‘Kürtlerin ihanete uğramak için yaratıldığı’ ifadesiyle başlayan yazıda, I. Dünya Savaşı’nın ardından Orta Doğu’nun şekillendirilme sürecine atıfta bulunuluyor.
Fisk o zamanlar bölgedeki küçük devletlerin hemen hepsine bağımsızlık sözü verildiğini hatırlatıyor ve ‘Kürtlerin trajedisinin 1923’teki Lozan Antlaşması’ndan bu yana sürdüğünü’ belirtiyor.
Yazı şöyle devam ediyor:
“1970’Lerin başlarında Irak’ta Saddam Hüseyin’e karşı ayaklandıklarında Amerikalılar ve İran’daki Şah yönetimi onlara destek vermişti. Ardından ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger İran ile Irak arasında bir anlaşma inşa etti ve Kürtleri yalnız bıraktı. ABD silah yardımını kesti ve Saddam 182 bin Kürt’ü katletti.”
‘Kürtlerin bundan ders almış olmasının beklenebileceğini’ yazan Fisk, böyle olmadığını, Kürtlerin benzer ihanetlere yeniden uğradığını belirtiyor. 1. Körfez Savaşı ile ABD’nin 2003’teki Irak işgalinde yaşananlardan örnekler vererek günümüze gelen Fisk, şöyle devam ediyor:
“Iraklı Kürtler geçen yıl IŞİD’e karşı savaştığında, Türkiye Kürdistan’ın Batı’nın savaşının öncü birliği haline gelmesini uzaktan islemişti. Kobani’deki Kürt savunması, Türkiye’nin aşağılanmasını daha da sancılı hale getirdi. PKK yanlısı savaşçılar, Suriye ve Irak’ta kahraman olarak görülmeye başlandı. Buna izin verilemezdi.”
“Türkiye tamamen yozlaşma yolunda”
BBC Türkçe’nin haberine göre Fisk Türkiye’nin bu nedenle IŞİD’in Suruç’taki saldırısı ve onu takiben PKK’nin iki Türk polisini öldürmesiyle, Türkiye’nin “IŞİD’e yönelik bombardıman görüntüsü altında PKK’ya saldırmaya başladığını” belirtiyor.
‘Türkiye’nin son hava operasyonu ile Pakistan’ın geçmiş olduğu “tamamen yozlaşma” yoluna girmiş bulunduğunu’ yazan Fisk, şu satırlarla devam ediyor:
“Pakistan, 1980’lerde, ABD’nin de teşviğiyle Afganistan’a silah ve gerilla akışının sağlandığı kanal haline gelmişti. Pakistanlılar mücahiddin, Taliban ve diğer İslamcı grupları desteklemişti”.