Dündar kararında AYM’nin muhalif üç üyesinin gerekçesi

Hukuk
Anayasa Mahkemesi (AYM), Can Dündar ve Erdem Gül’e tahliye kapısını açan kararının gerekçesini açıkladı. Mahkeme’nin gerekçesinden çok, tutuklamada hak ihlali olmadığı belirtilen karşı oy ...
EMOJİLE

Anayasa Mahkemesi (AYM), Can Dündar ve Erdem Gül’e tahliye kapısını açan kararının gerekçesini açıkladı. Mahkeme’nin gerekçesinden çok, tutuklamada hak ihlali olmadığı belirtilen karşı oy yazıları dikkat çekti.Karşı oylarda, ihanetle muhalifliğin kaygan bir çizgi olduğu, yerel mahkemelerdeki uygulamaların bireysel başvuru konusu olamayacağı vurgulandı.

Sabah gazetesinin haberine göre AYM’nin gerekçesinde tutuklulukla ilgili hak ihlali incelemesi için davanın sonuçlanmasının gerekli olmadığı belirtildi. AYM, ağır ceza mahkemesinin yargı yetkisine müdahale edildiği iddialarına karşı şu savunmayı yaptı: “Başvurunun konusu, yayımladıkları haberler gerekçe gösterilerek başvurucuların tutuklanmaları nedeniyle ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği iddiası olup davanın esası ve yargılama sürecinin muhtemel sonuçları değildir… Buradaki inceleme, başvurucular hakkında ilk derece mahkemesinde devam eden davanın esasına ilişkin değildir ve başvuru konusu haberlerin yayımlanmasının suç oluşturup oluşturmadığını kapsamamaktadır.”

DEVLET SIRINI GÖRMEDİLER

AYM, “Başvurucuların tutuklanması kararına esas olan temel olgunun, durdurulan ve aranan TIR’ları konu alan iki haberin Cumhuriyet gazetesinde yayımlanması olduğu anlaşılmaktadır” ifadesiyle “Can Dündar ve Erdem Gül yaptıkları haber nedeniyle tutuklandılar” algısını yaratmaya çalışanlara da dolaylı destek verdi. Mahkeme, gerekçesinde sürekli olarak, benzer haberlerin 16 ay öncesinde Aydınlık gazetesinde yer aldığını anlatarak tutuklamanın zorunluluk olmadığını savundu. Mahkeme, Dündar ve Gül hakkındaki soruşturmanın ise tutuklama kararından 6 ay önce başladığına değinerek, basın özgürlüğüne neden müdahale edildiğinin tutuklama gerekçesinde yer almadığına işaret etti.

Karara karşı çıkan 3 üye milli güvenliğin gerekli olduğu hallerde basın özgürlüğünün sınırlandırılabileceğinin altını çizdi. Üyelerden Hicabi Dursun, Türkiye’nin olağanüstü terörle mücadele sürecinden geçtiğini belirterek, “Milli güvenlik tehdit altında. Bu şartlarda basın özgürlüğü kısıtlanabilir. Savaş zamanında muhalif olma ile hain olma arasındaki çizgi kaygan bir zeminde yer alır” görüşünü paylaştı. Dursun, Dündar’ın sözkonusu haberi örgütle ilişkisi bulunan kişilerden menfaat karşılığı yayımlanmak üzere aldığına ve bununla ilgili 3 avukatın tutuklandığına ilişkin çıkan haberleri hatırlatarak, kısıtlama kararına rağmen haberin veriliş zamanı ve içeriğindeki hususlara dikkat çekti.

Karşı oy kullanan üyelerden Kadir Özkaya da Can Dündar ve Erdem Gül’ün yaptıkları haberin ülke içindeki toplumsal tartışmalara katkı sağlamaktan öte amacının olduğunu aktardı.