı olması ve Ağustos 2003’te emekli edilmesi nedeniyle gibi nedenlerle, Çetin Doğan liderliğindeki cunta yapılanmasının darbe harekatını ellerinde olmayan nedenlerle tamamlayamadığı’ anlatıldı.

"İCRA HAREKATI TAMAMLANAMADI"

Gerekçeli kararda ayrıca "Milli Mütakabat" hükümeti ismiyle harekat sonrasında işbaşına getirilmesi planlanan hükümetin dizayn edilmesi gibi icra aşamasına geçildiği, ancak icra hareketlerinin tamamlanamadığı kaydedildi.

"GENELKURMAY BAŞKANI DOĞAN’I UYARDI"

Harekat planından Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın haberi olduğunun belirtildiği gerekçeli kararda, "Bu husus(plandan haberdar olunması), Yaşar Büyükanıt’ın seminer sonuç raporunu hukukçulara inceletmesi, KKK’nın Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo’nun oynanmasını talimatları, Genelkurmay Başkanı’nın, sanık Çetin Doğan’ı bu konuda uyarması ile belli oldu." denildi.

"BİLİRKİŞİ RAPORU YARGICI KESİN OLARAK BAĞLAMAZ"

Hukuk dışı bir yapılanma içerisinde, askeri yazışma ilkelerinin geçerli olmasını beklenemeyeceğini belirten mahkeme, bilirkişi raporlarına ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı:

"Hiçbir bilirkişi raporu yargıcı kesin olarak bağlayamaz."

"SAVUNMA HAKLARININ İHLAL EDİLDİĞİNİ İDDİA EDEMEZLER"

Sanıkların savunma haklarının ihlal edildiği yönündeki itirazlarına da değinen mahkeme, "Kendi mağduriyetlerine kısmen ya da tamamen kendi hareketleriyle neden olan sanıklar, bu durumdan kendi lehlerine sonuç çıkararak haklarının ihlal edildiğini iddia edemezler. " ifadelerini kullandı.

"DELİLLERİN ASLI GENELKURMAY’DA"
Dava dosyasındaki belgelerin sahte olduğu yönündeki iddialara ilişkin ise mahkeme, su çarpıcı değerlendirmede bulundu:

"Davadaki belgelerin, Genelkurmay başkanlığı tarafından askeri birimlerde asıllarının bulunduğunun belirtilmesiyle, sanıkların aksi yöndeki savunmalarını bertaraf ederek, mahkemede tam bir kanaat oluşmuştur."

NECDET ÖZEL’E EKSİ VERMİŞLER

Balyoz sanıkları, o dönemde Kara Harp Akademisi Komutanı olan şu anki Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in darbe girişimine destek vermediği için üzerini çizmişler. Sanıklar, Özel’i ikna için görevlendirmede de bulunmuş.

Balyoz davasının gerekçeli kararında, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in ismi de geçti. Özel’in darbe harekatına destek vermediği için isminin yanına eksi konmuş. Dönemin, Kara Harp Akademisi Komutanı olan Özel’i ikna için ise sanıklardan dönemin Harp Akademileri Komutan Yardımcısı olan Doğan Temel görevlendirilmiş..

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Balyoz Davası’nın gerekçeli kararını açıkladı. Davanın bir numaralı sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan ile ilgili bölümde ilginç detaylara yer verildi. Kararda sanık Çetin Doğan’ın huzurdaki savunmaları sırasında seminerde ‘Darbe planı görüşüldü’ şeklinde beyanda bulunduğu, ancak sanık Doğan’ın bunun zabıtlara yanlış geçtiğini belirterek itiraz ettiğini 17 Mart 2011 tarih ve 24 nolu celsenin saat 09.50’de görüntü ve sözlerinin huzurda kendisine gösterildiğinde sanığın bu sözlerinin aynen ağzından çıktığını ve çözümlemenin doğru yapıldığının anlaşıldığını belirtildi.

"DOĞAN, AĞZINDAN KAÇIRDI"

Sanık Doğan’ın da bu kez dil sürçmesi olduğunu, amacının bu olmadığının, yanlış söylediği beyan ettiğinin anlatıldığı kararda, "Sanığın bu sözlerinin gerçek amaç ve kastını gösterdiği, sanığın ve seminere katılan ve mahkum olan diğer sanıkların yargılama boyunca seminerde darbe planının görüşüldüğünün saklamaya çalıştıkları bu yönde yoğun gayret gösterdikleri ancak sanık Çetin Doğan’ın savunma sırasındaki bir anlık dalgınlıkla seminerde asıl görüştükleri konunun darbe planı olduğunu ağzından kaçırdığı, diğer deliller de gözetildiğinde bunun bir dil sürçmesi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığının altı çizildi.

