Abdurrahman Dilipak Yeniakit gazetesindeki yazısında : PKK ABD ilişkisinin deşifre olmasıyla örgüttte çözülmelerin ve isyanların sürpriz olmayacağını söyleyerek, “Kürtler Amerika’nın, Avrupa’nın yeni zencileri, Tom Amcaları, beyaz köleleri olmayacak. İster sol, ister liberal, ister İslami geçmişe sahip olsunlar, onların şuuraltı bir gün uyanacak ve bu ihanetin hesabını soracaklar.”İşte o yazı…
Söylüyorum, . Irak’a niçin girdi, PKK ile hangi gaye ile ortaklık kurdu ise, işte onu kaybedecek, dahası bu iş ona tahmininden daha pahalıya patlayacak..
Bu adamlar farkında değiller ama, son yirmi yılda çok şey değişti. Köprünün altından çok sular aktı. Ne ABD ne eski ABD, ne Türkiye eski Türkiye..
ABD’nin FETÖ projesi de çöktü, PKK projesi de.. Ve bundan sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
ABD Irak’ı işgal ettiği günlerde, bölgedeki ajanları vasıtası ile seçilmiş kişilerden olan on binlerce Peşmergeyi ABD’ye götürmüştü.. Aslında bunların arasında Ezdiler, Hristiyanlar ve eski ABD yandaşları da vardı. O gün doğan çocuklar bugün 20 yaşlarında ve artık onlar Amerikan vatandaşı.
ABD’nin Peşmergeye ilgisi çok eskilere dayanır. İran devrimi sonrası, devrim karşıtı Halkın Mücahidleri Irak sınır bölgesinden giriş-çıkış ve ikmal yapıyorlardı. İşin içinde yine ABD vardı. Saddam Hüseyin’in Halepçe’de Irak dindar Kürtlere karşı kimyasal gaz kullandığı, İran-Irak Savaşı devam ederken ABD bu bölgedeki Kürtlerle daha sıcak temaslar kurdu.. Yıl: 1988.
Irak Savaşı, 20 Mart 2003’te ABD ve İngiltere’nin önderliğinde oluşturulmuş Çokuluslu Koalisyon Kuvvetlerinin bir askeri harekâtla Irak’a girmesiyle başladı ve Irak’ı Özgürleştirme Operasyonu ile fiilen işgal edildi. Irak Sünni, Şii ve Kürt bölgeleri olarak 3’e bölündü. Kerkük Kürt bölgesi içinde otonom bir bölge olarak kaldı.
ABD ve İngiltere her 3 bölgede de kendine müttefikler buldu.
1991’de, Sovyetlerin dağılmasından, NATO’nun tehlikenin rengini Kırmızıdan Yeşile çevirmesinden sonra FETÖ’nün CIA ile birlikte yeni bir dönem başladı.. 1990’da Hiram Abbas’ın ölümü ile birlikte PKK da yol ayırımına gelmişti.. ABD Türkiye ve Irak’daki PKK unsurları üzerinde belirleyici bir rol üstlenmişti.. O günden sonra da ABD’ye gidip gelenler hiç eksik olmadı. PKK’lılar Almanya üzerinden ABD ile yakın ve sıcak bir temas kurmuşlardı..
Bugünkü PKK’lıların yönetici kadrolarının çoğu o günkü ilişkilerin meyveleridir.. Özellikle PYD büyük ölçüde Kürt görünümlü bir Amerikan örgütüdür. Yani PYD karargahına ABD bayrağı çekilmesi bir tesadüf değildir. Bu durumun hem ABD ve hem de PYD’ye zarar verdiğini anladıkları için şimdi PYD karargahına Rus bayrağı çekerek işi sulandırmaya çalışmaktadırlar.. Ama çok geç. Bir kere kirli işbirliği ortaya çıktı ve suçüstü oldular.
FETÖ ile PKK’yı bir araya getiren gizli güç de ABD’dir.
2003 yılında ABD Başkanı George Bush ve İngiliz Başbakanı Blair, Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğunu ve Saddam’ın El-Kaide ile ilişkileri olduğunu iddia etti ve ardından koalisyon güçleri Irak’ı işgal etti. İran devriminden başlayarak, özellikle Halepçe olayından sonra ABD’nin Kürt politikası ve Süleymaniye ile ABD arasında kurulan sıcak hat hep açık kaldı..
Bugün PYD saflarında ABD vatandaşı kimliği ile savaşan Kürtler var.. Bu kirli oyunda ABD’liler ne kadar Amerikalı, Kürtler ne kadar Kürt belli değil. Bazıları din, kimlik ve adlarını değiştirmişler. Yeni evlilikler kurmuşlar.. Özellikle Ermenilerle eşleştikleri iddiası sözkonusu..
Bunlar içinde PKK’dan ya da bölgeden yeni katılan isimler de var.. PKK’nın Marksist/Sol görünümlü, Kürt örgütü olmadığını gören, kendilerinin Amerikan emperyalizmin taşeron örgütünün gönüllü askeri yapıldıklarının farkına varanlar şimdilik örgütten kaçmaya çalışsa da, yakında örgüt içinde isyanların baş göstermesi sürpriz olmayacak.. Bu kirli oyuna alet edilen birtakım isimler, intikam için örgütün liderlerine karşı intihar saldırıları yapabilirler.. Tepedeki kripto isimlerde riskli gördükleri militanlara karşı acımasız infaz kararları verebiliyorlar..
PKK’nın ABD ve FETÖ ile ilişkisinin deşifre olması ile örgütte çözülme devam ediyor. Aynı durum FETÖ için de sözkonusu. ABD’de hem terör örgütü ile işbirliği yapması, NATO ittifakı içinde önümüzdeki dönemde ciddi kırılmalara sebeb olabilir..
KDP Sincar Askeri Sorumlusu Lezgin, Suriyeli Peşmergelere saldıran terör örgütü PKK ile ilgili olarak “PKK, iflasın en dibine vurmuş durumda” dedi. PKK da FETÖ de iflas etti. ABD de bu iki müflis örgütle yolunu ayırmak zorunda kalacaktır. İşbirliği yaptığı kripto elemanlarını bırakmayacaktır, ama onları, ilişkilerini de yeniden gözden geçirecektir. Çünkü aldatılan, kandırılan, oyuna getirilen Kürtler, başlarındaki örgüt liderlerinden ve tepedeki Amerikalı uzmanlardan intikam almak isteyebilirler.. Bir ideal uğruna çıktıkları yolda, ABD emperyalizminin tetikçisi durumuna düşürülmüş olmayı onurlarına yediremeyebilirler..
Ankara’nın Membiç Politikası, PYD için olduğu kadar PKK, ABD, Rusya ve rejim açısından turnusol kağıdı görevi görecektir.. Herkes eteğindeki taşı dökecek..
Bu sürecin sonunda ABD’de Watergate gibi, İrangate gibi bir FETÖgate, Kürdgate olayı yaşanırsa benim için sürpriz olmayacak. Hatta neden bir Irakgate yaşanmasın!
Hangi akılla Ruslar Membiç’te ABD ile birlikte PYD’nin yanında yer aldı dersiniz! Demek “Büyük birader” devrede. Sözkonusu İslam olunca zalimler aynı safta buluşuyorlar.. FETÖ’cüler de PKK da onların arkasında yer alıyor..
Size söylüyorum…..