BBC Türkçe’nin haberine göre Cockburn, PKK’nın misilleme saldırıları ile iki yıldır süren ateşkesin sona erdiğini belirterek başlıyor ve Kürtlerin ABD’yi, İncirlik Üssü’nü kullanma iznine karşılık Türkiye’nin bu saldırılarına müsamaha göstermekle suçladığı belirtiliyor.
Cockburn’e konuşan eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin danışmanı Kamran Karadaghi, ” Amerikalılar bu tarz hesaplarda pek iyi değil.. Belki Türkiye onların tarafında olursa, Kürtlere ihtiyaçları kalmayacağını düşündüler” diyor.
ABD’nin İncirlik Üssü’nün kullanımı karşılığında Türkiye’nin PKK’ya yönelik saldırılarına onay verdiği iddialarını reddettiğinin belirtildiği yazı şöyle devam ediyor:
“ABD’nin beklentisi ne olursa olsun, ilk işaretler Türk hükümetinin IŞİD’dense Türkiye, Suriye ve Irak’taki Kürtlere saldırmaya daha hevesli olduğunu gösteriyor”
Türk polisinin, hükümete muhalif her kesime yönelik baskısını artırdığına da dikkat çeken Cockburn, şu analizde bulunuyor:
“Sonuç olarak ABD Türkiye’yi, Irak ve Suriye’deki savaşa dâhil ederek kendisini Türkiye’nin istikrarsızlaşmasını kolaylaştıran ülke pozisyonunda bulabilir. Bunu yaparken IŞİD’i yenemeyeceği de açık. Eğer sonuç bu olursa, ABD 2003’te işgal ettiği Irak’ta Saddam Hüseyin’i indirerek yaptığı hatadan sonra Orta Doğu’daki en büyük hatasını yapmış olur”.
Türkiye’nin NATO’yu olağanüstü toplantıya çağırdığını da hatırlatan Cockburn, geçen iki yılda, ‘Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tüm gücü kendi elinde toplamaya çalışırken, ülkenin de giderek istikrarsızlaştığını ve şiddetin arttığını’ belirtiyor.
Cockburn Türk hükümetinin bu saldırılardaki amacının, olası bir erken seçimde zafer elde etmek olabileceği değerlendirmesini yapıyor: “Bunu yaparak Erdoğan, bu süre içinde koalisyon hükümeti kurulamazsa yıl sonunda yapılması planlanan erken seçimi kazanma niyetinde. IŞİD ve PKK’nın saldırılarının büyüteceği Kürt ve terörizm karşıtı dalgayı arkasına alarak, seçimde çoğunluğu kazanmayı deneyebilir”.
“ABD’nin tavrı IŞİD’in işine yarayabilir”
ABD’nin Suriye’deki Kürtlere yardım ederken, PKK’yı ‘terörist örgüt’ olarak nitelemesinin kendisine sorun yaratacağını belirten Cockburn, şu çıkarımda bulunuyor: “ABD’nin ittifaklarında yaptığı bu değişiklikler, sonunda IŞİD’in yararına olabilir. Suriye’deki PYD militanlarının bir kısmı şimdi Türkiye’ye karşı savaşmak için geri dönebilir”.
Yazıda ABD’nin hesaplarında IŞİD’le mücadeleye yardım edecek bir Türkiye’nin, şu an için Kürtlerden daha önemli olduğu sonucuna varmış olabileceği belirtilirken, şu noktaya dikkat çekiliyor:
“Ancak Türkiye’nin Suriye’deki IŞİD’e karşı ne kadar mücadele edeceği net değil. Sınırında, Kobani’nin batısında bir tampon bölge oluşturulmasını istediğini söylüyor, ama aynı zamanda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç haftasonu yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Suriye’ye bir kara harekatı düşünmediğini belirtti…. Amerika’nın yönünün Kürtlerden Türkiye’ye kaymasının bölgedeki güç dengeleri üzerinde farklı sonuçları olabilir.”
Cockburn yazısını, bölgedeki diğer ülkelerin de bu çatışmanın içine girmesi ihtimali bulunduğuna dikkat çekerek sonlandırıyor: “ABD büyük olasılıkla Türkiye’nin Kandil ve Türkiye içinde PKK’yı hedef alan saldırılarını hoşgörüp, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kürt bölgesine olası bir harekâtını engelleyecek. Ancak bu sırada PKK İran’dan ve önceden ilişkilerinin iyi olduğu Suriye hükümetinden yardım talep edebilir”.