"SİYASETİ KONTROL EDERMİŞCESİNE"

Kararda Sanık Doğan’ın savunmasında meslek hayatı boyunca hiçbir zaman siyasete bulaşmadığını, siyasetle işinin olmayacağını ancak asker olarak Cumhuriyete karşı olacak davranışlara da sessiz kalamayacağını dile getirdiği belirtildi. Çetin Doğan’ın bu savunmasına ilişkin mahkeme ise kararında şu değerlendirmede bulundu:

"Sanığın kişiliği itibariyle seçim yolu ile gelmiş bulunan hükümetlere karşı sanki hükümeti, siyaseti kontrol edermişcesine bir tavır takındığının göstergesi olduğu, sanığın bu sözleriyle ordunun hükümetin üstünde bir konumu olduğu veya ordunun hükümeti denetleme, faaliyetlerini kontrol etme gibi bir görevinin olduğu anlamına geldiği, ancak Cumhuriyeti korumanın her Türk vatandaşının görevi olduğu, hukuk devleti ilkesinde demokrasinin oturmuş olduğu bir ülkede de ordunun görevinin hükümetin emrinde özellikle de dış tehdite karşı ülkeyi korumak olduğu, bu hususun gözden kaçırılmaması gerektiği, eğer halkın kendisini yöneten siyasilerden bir memnuniyetsizliği varsa memnuniyetsizliği giderme yolunun da yine seçim yolu olması gerektiği’ belirtildi.

"YASAL SINIRLAR DIŞINDA, BİR DARBE HAREKATI"

Plan seminerinde yer alan bazı konuşmaların yer verildiği gerekçeli kararda, "Yasal sınırların dışında, bir darbe harekatından söz edildiğinin açık delili olduğu görülmekte olup, seminere katılanların bir kısmının Balyoz Harekat Planından haberdar olduğu, Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo(OEYTS) adı altında bu planı konuştukları sonucuna ulaşılmaktadır" denildi.

"HUKUKA AYKIRILIK BULUNMAMAKTADIR"

Gerekçeli kararda, "Yasal düzenlemeler kapsamında dijital delillerin ele geçirilmesinde ve incelenmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Dijital delillerin ele geçirilmesine ve incelenmesi aşamalarına ilişkin bir kısım sanıklar ve müdafilerinin itirazları bu nedenlerle yerinde görülmemiştir" ifadeleri kullanıldı.

"ALAN, PLAN ÇERÇEVESİNDE VERİLEN GÖREVİ KABUL ETTİ"

Balyoz Güvenlik Harekat Planı isimli Klasör içinde, EK-A görevlendirmede yetkili personel isimli belgenin bulunduğu ve sanık Engin Alan’ın da 2. Ordu Komutanlığı alt başlığı altında 1. sırada yer aldığını belirtildi. Gerekçeli kararda Sanık Alan’ın, davanın 1. numaralı sanığı Çetin Doğan liderliğindeki oluşum içerisinde yer aldığı, kendisine Balyoz Güvenlik Harekat Planı çerçevesinde görev teklif edildiği, sanığın bu görevi kabul ettiği anlatıldı.

"BELGELER KARŞISINDAKİ SAVUNMASINA İTİBAR EDİLMEMİŞTİR"

Sanık Engin Alan’ın seminere katıldığı ve sunum yaptığı anlatılan kararda şu ifadelere verildi:

"…Önce liderleri hemen toparlamak lazım. Süratle bir gece yapılacak özel bir operasyonla bu liderleri derhal toparlayıp bir defa bu yangını kaynağından halletmek lazım. Ondan sonra devam etmek suretiyle kontollü bir şekilde ve suratle bu işi bitirmek lazım. Yani bu kuvvet buraya yetmez komutanım" şeklinde beyanlarda bulunduğu, bu şekilde sanığın Balyoz Herakat Planı kapsamında atılı suça iştirak ettiği sonucuna varılmış, delillerin değerlendirilmesi bölümünde anlatılan gerekçeler ve mevcut belgeler karşısında savunmasına itibar edilmemiştir."

"BÜYÜKANIT SEMİNERİ HUKUKÇULARA İNCELETTİ"

Gerekçeli kararda eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın tanık olarak verdiği ifadeye de değinildi. Suç tarihinde Genelkurmay 2. Başkanı olan Büyükanıt’ın, semineri hukukçulara inceletme gereği duyduğunun belirtildiği kararda, Büyükanıt’ın mahkemedeki ifadesinde, hukukçulara bu semineri Genelkurmay Başkanı’na arz etmeden önce incelettiğini belirttiği vurgulandı. Mahkeme, "Bu ifadeler seminerde olağan dışı faaliyetler olduğu sonucunu oluşturmaktadır." dedi.

