İki yıldır sessiz sedasız bir dergi yayımlanıyor: Turkish Book Review. Türkiye’nin bu ilk İngilizce kitap tanıtım dergisi, edebiyatımızı sınırların ötesinde tanıtmaya çalışıyor.
Her görüşten yazara ve her türden kitaba yer veren derginin şimdiye kadar dört sayısı çıktı, beşincisi yolda. Editörlüğünü Arzu Taşçıoğlu’nun üstlendiği Turkish Book Review’da edebiyat dışında tiyatro, sinema, müzik, Türk mutfağı gibi konularla ilgili kitaplar da tanıtılıyor. Usta yazarların yanı sıra gençlere de yer veren dergide, röportajlar, kitap tanıtımları, çeviriler yer alıyor. Ülkemizdeki kitap eki okurunun azlığını düşününce ‘Bu cesaret isteyen işe nasıl giriştiniz?’ diye soruyoruz Taşçıoğlu’na. "Böyle bir derginin gerekliliğini yabancı ajanslar ve yayıncılarla yaptığımız görüşmelerde hissediyorduk. Türk edebiyatında ne var ne yok diye merak ediyorlardı. Orhan Pamuk’un Nobel almasından önce de bu merak vardı, sonrasında ise daha fazla ilgi oldu." cevabını veriyor. Biraz yakınarak "Türk edebiyatının yurtdışına açıldığı az sayıda kapı var maalesef." diye devam ediyor Taşçıoğlu: "Devlet ne kadar tanıtıyorsa o. Bir de birkaç belirli yazar biliniyor. Yurtdışında Orhan Pamuk’tan öte başka yazar yokmuş gibi gözüküyor. Halbuki edebiyatımızda çok büyük bir derinlik var. Biz buzdağının geride kalan kısmını göstermek istedik."
SINIRLARIN ÖTESİNDE 20 BİN OKUR
Dergiyi elinize aldığınızda dikkatinizi ilk çeken şey, tanıtılan kitapların İstanbul’un farklı mekanlarında fotoğraflanmış olması. Bu ‘ince’ fikir Taşçıoğlu’na ait. Her kitaba şehirde köşe bucak yer ararken, eserin içeriğine ve dokusuna uygun mekânlar, çeşitli dekorlar hazırlıyor. Taşçıoğlu, bunu, edebiyatı tek başına görmemekle bağlantılı olarak yorumluyor. Vermek istedikleri mesaj ise şöyle: "Bu kitaplar bu topraklarda, bu mekânlarda yazıldı."
Altı aylık periyot bir dergi için uzun sayılsa da hazırlık aşamasında gösterilen titizlik, böyle bir süreyi haklı kılıyor. Dergide yalnızca kitap tanıtımı yapmadıklarını söylüyor Taşçıoğlu. Bir kültürün içinde kitabı tanıttıklarını vurguluyor: "Yalnızca Türk romanını, şiirini değil de hangi kültürün içinde geliştiyse o edebiyat ve o kültürü de tanıtmaya çalışıyoruz."
Turkish Book Review’da yayımlanacak kitapların seçimi de titizlikle yapılıyor. Önce uzunca bir süre kitapçı raflarının arka tarafları aranıp taranıyor. Kıyıda köşede kalmış, önemli kitaplar belirleniyor. Taşçıoğlu, bu yoğun emeğe karşılık yayıncılardan daha büyük bir destek bekliyor. Umutlu bir edayla yayıncıların şimdilik derginin gücünü fark etmediklerini söylüyor. Turkish Book Review sadece Türkiye sınırlarında kalmıyor. Bir kopyası, elektronik postayla dünyanın dört bir yanındaki ajans, yayıncı, editör, yazar ve akademisyenlerin de içinde bulunduğu yaklaşık 20 bin okura ulaşıyor. Taşçıoğlu bu yöntemi, hem postayı ortadan kaldırdığı hem de çevreye zarar vermediği için kullandıklarını söylüyor. (0212 251 40 23)
Derginin son sayısında…
Turkish Book Review, son sayısında harf, alfabe, Hurufilik, hat sanatı ve Türkiye’deki harf devrimini içeren özel bir dosyaya yer vermiş. Tahsin Yücel ile söyleşi, George Messo’nun İkinci Yeni dosyası ve şair Lale Müldür’ün portesi, edebiyat okurunun ilgisini çekecek. Edebiyattan sinemaya, müzikten sanata pek çok kitabın tanıtıldığı derginin bu ay eğildiği yazarlar arasında Nazan Bekiroğlu, Ferit Edgü, Talat Halman, Fethi Naci, Ahmet Ümit, Hilmi Yavuz, Ahmet Soysal, Ömer Tecimer, Şevket Pamuk ve Barış Bıçakçı bulunuyor.