Developing Eight (D-8) Ticaret ve Sanayi Odaları (TSO) genel kurulu ve iş forumu, Antalya Belek’te Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ( TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğu’nun ev sahipliğinde yapıldı.
1997 yılında Refahyol Hükümeti Başbakanı Necmettin Erbakan önderliğinde 8 ülkenin bir araya gelerek oluşturduğu uluslararası bir organizasyon olan D-8’de Türkiye, Pakistan, Bangladeş, Endonezya, İran, Malezya, Mısır ve Nijerya bulunuyor.
Belek Maritim Pine Beach Hotel’de yapılan toplantıya D-8 Genel Sekreteri Büyükelçi Dato Ku Jafaar Shaari, üye 8 ülkenin ticaret ve sanayi odalarının birlik başkanları katıldı.
D-8 üye ülkeleri arasındaki ticarette bu ülkelerin kendi para birimlerinin kullanılacağını da açıklayan Shari, şöyle konuştu:
“Finansal mekanizmalar çok önemli bir gereklilik. Ticaret, turizm, seyahatlerin artırılması için ve insanların finansal ihtiyaçlarına yanıt verebilmek için. Bu vesileyle D-8 ödeme kartı projesini tekrar vurgulamak istiyorum. Bu sayede amaç üye devletlerin kendi para birimlerini kullanarak ticaret yapmaları ve bu sayede yabancı para birimlerinin hakimiyetini özellikle ödemelerde azaltmak. Bu yeni bir finansal sistemin başlangıcı olacak ve bu sayede bizler kendi para birimlerimizi kullanarak ödemelerimizi yapabileceğiz. Bu bağlamda aynı zamanda Türkiye Merkez Bankası’nın da çabalarını tebrikle karşılıyoruz.”
TİCARET HACMİ 14 MİLYARDAN 100 MİLYAR DOLARA ÇIKTI
D-8 üye ülkelerin benzersiz bir coğrafi konuma sahip olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Sınırlarımız üç kıtaya yayılmış durumda. Doğal kaynaklarımız, genç ve dinamik nüfusumuz var. Bu nüfus, dünya nüfusunun 7’de 1’ine karşılık geliyor. 1997’de D-8 kurulduğunda ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmi 14 milyar dolardı. Bugün 100 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu güzel ama yeterli değil. Kişi başı ortalama gelir 1800 dolardı geçmişte, bugün ise 4 bin 500 doların üzerine çıkmış durumda. Toplamda 1.1 milyar nüfusumuz var, ekonomik büyüklük 3.7 trilyon dolar. D-8 ülkeleri, görünür bir ekonomik başarıya ulaşmıştır. Ancak ülkelerimizin sahip olduğu kaynakları düşünürsek bu rakamların yeterli olmadığını görüyoruz” diye konuştu.
POTANSİYELİ TAM OLARAK KULLANAMIYORUZ
Ticaretten tarıma, sanayiden turizme enerjiye kadar birçok alanda iş ilişkileri olduğunu belirten TOBB Başkanı, “Ancak potansiyelimizi tam olarak kullanamıyoruz. Daha fazla ticaret yapmamız gerekiyor, çünkü ticaret barışı destekler, güçlendirir. Ticaret yapanlar savaştan konuşmazlar. AB buna en önemli örnektir. İki büyük dünya savaşı ve çeşitli savaşlardan sonra bir ticaret ve ekonomi birliği kurdular Avrupa’da. Avrupa kıtasında savaşlar sona erdi. Dünyada en az gelişmiş 48 ülke var. Bu 48 ülkenin yarısı İslam ülkesi. Dünyada 44 bölgede savaş ve çatışma var. Bunların 35’i İslam ülkesi. Hepimiz bu konuda üzülmeliyiz. Çünkü bu tabloyu değiştirme sorumluluğumuz var. Bunu da yapabilmek için öncelikle kendi aramızda ticareti ve vize işlemlerini kolaylaştırmalıyız” dedi.