"NEDEN SEMİNERDE GERÇEK İSİMLER KULLANILDI"

Plan seminerinde gerçek kişi ve kurum isimlerinin kullanılmasına da değinen mahkeme, "Seminerde gerçek kişi ve yer isimlerinin kullanıldığının sabit olduğu, bunun amacının ise darbe gerçekleştiğinde gözaltına alınacak, tutuklanacak kişiler gibi önceden yapılan çalışmalar neticesinde belirlenen kişiler hakkında işlem yapılması, kurum, dernek veya vakıflar hakkında da işlem yapılması için bu isimlerin kullanıldığı sonucuna varıldı." şeklinde görüş bildirdi.

"SEMİNER GÖRÜNTÜSÜ ALTINDA AMAÇ DARBE PROVASI"

Gerekçeli kararda tek tek sanıkların hukuki değerlendirmesini yapan mahkeme 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan hakkında, ilk celselerdeki beyanlarında plan seminerinin sadece 1. Ordu Bölgesini kapsadığını söylemesine rağmen sonraki celselerde diğer sanıkların savunmalarının alınması, tanıkların ve ses kayıtlarının dinlenmesi üzerine savunmasını değiştirdiğini belirtti. Doğan’ın beyanlarına rağmen ses kayıtlarının incelenmesinden sonra, "sıkıyönetim hali ya da deprem, sel, doğal afetler gibi gerekçeleri üretmeye çalıştığı, bu nedenle de bu seminerin rutin bir plan semineri olmadığı, seminer görüntüsü altında amacın darbeyi gerçekleştirmek olması nedeniyle yapılan çalışmaların provası olduğu" ifadeleri kullanıldı.

"SEMİNERE, BU PLANDAN HABERSİZ OLANLAR DA KATILDI"

Gerekçeli kararda sanık avukatlarının sık sık dile getirdiği "Seminere katılanların hepsi neden yargılanmıyor?" tepkisine de cevap verildi. Kararda, seminere katılan kişilerin Balyoz Harekat Planı’ndan haberdar oldukları belirtilerek, seminere bu plandan habersiz olan kişilerin de katıldığına vurgu yapılarak, "Bu nedenle bizzat seminere katılmanın ve seminer içerisinde konuşulanların tamamının gerçek anlamının seminerdeki tüm katılımcılar tarafından bilinmediği, bilmesi gereken kişilerin bildiği" şeklinde ifadeler yer aldı.

"36 SANIK NİYE BERAAT ETTİ"

Gerekçeli kararda, davada haklarında beraat kararı verilen 36 asker için de bilgiler yer aldı. 36 sanığın da, bazı görevlendirme listelerinde isimlerinin yer aldığının belirtildiği kararda, "Sanıkların bu görevlendirmeden haberdar oldukları yada bilgileri dahilinde görevlendirildikleri, Balyoz Harekat Planından haberdar oldukları, bu plan dahilinde jandarmanın eylem planları kapsamında görev kabul ettikleri sabit görülmemiştir." İfadeleri yer aldı.

Gerekçeli kararda "eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın neden tanık olarak dinlenmediği" tartışmalarına da değinildi.

Kararda, Özkök ile Yalman’ın, sanık ve avukatları tarafından ısrarla tanık olarak dinlenilmesinin istenildiği belirtilerek, "Adı geçen tanıkların, sanıklara atılı suçun niteliği gözönüne alındığında, toplanan kanıtlara göre beyanlarının alınmasının kararı etkisi bulunmadığı, kanıtın amaca uygun olmadığı değerlendirildiğinde; tanık gösterilmesi isteğinin mahkeme üzerinde kamuoyu nezlinde baskı oluşturmak amacıyla yapılması, seminer ve diğer belgelerin gerçek olması nedeniyle de tanıkların dinlenilmesinin sonuca etkili olmadığı kanaatine varılarak talep reddedilmiştir" denildi.

-AVUKATLARIN DAVAYA GİRMEMESİ-

Gerekçeli kararda, sanık avukatlarının ‘adil yargılama ve savunma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla duruşmaya katılmaması da değerlendirildi. Ayrıntılı şekilde yapılan değerlendirmede, sanıkların ve avukatların bazı taleplerinin usule uygun olarak reddedildiği hatırlatıldı. Avukatların, taleplerin reddedilmesi üzerine temyiz merciine gitmek yerine usulde uygun olmayan bir uygulama ile hukuka aykırı olarak duruşmalara girmeme şeklinde tepki de bulundukları belirtildi.