Bir başka İngiliz gazetesi Times ise, Türkiye’nin PKK hedeflerini vurmasını “delilik” olarak niteliyor.
Times gazetesinde yer alan “Ateş çemberi” başlıklı yorum yazısında Türkiye’nin PKK’ya yönelik saldırılarının feci boyutta tehlikeli olduğu belirtiliyor ve “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hemen geri adım atmalı” deniyor.
PKK lideri Abdullah Öcalan’a atıfta bulunularak başlayan yazıda, Öcalan’ın tutuklu bulunduğu İmralı adasının 10 yıldır Türkiye siyasetinin en gizemli odak noktalarından birini oluşturduğu belirtiliyor.
Öcalan’ın 20 yıl süren savaşın ardından, İmralı’dan hükümet ile kırılgan bir uzlaşıyı tasarladığı, ancak geçen haftasonu yapılan “delilik” ile bu özenli çalışmanın yerinden söküldüğü yorumu yapılıyor.
Yazıda “delilik” olarak tanımlanan, Türkiye’nin PKK hedeflerine yönelik yaptığı hava saldırıları…
Gazete hava operasyonları ve ardından Kürtlerin güvenlik güçlerini hedef alan saldırıları ile ‘Türkiye’nin yeniden gerilla savaşının eşiğine geldiğini’ savunuyor.
“Zamanlama daha kötü olamazdı”
Gazeteye göre Ankara bu düşmanlığı yeniden canlandırmak için daha kötü bir zaman seçemezdi.
İmzasız yorum yazısı şu satırlarla devam ediyor:
“Geçtiğimiz 18 ayda sahada IŞİD’e yönelik en etkili mücadeleyi veren, PKK’ya yakın Suriyeli Kürt güçleri YPG ve Erbil’den yönetilen peşmerge güçleri oldu. Kürt saflarını zayıflatmak sadece IŞİD’in kuzeyde ele geçirdiği yerleri genişletmesine ve gücünü pekiştirmesine, güneyde de Bağdat’a yaklaşmasına yardımcı olur. Bombardıman ayrıca Türkiye’deki Kürtlerle güvenlik güçleri arasındaki ufak boyutlu çatışmaları alevlendirip bunu kanlı ve korkunç bir cehenneme dönüştürebilir”.
Yorum yazısında Türkiye’nin Kürt sorununda yaşadığı ilerlemeyi sarsacak olsa bile, sınırında IŞİD’e karşı koyabilen tek ‘payandaya’ yönelik savaşa girişmesinin nedenlerini anlamanın “ne yazık ki zor olmadığı” belirtiliyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Türkiye’nin ateş çemberiyle sarılı” olduğu sözlerini hatırlatan gazete, Başbakan ve çevresindekilerin PKK’ya açık şekilde tehditkâr bir kıvılcım muamelesi yaptığı ifade ediliyor.
Times’a göre Türk yöneticiler bunu yapmamalı çünkü “Kürtler geçen 10 yılda sorumluluk sahibi bir müzakere ortağı olduklarını kanıtladı” ve “Türkiye’nin güneyindeki dost bir fiili Kürt yönetimi, IŞİD ile sınır paylaşmaktan çok daha iyi”.
Yeni Osmanlıcılıktan enkaza
Gazete Türkiye’nin son yıllarda izlediği dış politika stratejisine yönelik genel bir değerlendirmede de bulunuyor:
“Türk dış siyaseti henüz kısa bir süre önceye kadar genellikle Yeni Osmanlıcılık olarak adlandırılan doktrine göre yönetiliyordu. Ankara’nın amacı, sert ve yumuşak gücün birleşimiyle, imparatorluğun modern bir kopyasını yaratabilmekti. Ancak güneyinde mutasyona uğrayan savaşlar ve Türkiye’nin beceriksiz rehaveti bu ilüzyonların patlamasına neden oldu”.
Yazıda “Türkiye’nin bölgesel nüfuz merkezi olma isteğiyle çıktığı yolda” geldiği nokta da “kırılmış bir aşırı gururdan geriye kalan büyük bir enkaza” benzetiliyor.
Gazetenin yorumu şu satırlarla son buluyor: “İki cephede süren bu müstehzi ve anlamsız savaş, Türkiye’nin şu ana kadarki en ağır yanılgısı olabilir. Yine de hala kıvılcımı söndürme şansı bulunabilir. PKK ile acele bir ateşkes ve müzakerelerin devamı ile, İmralı’yla sağlanmış olan geçici ateşkes kurtarılabilir”.