İstanbul Barosu yönetiminin düştüğü yönündeki açıklamaları ısrarla reddeden Baro Başkanı Ümit Kocasakal, dostlarıyla Kanlıca’da yaptığı toplantıda şu itirafta bulunuyor: “Bazı maddelere göre baro yönetiminin düştüğünü söylemek mümkündür.”
Yargıyı engelleme girişimleri sebebiyle haklarında açılan dava nedeniyle İstanbul Barosu yöneticilerinin düştüğüne dair tartışmalar devam ediyor. Avukatlık Kanunundaki, ‘2 yıldan fazla hapis talebiyle yargılanan avukatlar baro yönetimine katılamaz’ hükmüne rağmen istifa etmeyerek direnen İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, oturmaya devam ettiği başkanlık koltuğundan hukuken düştüğünü itiraf etti.
Bir grup gazeteciyle İstanbul Kanlıca’daki İstanbul Barosu’nun Lokali’nde bir araya gelen Ümit Kocasakal ve arkadaşları, yaşanan tartışmaları gazetecilere anlatırken önemli bir itirafta bulundu. Toplantıda bulunan gazetecilerden Hürriyet gazetesi yazarı Yalçın Bayer, Kocasakal’ın itirafını dünkü köşesine şu satırlarla taşıdı: “İddia edildiği gibi bu davadaki bazı maddelere göre, baro yönetiminin düştüğünü söylemek mümkündür ancak bu bir fırsatçılıktır!”
Bu itirafı Kocasakal’ı oturduğu koltukta işgalci konumuna düşürürken, kanun gereği baro yönetimini devretmesi gereken Hukukun Üstünlüğü Platformu; Kocasakal’ın “fırsatçılık” suçlamasına cevap verdi.
YÖNETİM DERHAL ÇEKİLMELİ
Hukukun Üstünlüğü Platformu Başkanı Cahit Özkan, “İstanbul Barosunun yönetimi düşmüştür. Bu yönetimin herhangi bir karar alma yetkisi yoktur. Şu anki yönetime aslında eski yönetim denilmesi lazım. İstanbul Barosu’nda geçmişte buna benzer durumlar ortaya çıkmış ve üyeliği düşenlerin yerine yeni üye gelmiştir. İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ın uygulamaya ve mevzuata uymaya çağırıyoruz. Yönetimi düşmüş bir baronun herhangi bir meslektaşımıza ruhsat vermez, herhangi bir karar alamaz, ya da baroyu ilgilendiren herhangi bir konuyla ilgili tasarrufta bulunamaz” dedi.
“DEVRETMEZLERSE MAHKEME KARARIYLA DÜŞÜRÜLÜRLER”
Dünyanın ikinci barosu olarak gurur duyduğumuz İstanbul Barosu’ndaki bu durumla ilgili yargıya gitmeyi uygun bulmadıklarını anlatan Cahit Özkan, “Bunu kendi içimizde çözmemiz gerektiğinin daha doğru olacağını düşünüyoruz. İstanbul Barosu Başkanı ve yönetimi bundan sonraki süreçte kurumu çok daha fazla yıpratmamak için görevlerini devretmesi gerekir. Aksi halde mahkemeler yoluyla sorunun çözülmesi gerekiyor” diye konuştu.
TATLI: İŞGALCİ DURUMUNDALAR
Hukukçular Derneği Başkanı Cavit Tatlı da yaptığı değerlendirmede; İstanbul Barosu yönetiminin işgalci durumunda olduğunu ifade ederek, “İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ın da itiraf ettiği üzere şu anda baronun hiçbir yetkisi yoktur. Yönetimde bulunan arkadaşların baro yönetiminin hiçbir yetkisi bulunmamaktadır. Şu anda İstanbul Barosu üyeleri işgalci durumundalar” dedi.
SEÇİMSİZ GENEL KURULDA BOLCA KÜFÜR EDECEKLER
İstanbul Barosu‘nun gündemsiz Genel Kurul Kararı almasını da değerlendiren Hukukçular Derneği Başkanı Tatlı, “Baro Başkanı Kocasakal orda da kendince uyanıklık yapıyor. Seçimsiz genel kurul topluyor şu anda. Amaç şu Atatürkçülük, cumhuriyetçilik, savunma diyecek vatan millet sakarya diyecek bol miktarda kendileri düşünmeyenlere küfür edecekler. Acil olarak yönetim çekilmeli, biz geleceğiz seçim gündemli genel kurula gideceğiz ve ardından yine kim gelirse gelsin. Acil olarak seçim gündemli genel kurula gidilmesi gerek. İstanbul Baro Yönetiminin amacı kendi yaptıkları hatanın bedelini başkalarına ödettirmektir” dedi.
SABİH KANADOĞLU’NDAN İLGİNÇ DEĞERLENDİRME
Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu da yaptığı açıklamada; avukatlık kanununa göre haklarında dava açılan baro yöneticilerinin düşmüş olmalarının demokratik olmayacağını savundu. Mahkemenin kesinleşmiş kararının beklenmesi gerektiğini ileri süren Kanadoğlu, “Kanuna uygun olmak başka bir şey hukuksal ve demokratik olması ayrı bir şey” diye konuştu.
Yeni Akit