Yusuf Kaplan’ın Yenişafak gazetesindeki yazısı…
Mısır’da doğan İhvan-ı Müslimîn hareketi, İslâm dünyasındaki bütün direniş, diriliş ve silkiniş çabalarına öncülük eden önemli bir harekettir.-
İhvan’ın asıl önemi, Osmanlı’nın çökertilmesi ve hilafetin kaldırılmasından sonra, İslâm dünyasını akidede, fikirde ve siyasette toparlama kaygısıyla kurulan, yola koyulan istikamet üzere olan omurga hareket olmasıdır.
HEPİMİZİ İDAM EDİYORLAR!
Mısır’daki idam kararları, sadece siyasî aktörleri cezalandıran kararlar değil. Belki de daha önemlisi, Dünya Âlimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavî başta olmak üzere, Mısır’ın ilim ve fikir hayatında belirleyici roller oynayan, sayıları birkaç yüzü bulan ilim ve fikir adamının idam cezasına çarptırılmasıdır.
Bunlar, Mısır’ın İslâmî hayatının kremasını oluşturan öncü kişilerdir. Eğer bu öncü kişiler, idam edilirse, Mısır, Mısır’daki Müslümanlar büyük darbe yer ve Mısır’da İslâm’ın geleceği tehlikeli bir dönemece girer.
Mesele, sadece Mısır’la sınırlı değil. Mısır İhvan’ı, bütün Arap dünyasını besleyen, etki alanı Arap dünyasını aşan İslâm dünyasının en güçlü İslâmî hareketidir: Hint-Pakistan havzasındaki hareketler de, Malay havzasındaki hareketler de, Kuzey Afrika’daki hareketler de, Türkiye’deki -başta Millî Görüş hareketi olmak üzere- pek çok İslâmî oluşum da İhvan’a doğrudan veya dolaylı olarak çok şey borçludur.
Mısır’daki idam kararları, İhvan’a nihâî, ölümcül bir darbe vurmayı amaçlıyor. Ayrıca Mısır’daki idam kararlarının aslında Mısır’daki darbeci rejimden ziyade, Mısır’a darbecileri yerleştiren esas itibariyle (Suud üzerinden Selefileri devreye sokarak İhvan’ı tuzağa düşüren) İngilizlerle, İngilizlerin İslâm dünyasını yeniden dizayn etme stratejileriyle ilgili kararlar olduğunu göremezsek, geleceğin kimler ve hangi stratejiler üzerinden şekillendirilmeye çalışıldığını da görmekte zorlanırız.
1000 YILLIK EHL-İ SÜNNET OMURGA’YI ÇÖKERTMEK!
Yapılmak istenen ne, peki?
Kısa vadede, İhvan’a darbe vurmak; orta vadede, Mısır’la Türkiye arasında İhvan üzerinden kurulan bağları koparmak; uzun vadede ise, Ehl-i Sünnet’in iki büyük kalesini oluşturan Türkiye ve Mısır’ı etkisizleştirerek Ehl-i Sünnet omurgayı çökertmek ve Şia’nın dolayısıyla İran’ın önünü alabildiğine açmak.
Özellikle bu uzun vadede yapılmak istenen şey, 500 yıl Selçukluların verdiği mücadeleyle kurulan, 500 yıl Osmanlıların verdiği mücadeleyle korunan Ehl-i Sünnet omurgayı çökertmek! Böylelikle 1000 yıldır İslâm dünyasını akidede, fikirde ve siyasette ayakta tutan korunaklı duvarı, kurucu, taşıyıcı ve koruyucu hakikat sarayını yıkmak, tarihe gömmek!
100 YILLIK YENİ “BÜYÜK OYUN”!
Karşımızda çok büyük ve tehlikeli küresel bir proje var: Batılıların 21. yüzyılda hayata geçirmek için bütün kaynaklarını seferber ettikleri 100 yıllık yeni “büyük oyun” bu!
O yüzden bu projeyi püskürtmek zorundayız. Mısır’da İhvan’ın nihâî olarak bitirilmesini amaçlayan idam kararlarını engellemek için bütün imkanlarımızı seferber etmek boynumuzun borcudur.
Unutmayalım: Mısır’daki idam cezaları, sadece Mısır’ın değil, bütün İslâm dünyasının geleceğiyle ilgili tehlikeli kararlardır. Eğer İhvan çökertilirse, Ehl-i Sünnet omurga büyük darbe yer ve bir daha belimizi doğrultamayız.