Star gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, bugünkü köşe yazısında Fuat Avni’nin kim olduğunu açıkladı.
İşte Gülerce’nin bugünkü köşe yazısı;
Günümüzde sosyal medya diye yeni bir iletişim alanı var. Bu alanın en bilinen unsurları da Facebook ve Twitter… Bu unsurların sahipleri de ABD’li şirketler. İnsanları yönlendirme, provoke etme, bilgi kirliliği, yalan ve iftiraları yayma, hatta kin ve nefret tohumları ekme yönünde korkunç etkiye sahip bir alandan bahsediyoruz.
Bu gerçek, açık biçimde ilk defa Mısır’da 25 Ocak 2011’de, sonraları “Halk Devrimi” adıyla da anılan protestolarla ilgili gündeme geldi. Mübarek rejimini devirmek için farklı kesimler büyük kitleler halinde Facebook ve Twitter üzerinden harekete geçtiler.
Bu başkaldırının “Arap baharı” olduğu yalanı ile büyük bir algı operasyonu yapıldı ve sonuç alındı. Ancak alınan sonuç, bir bahar değil, ABD politikalarının hedeflerinin gerçekleşmesiydi. İşte daha Tahrir meydanında o protestoların başladığı günlerde, sağlam bir kaynaktan, Mısır’dan binlerce sivil toplum elemanının, önceden ABD’ye götürüldüğünü ve eğitildiğini öğrenmiştim
Sosyal medyanın gücünü ve etkinliğini; 27 Mayıs 2013 tarihinde iş makinelerinin Taksim Gezi Parkı’na girmesinin ardından organize olan aktivistlerin ve araya karışan terör örgütlerinin sebep olduğu olaylarda da gördük. Taksim için “Tahrir” göndermesi yapan, Hürriyet yazarları da oldu. (Ertuğrul Özkök 1 Haziran 2013’te şöyle yazdı: “Gezi, düne kadar sadece bir parkın adıydı. Dünden itibaren, ‘Türkiye’nin Tahrir’i’ değilse de miladıdır…”)
Artık sözü, “Twitter fenomeni” olarak ünlenen Fuat Avni’ye getirebilirim. Bu ismin birkaç yıldır attığı tweet’lerin 3 özelliği var: 1. Emniyet, yargı ve TSK içinden, bürokrasinin ve iş dünyasının değişik kesimlerinden pek çoğu doğru bilgiler veriyor. 2. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığı yapıyor ve ona aleni hakaretlerde bulunuyor. 3. Zaman, Bugün, Sözcü, Cumhuriyet ve Taraf gazetelerinde, onun attığı tweet’ler hemen haber yapılıyor, bazen manşete taşınıyor.
Ben Fuat Avni’nin, Sayın Cumhurbaşkanı’nın yıpratılması ve AK Parti’nin artık tek başına iktidar olamaması planının bir parçasını olduğuna inanıyorum. Söz konusu istihbaratın, ancak Paralel Devlet yapılanmasının elemanları tarafından temin edilebileceğini düşünüyorum. Fuat Avni, Pensilvanya merkezli, aralarında psikolojik harp uzmanlarının da bulunduğu bir istihbarat havuzunun elemanı olabilir. Pekiyi, Mısır’daki gibi CIA’yı hatırlatan bir ilişki söz konusu olabilir mi? Bu konuda gözlerimizi dehşetle açan bilgi de Zaman yazarı Lale Kemal’den geldi:
“Fuat Avni’nin, Amerikan casusluk örgütü CIA kaynaklı olduğuna dair artan biçimde dış kaynaklı bilgiler almaya başladım. Bu yakından takip edilen hesabın, CIA içinde gizli bir hesap olduğu, Türkiye’de artan otoriterleşmeyi deşifre etmeyi amaçladığı intibaı çok güçlü. Demem o ki, Türkiye’deki tehlikeli gidişata artık dışarıdan müdahale ile “dur” denilebilir. Türkiye’nin, “otoriterleşmesine,” izin verilmeye(bilir)…” (Lale Kemal,’Fuat Avni’, ‘dur’ diyebilir. Zaman, 2 Eylül 2015)
Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız