Abdullah Yıldız’ın Yeniakit gazetesindeki yazısı…
Efendimiz (s) buyurdu: “Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdülillah duası mizânı, sübhânellah ve elhamdülillah sözleri ise yer ile gökler arasını sevap ile doldurur. Namaz nûrdur; sadaka burhandır; sabır ziyâdır. Kur’an senin ya lehinde ya da aleyhinde delildir. Herkes sabahtan (pazara çıkar) nefsini satar; kimi onu azat kimi de helâk eder.” (Müslim, Tahâret 1; bk. Tirmizî, Daavât 86)
Âlimler, “temizliği” şer’î temizlik yani abdest ve manevi arınma, “iman”ı da “Allah sizin imanınızı boşa çıkaracak değildir”(Bakara 2/143) âyetindeki gibi namaz manasında okumuşlar; abdestsiz namaz kılınamayacağı için, hadisi ‘abdest namazın yarısıdır’ diye anlamışlardır.
Dosdoğru kılınan bir namaz ise, tıpkı bir nûr/ışık gibi; insanı her tür çirkinlik ve kötülükten alıkoyup (Ankebut/45) doğruya yöneltir. Namazlı-niyazlı müminin ruhunda ve yüzünde bu nûrun izleri görülür. Secde izi ve nûru müminlerin “yüzlerine” yani hem özlerine hem de tüm iş ve ilişkilerine yansır (Fetih/29). Onlar “nûrları önlerini aydınlatan”(Hadîd 57/12) kimselerden olurlar.
“Sabır ziyâdır”ifadesi ise, sabrı tek kelime ile tanımlar. Ziyâ, ışığı ve ısısı kendisinden olan cisimler için, nûr ise, ışığını bir başkasından alıp yansıtan cisimler için kullanılır. “Güneşi ziyâ, ayı nûr kılan… O’dur”(Yûnus l0/5) âyeti bunun delilidir. Sabır; zorluklara karşı direnmek ve göğüs germektir. Bu âyet ve hadis açısından sabır; müminlere dünya ve ahiret saadetini sağlayacak bir ışık kaynağıdır. Mümin, sabır sayesinde, hem yasakların yalancı câzibesinin ardındaki asıl tehlikeyi görüp onlardan sakınarak, hem de ilahi emirleri uygularken karşılaştığı zorlukların gerisindeki huzuru sezip engelleri aşarak sonuçtaki mutluluğa kavuşma imkânı bulacaktır.
Âyet ve hadislerde “sabır” kelimesinin şu manalarda kullanıldığı görülür:
– İbadetlerin yerine getirilmesi konusunda sabır, sebat ve irade göstermek.
– Yasakların terkedilmesi konusunda sabır, direnç ve tahammül göstermek.
– Belâ ve musibetlere, ezâ ve cefalara, kınayanların kınamalarına karşı sabredip direnmek.
– Allah’a davet, emir bi’l-ma’rûf ve nehiy ani’l-münker konusunda sabırlı ve kararlı olmak.
– Savaş alanında ve kâfirlerle mücadelede sabırlı ve dirençli olmak.
Sabır; haksızlıklara boyun eğmek değil, aksine direnmektir. Bu anlamlarıyla sabır; müminin öz sermayesive potansiyel gücüdür. Mümin, bu aslî güç ve ışık kaynağı ile ayakta durur, en büyük zorlukları aşar ve hedefine ulaşır. Haris el-Muhasibi: “Bedene göre baş ne ise, imana göre sabır da odur; baş kesildiği zaman beden de gider” der ki, bu, sabrın önemini vurgular.
Tüm bunlar sabrın, gerçekten bir “ziyâ”; büyük bir güç/direnç kaynağı olduğunu gösterir.
O halde sabrın ziyâ olduğunu asla unutmamalı, sabrın ışığında doğru yolda sabit-kadem olmalıyız. Zira hüsrân’dan ancak “birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye ederek” kurtulabiliriz (Asr).
Hadiste sabrın “ziyâ”, namazın “nûr” diye tanıtılması, sabırve namazın mümin hayatında nasıl bir belirleyici role sahip olduğunu gösterir. Rabbimiz işte bu iki kuşatıcı ve kurtarıcıgüç kaynağına yaslanarak kendisinden yardım dilememizi emreder: “Ey iman edenler! Sabırla ve namazla Allah’tan yardım dileyin. Şüphesiz ki Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara 2/45,153)
(Geniş bilgi için bkz: Abdullah Yıldız, 40 Hadis 40 Ders. Ayrıca bkz: Riyazü’s-Salihîn Şerhi, çev: M.Y. Kandemir, İ.L. Çakan, R. Küçük.)
İşte biz Namaz Gönüllüleri Platformu olarak,sabırla ve namazla Allah’tan yardım dilemek için “Namazla Diriliş Seferberliği”mizin “İkinci On Yıl” etabını, 15 Temmuz 2016 direnişinden da aldığımız ruhla, “Salâ’dan Salât’a” şiarı ile yeni bir boyuta taşımak istiyoruz, inşaallah.
2006’dan beri birlikte yürüdüğümüz on hocamız (Abdülhamid Kahraman, Abdülmetin Balkanlıoğlu, Ahmet Bulut, Dursunali Taşçı, Hasan Hafızoğlu, Hüseyin Kader, Kerim Buladı, Nureddin Yıldız,Ömer Döngeloğlu, Ramazan Kayan) ve bu kardeşiniz; 2 Aralık’ta İstanbul-Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi’nde, 5 Aralık’ta da Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde omuz omza başlattığımız ikincietabı sürdürmek kararındayız. Dua ve desteğinizi bekliyoruz…