Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan ve darbe girişimi sırasında Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan ile korumasını başından vurduğu ileri sürülen eski albay Erkan Öktem’e ait görüntüler ortaya çıktı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, 15 Temmuz darbe girişiminde Jandarma Genel Komutanlığındaki olaylara ilişkin yürütülen soruşturma dosyasındaki görüntülere göre, eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi’nin özel kalem müdürü olan ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilen Öktem’in elinde tabanca ile Jandarma Albay Güven Şağban’ı rehin aldığı görülüyor.
Darbe girişimi sırasında darbeci askerlerin etkisiz hale getirdiği Albay Şaban’ı tehdit ettiği belirtilen Öktem’in, bina içerisinde elindeki tabancanın namlusuna kurşun sürdüğü, karnına doğru tetiği çektiği, ancak silahın ateş almadığı kaydedildi.
Darbe girişimini ardından Jandarma Genel Komutanlığı yakınındaki bir kömürlükte yakalandığı belirtilen Öktem, savcılık ifadesinde, o gün edindiği MP5 silahı ormanlık alanın girişine attığını belirterek, “MP5 silahı ile Emniyetten alınan rehinelerin kafasına ateş etmedim. Kimin ateş ettiğini bilmiyorum.” iddiasında bulunmuştu.
Savcılık ifadesinde Öktem, şunları kaydetmişti:
“Saat 20.30 sıralarında jet uçaklar alçaktan uçuş yaparak geçti. Bu sesler üzerine Jandarma Harekat Merkezini aradım. Harekat Merkezi kendilerine mesaj geldiğini, TSK’nın yönetime el koyduğunu, sıkıyönetim ilan ettiğini söyledi. Bana bulunduğum görev yerini terk etmemem söylendi. Daha sonra başka komutanlıkların harekat merkezlerini aradım, açan olmadı. Jandarma Genel Komutanının durumunu öğrenmek için emir subayını aradım. O da telefonu açmadı. Bulunduğum yeri terk etmemem söylendiği için binada kaldım. Bana bunu söyleyen kişinin rütbesini, adını ve soyadını bilmiyorum. Ad, soyad ve rütbe vermeyeceğini söylemişti. Odamda beklemeye başladım. Jandarma Genel Komutanının karargaha geleceği söylendi. Jandarma Genel Komutanlığındaki darbeci askerleri kimin yönettiğini anlamadım. Bir zaman ikinci kata, iki kere de nizamiyeye gidip geldim. Bunun dışında hep komutanlık binasındaydım.”