Yiğit Bulut Star gazetesindeki yazısında dövizdeki son ekonomik hareketleri değerlendirerek “Dünyanın dengesini”aradığını söylüyor ve isim vermeden Merkez Bankası’nı eleştirerek “HAKLIYIZ” demek için “seyir moduna” geçtiğini söylüyor.
Amerikan Ticaret Odaları işbirliğiyle düzenleyeceğimiz toplantıların ilkini gelecek hafta Washington’da gerçekleştirerek yeni bir yol açacağız… Bu aslında ilk adım, hedef “2023 Büyük Türkiye” tezi kapsamında Amerikan şirketlerini 2015 yılında Türkiye’de “en üst düzeyde” biraraya getirmek ve Sayın Cumhurbaşkanımızın kendilerine hitap edeceği ÇOK GENİŞ KAPSAM VE KATILIMLI bir TOPLANTI düzenlemek… Teklif, doğrudan Beştepe’ye Amerikan Sivil Toplum Organizasyonları tarafından iletildi ve süreç başladı…
Sevgili dostlarım, uzun lafın kısası; gelecek hafta Washington’da YENİ TÜRKİYE MODELİ ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından tanımlanan üretim odaklı paradigma ve detaylarını anlatacağım… Dediğim gibi bu ilk adım ve bir sonraki toplantıya Türkiye’den üst düzey ve işadamları katılımı olurken sonrası Türkiye’de devam edecek… 12 Mart’taki toplantımıza hangi şirketler katılıyor; The Coca-Cola Company, Dow Chemical Company, Cisco, Boeing, Philip Morris International, Lockheed Martin, Albright Stonebridge Group, Honeywell, Merck, UPS, ExxonMobil, PhRMA, Apple, Microsoft, Samsung America, Metlife, CITI, DHL…
Sonuç : Gelecek hafta YENİ bir yol açılacak ve Türkiye, Amerika’da “faizle para verin-yüksek rant bizde” mantığıyla değil YENİ PARADİGMASI ile mesaj verecek…
***
Dünya DENGESİNİ arıyor!
Piyasada yaşananları sadece İÇ DİNAMİKLERE bağlayanlara bir hatırlatma yapmamda yarar var; DÜNYA GENELİNDE DOLAR-EURO veya AMERİKA-AB denklemi-dengesi yeniden yazılıyor ve bu OLUŞMA SÜRECİ bütün para havuzlarında derin dalgalara yol açıyor…
Yukarıdaki grafik bu oluşumu ve YENİ DENKLEM yazılımını net olarak ortaya koyuyor…
Sonuç : Uzun süredir yazı ve TV’de aynı tezi savunuyorum; AB projesine inanmıyorum ve EURO asla Dolardan değerli olabilecek bir para değil…
***
Oyunu görmüyoruz sanmayın!
Sevgili dostlarım, birçok ülkede MİLLİ adımlar atan LİDERLER aynı oyunlara maruz kaldılar… Siyasal-Finansal manipülasyonlarla itibarsızlaştırılıp algı duvarları arasına hapsedildiler…
Son günlerde, Sayın Cumhurbaşkanımızın uzun süredir tanımladığı ÜRETİM paradigmasına karşı da aynı kalkışmayı görüyoruz… Doğal gaz indiriminin yansımamasından-benzin zammına, kur hareketlerinden-piyasa dinamiklerine kadar aynı oyunu oynamayı çalışanları görüyorum… Çok kolay absorbe edilebilecek düşük hacimli hareketleri SEYRDEN KURUM VE KURULUŞLAR da aynı resmin parçaları…
Efendiler, GÖRMEDİK SANMAYIN, KABAK gibi ortadasınız… KENDİNİZİ haklı çıkarma ihtirasınız o kadar büyük ki; Türkiye nasıl etkilenmiş önemli değil! Aynı mantık, GEZİ ve 17-25 Aralık Darbe süreçlerine de hakim değil miydi; Erdoğan gitsin de ne olursa olsun! “Erdoğan’sız Türkiye üstünde” bütünleşen koalisyon ve oynak-esnek parçaları! NOT EDİYORUZ!
Sevgili dostlar, tek bir cümle ile bu bölümü bitiriyorum; BU ÜLKEDE İSTİKRARIN TEK UNSURU VAR; ERDOĞAN… Ekonomide de bu kanıtlandı; 12 yıllık Başbakanlık döneminde finans piyasalarında tek manipülasyon-spekülasyona cesaret edemeyenlerin nedense bitleri kanlandı!
Sevgili dostlarım, bazıları algı operasyonu kapsamında aynı nakarata takılmışlar; X olmazsa böyle olur, Z olmazsa şöyle olur, böyle yaparsanız sonucuna katlanırsınız… Hep aynı tehdit, şantaj ve sadece 1980-2002 arasında 5000 gerçek ve tüzel kişinin cebine inen 1,5 trilyon dolar…
Sonuç: Erdoğan’ın iktidara geldiği ilk günden bugüne verdiği mücadele sonucu bu topraklara yaptığı en büyük katkılardan biri de ekonomi alanında gerçekleşti… Kapana kısılan “ekonomik dinamikleri” kırdığı kapandan kurtulma yoluna soktu ve 2008 döneminde “IMF ile anlaşmayarak 1839’da giydirilen dar elbiseyi yırttı… 2008’den beri bu toprakların gerçek sahipleri kendilerine YENİ BİR ELBİSE dikiyorlar ve 2023 hedefleri yolunda ilerliyorlar… Cumhuriyet tarihinin ve hatta son 200 yılın atılan en önemli adımıydı 2008’den sonra YOLA KENDİ bildiğimiz gibi devam etmek… Sonuç ortada; o günlerde 22-25 bandında olan faiz 4,61’e kadar gerilerken tarihimizin “en noktalarını” test ettik…