Tarihin yazdığı, belki de yazamadığı en büyük aşklardan biriydi, Latife Hanım ve Atatürk’ün hikayesi… Bir milletin kurtuluş öyküsü arasına sıkışıp kalan bu evlilik, 2 yılda bitti, yankısı ise günümüze kadar geldi! Boşandıktan sonra tek kelime etmeyen Latife Hanım, gizemleriyle hayata veda ederken ailesinden ilk kez bir kişi, 86 yıllık suskunluğu bozdu. Türkiye’nin ilk First Lady’sinin yeğeni Mehmet Sadık Öke, bildiklerini yazar Fatih Bayhan’a anlattı. Bu sırlar, "Teyzem Latife" kitabıyla gün ışığına çıktı. Bayhan ise kitaptaki detayları Takvim Gazetesi’ne açıkladı. İşte o satırlardan bazıları:
YELPAZEDEKİ KANIN SIRRI
Nazım Hikmet, Latife Hanım’ın dayısı Naci Sadullah’ın en yakın arkadaşıydı. "Mavi gözlü dev ve minicik kadının hikayesinde" de Latife Hanım’ı anlattı. Çünkü Nazım Hikmet’in eşi Piraye Hanım, uzun boyluydu… Atatürk, bir davette Latife Hanım’dan piyano çalmasını istedi. Ama o reddetti. Bunun üzerine Vedat piyano çaldı. Duruma sinirlenen Latife Hanım, yelpazesini hızla avucunun içine vurdu. Eli kanadı. Atatürk de öfkeyle elini havaya kaldırınca Latife Hanım’ın elindeki yelpaze, yüzüne geldi. Yanağına kan bulaştı. Kanlı yelpaze hikayesi budur!
Nazım Hikmet Latife Hanım’a aşık mıydı?
Nazım Hikmet Ran’ın ünlü şiirinde, ‘minicik kadın’ diye bahsettiği kişinin aslında Latife Hanım olduğu iddia ediliyor.
Takvim