100 MİLYAR DOLAR BEŞ KAT ARTIRILABİLİR
Üye devletler ve hükümetleri gerekli adımları atarsa D-8 ülkeleri arasındaki 100 milyar dolar ticaret hacminin beş kat artırabileceğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “D-8 ülkelerinde yaşayan 1 milyardan fazla insanın refahı ekonominin gücüne bağlıdır. Bu sebepten dolayı hükümetlerin sorumluluklarına ek olarak bizim de önemli yükümlülüğümüz var. Sorunları hükümetlere götürmekle yetinmemeli, çözüm önerisinde de bulunmalıyız. Eğer güçlü çalışmalar yapıp, somut projeler götürebilirsek hükümetler de kesinlikle gerekli adımları atacaktır. Bu bağlamda D-8 ülkeleri özel sektörlerin şemsiye kuruluşu olmaya devam etmeli” diye konuştu.
D-8 Ticaret ve Sanayi Odaları tüzüğünün revize edildiğini de anlatan Hisarcıklıoğlu, “D-8’in 2015’ten bu yana gündeminde olan bir konuydu. Bu tüzüğün genel kurulda onaylanmasından mutluluk duyuyoruz. D-8 TSO’nun faaliyetlerinin bir kurumsal çerçeveye kavuşmuş olması önemli. İkinci olarak D-8 üye ülkeleri arasında ekonomik işbirliğini daha da geliştirmeyi amaçlayan çalışmayı tamamladık. TEPAV tarafından yapıldı. Yarın ortak açıklama yapacağız” dedi.
D-8’in önemli bir ekonomik güç olacağına işaret eden D-8 Genel Sekreteri Büyükelçi Dato Ku Jafaar Shaari, D-8 üye ülkeleri iş dünyası arasında tüzüğün revize edilmesiyle ekonomik işbirliğinin zaman içinde daha da ilerleyeceğini kaydetti. Özel sektörün ekonomilerin büyümesi açısından büyük önem taşıdığını dile getiren Shaari, KOBİ’lerin desteklenmesi ve üç sanayi parkı kurulması konularında çalışma yapıldığını anlattı. Shaari, kurulacak bu üç parkın ticareti geliştireceğini ve artıracağını söyledi. Yakın gelecekte D-8’in ekonomik güç, bir santral olacağını belirten Shaari, 2050’de D-8 üye ülkelerinin dünyanın en büyük 24 ekonomisinden biri olacağını belirterek, “Gayri safi milli hasılaya göre dünyanın en büyük güçlerinden olacağız. Üçüncü en büyük ekonomik güçlerinden olacağız 8 trilyon dolarla” dedi.
SABİHA GÖKÇEN’E D-8 ÖZEL ALANI KURULUYOR
Bir iyi niyet anlaşması imzalanarak Sabiha Gökçen Havalimanı’nda özel bir geçiş alanı oluşturulacağından da bahseden Shaari, “D-8’in belirlediği ilk havaalanı olacak. Hem insanlar hem de iş dünyası arasında temasları artırmak, turizmi artırmak, ticareti kolaylaştırmak istiyoruz. D-8 Havaalanı kuruluşu yoluyla bu temasları kolaylaştırmak istiyoruz. Havacılık kurumu da D-8 vatandaşları için bir hızlı geçiş konusunda onayları verdi. Bu sayede sadece ikili ticareti artırmak değil, kuruluşumuzu da tanıtmak istiyoruz. Mevcut mekanizmaların uygulanmasını artırmak istiyoruz. Ticari ve gümrük anlaşmaları gibi ve bunların tamamı insanların, hizmetlerin ve malların sınırlar arasındaki girişlerini kolaylaştıracak” dedi.
KURUCU ERBAKAN’I UNUTMADI
D-8 TSO genel kurulu ve iş forumunda konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ilk defa 8 ülkenin bir araya gelmesinden dolayı tebrik ederek, tarihinde ilk defa 8 ülkenin de bu toplantıya katıldığını açıkladı. Konuşmasında D-8’in kuruluşuna öncülük eden Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve o dönemdeki kurucu üyeleri saygıyla andığını belirten Hisacıklıoğlu, “21 yıl önce Başbakan Necmettin Erbakan’ın vizyonu kapsamında D-8, çatışma, ihtilaf yerine barış, karşı karşıya gelmek yerine diyalog, istismar yerine işbirliği, çifte standart yerine adalet, ayrımcılık yerine eşitlik, baskı yerine demokrasi ilkeleriyle kurulmuştur ve temelini bunlar oluşturmaktadır” dedi.
Kaynak. Yeniçağ