-MAHKEME AZAMİ SABRI GÖSTERDİ-

Sanıkların da avukatlarının duruşmalarına katılmayacağına ilişkin ortak imzalı bir dilekçe sunduklarının belirtildiği kararda, "İstanbul Barosundan, mahkemeye avukat tayin edilmeyeceği belirtildi. Savcılık mütalaasının ardından sanık müdafilerinin karar verilmesini engellemek veya yargılamayı uzatmak amacıyla savunma yapmayacakları anlaşıldı. Mahkememizce tüm yapılan usulsüz davranış ve yargılamayı kilitleme çabalarına karşı gösterilebilecek azami sabır gösterilmiş ve bir kez daha sanık avukatlarına savunma hakkı için fırsat verilmiştir" denildi.

"HAKLARININ İHLAL EDİLDİĞİNİ İLERİ SÜREMEZLER"

"Kendi mağduriyetlerine kısmen ya da tamamen kendi hareketleriyle neden olan sanıklar, bu durumdan kendi lehlerine sonuç çıkararak haklarının ihlal edildiğini iddia edemezler" diyen mahkeme, sunulan bütün imkanlara rağmen bu hakkı kullanmayan sanıkların bu durumda kendi lehlerine sonuç çıkararak, haklarının ihlal edildiğini ileri sürmesinin mümkün olmadığını belirtti.

-HUKUKEN KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL-

Gerekçeli kararda, "Mahkememizce yargılamayı uzatma amacı güttüğü değerlendirilen davranışlara hukuksal koruma sağlanırsa, sanıkların diğer temel bir hakkının ihlali sonucu doğar ki, bu da hukuken kabul edilebilir bir durum değildir" ifadesi yeraldı.

"SON SÖZÜNDE BİLE MAHKEMEYİ TEHDİT ETTİ"

Gerekçeli kararda Çetin Doğan’ın mahkemedeki son sözüne de yer verildi. Doğan’ın yargılama sırasında mahkemeyi tehdit eder şekilde beyanlarda bulunduğu belirtilerek, "hatta son sözü olarak mahkemeye karşı vereceğiniz karar hakkınızda hayırlı olsun’ şeklinde beyanda bulunarak yine heyeti tehdit ettiği ve baskı altına almaya çalıştığı" ifadeleri kullanıldı.

KARARDAN BAŞLIKLAR

*2003 yılında yazılmış bir word belgesinin 2007 yılında yeni versiyon yüklü bir bilgisayarda açıldığında 2003 yazılan belgenin sanki 2007 yılında hazılrlanmış gibi görüneceği uzmanlarca doğrulanmıştır.

* Kanunların suç olarak kabul ettiği konularda amirin emrinin yerine getirilmesinin astı sorumluluktan kurtaramayacağı açıktır. Bu nedenle sanıkların emir gereği seminere katıldıkları yönündeki savunmalarına itibar edilemez.

* Hukuk dışı bir yapılanma içerisinde askeri yazışma ilkelerinin geçerli olması beklenemez.

* Kendi mağduriyetlerine kismen ya da tamamen kendi hareketleriyle neden olan sanıklar, bu durumdan kendi lehlerine sonuç çıkararak haklarının ihlal edildiğini iddia edemezler.

* Hiçbir bilirkişi raporu yargıcı kesin olarak bağlayamaz.

* Davadaki belgelerin Genelkurmay Başkanlığı tarafından askeri birimlerde asıllarının bulunduğunun belirtilmesiyle, sanıkların aksi yöndeki savunmalarını bertaraf ederek, mahkemede tam bir kanaat oluşmuştur.

* Sanıkların herbirinin darbe harekatında çeşitli görev aldığı, bu harekatın boyutlarından haberdar oldukları belirlenmiştir.

* 2003 yılı Mayıs ayında Çetin Doğan’ın kalp ameliyatı olması ve Ağustos 2003’te emekli edilmesi nedeniyle sanık Çetin Doğan liderliğindeki cunta yapılanması darbe harekatını ellerinde olmayan nedenlerle tamamlayamadı.

* Harekat planının, Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nca öğrenildiği, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın bu plan seminerinin oynanmaması talimatları Genelkurmay’ın Çetin Doğan’ı uyarmasıyla ortaya çıktı.

* "Milli Mütabakat Hükümeti" ismiyle harekat sonrası iş başına getirilmesi planlanan hükümetin dizayn edilmesi gibi icra aşamasına geçildiği ancak icra hareketlerinin tamamlanamadığı tespit edilmiştir.

AA
 

  • Universitas terbaik Tapanuli
  • tutorial dan tips zeverix.com
  • https://insidesumatera.com/
  • https://prediksi-gopay178.com/
  • https://margasari.desa.id/
  • https://sendangkulon.desa.id/