UNESCO, 2007 yılında gerçekleştirdiği 34. Genel Konferansı’nda 2009 yılı kutlamalar listesinde 400. Doğum Yıl Dönümü nedeniyle bu yılı resmen Kâtip Çelebi Yılı ilan etti. Buna göre 2009 yılı ‘Kâtip Çelebi Yılı’ ilan edildi. Buna rağmen bir kaç etkinlik dışında ”Kâtip Çelebi Yılı’ çok sönük geçti. Biz de ‘Kâtip Çelebi’nin 400. doğum yılı nedeniyle bu büyük ilim adamı hakkında bilenmeyenleri araştırdık.
Öncelikle bu ünlü bilim adamı hakkında Türkiye’nin değerli bilim adamlarından Prof. Dr. Bekir Karlığa yaptığı değerlendirmeyi vermekte fayda var. Ünlü Türk bilgininin doğumunun 400. yılı dolayısıyla UNESCO tarafından “2009 Kâtip Çelebi Yılı” ilan edilmesi dolayısıyla hazırlanan dosyada Prof. Dr. Bekir Karlığa, “Kâtip Çelebi’nin, Batı emperyalizminin hedeflerini ilk fark eden Müslüman düşünür” olduğunu söylüyor.
Katip Çelebi’nin ünlü eseri Cihannüma’yı yazarken Latince öğrenmeye çalıştığını ifade eden Karlığa, “Osmanlı’nın kuruluşundan onsekizinci yüzyılın başlarına kadar batı ile bu kadar yakından ilgilenen başka bir Türk ve Müslüman bilgin yok. Batı’yı çok yakından da tanımıyor ama bilimsel keşiflerin Batı’ya sağladığı imkanları ve bunun Osmanlı için doğuracağı tehlikeleri görüp değerlendirmiş ve çalışmalar yapmıştır” diyor.
Tarihte çok önemli bir yeri olan Kâtip Çelebi, XVII. yüzyıl Türk ilim dünyasında pozitif ve hür düşünceyi temsil eden en önemli simalarından biri. Tarih, coğrafya ve bibliyografya alanlarında önemli eserler vermiş bir Osmanlı bilgini. Eserlerinin değeri ve önemi dolayısıyla gerek Osmanlı İmparatorluğu’nda gerekse Batı’da büyük ilgi uyandıran bir isim.
XVII. yüzyıl Osmanlı ilim ve kültür hayatına âdeta damgasını vuran Kâtip Çelebi, Türkiye’de olduğu kadar Batı dünyasında da büyük takdir ve şöhret kazanmış, hala eserlerinden hayranlık derecesine varan ifadelerle bahsediliyor. Kâtip Çelebi’nin çeşitli eserleri ve özellikle Keşfü’z-zunûn anil-esâmi ve’l-fünun Batı’da İslam araştırmaları yapan hemen herkesin müracaat ettiği temel başvuru eseri. Bu eserin aynı zamanda Bibliothéque Orientale üzerinden genel olarak bir ansiklopedi, özel olarak da bir İslam ansiklopedisi düşüncesinin doğmasında önemli etkide bulunduğu biliniyor. Onun eserlerinin bir kısmının çeşitli Batı dillerine tercümesi bunun sonuçlarından biridir.