İş bildiğimiz gibi değil!

Yazarlar
Abdurrahman Dilipak Yeniakit gazetesindeki yazısında, Ameriken seçimlerindeki Rus etkisinden yola çıkarak Türkiye’deki referanduma dikkat çekiyor… FBI Trump lehine Rus hackerlerin devreye ...
EMOJİLE

Abdurrahman Dilipak Yeniakit gazetesindeki yazısında, Ameriken seçimlerindeki Rus etkisinden yola çıkarak Türkiye’deki referanduma dikkat çekiyor…

FBI Trump lehine Rus hackerlerin devreye girip, seçim sonuçları ile oynayıp, oynamadığını araştırıyor.

Sahi, niye CIA değil de, FBI. Madem Rusları araştırıyorsunuz, FBI iç güvenlikle ilgili, niye CIA işin içinde değil.

Tamam, eğer bu iddia doğru ise bunun içeride de uzantısı olacaktır. O zaman FBI bu soruşturmayı niye CIA ile birlikte yapmıyor..

İş anlaşıldı ve bu soruşturma iç-dış meselesi değil bir derin devlet operasyonu. Ve bu soruşturma kontrollü bir şekilde yapılıyor. CIA Clinton’a yakın. FBI Trump’a. Trump’ı soruşturmak da FBI’a veriliyor. CIA perde gerisinde bilgi servisi yapacak.

Dikkat buyurun şimdi, Trump da bu konuyu deşifre eden “Politico” isimli gazetenin muhabirlerinin Beyazsaray akreditasyonunu iptal ediyor..

Geçen gün Vatan gazetesinde Güney Öztürk “Politico“dan bir yazı aktardı. CIA’nın nasıl çuvalladığını anlatan bir yazı. 1998’de CIA, 1000 deneyimli ajanını kaybetmiş, çoğu ya emekli olmuş ya da özel sektöre geçmiş. Ta ki 11 Eylül’e kadar. Yani Gülen’in sahneye çıkmaya hazırlandığı zaman CIA soğuk savaş sonrası eski kadrolarını tasfiye etmiş. Artık STK, gazeteciler ve akademisyenler, kanaat önderleri üzerinden, FETÖ’nün okulları üzerinden istihbarat toplayacak ve operasyon yapacaktı.

Bu makaleyi, Alex Finley müstear isimli eski bir CIA ajanı kaleme almış.

Şimdi şu satırları birlikte okuyalım: “CIA cephesinde bunlar yaşanırken, Rus cephesi de çalkantılı. KGB içinde ya da yeni ismiyle Federal Güvenlik Servisi’nde (FSB) ilginç bir olay cereyan etti. Ocak ayının son haftasında, FSB’nin siber güvenlik bölümü başkanı Sergei Mikhailov, başına siyah bir çuval geçirilmiş halde, bir toplantı salonundan alınıp götürüldü. Mikhailov’un daçasında (sayfiye evi) 12 milyon dolar nakit para ele geçirildi. Çok geçmeden Mikhailov ile birlikte ülkenin en iyi hackeri olan Dmitry Dokuchaev’in de tutuklandığı öğrenildi. Dokuchaev aslında siber suç makinesiydi, kod adı “Forb”tu ve FSB tarafından işe alınmasaydı hapis yatacaktı. Bu iki adam şu an Başkan Putin’i devirmek ve Kremlin yöneticileri ile onların kişisel hesaplarını CIA’ya sızdırmakla suçlanıyor.

Bu ikilinin dışında ülkenin en önemli siber güvenlik şirketi Kaspersky’nin üst düzey yöneticisi ve kıdemli bir Rus istihbarat subayı Ruslan Stoyanov da vatana ihanetten tutuklandı. Tutuklamaların tam da FBI ve CIA’nın başlattığı ABD seçiminde Rus parmağı olup olmadığını anlamaya yönelik araştırma sırasında yaşanması çok ilginç. Açıkçası Rusya’nın Trump’ın seçim kazanmasında gerçekten etkisi olup olmadığı henüz netlik kazanmamışken, Batı basınına konuşan istihbarat uzmanları, Rus hackerların Almanya’da eylül ayında yapılacak genel seçimlerde de aşırı sağa zafer kazandırabilecek şekilde server’larda oynama yapabileceği görüşünde birleşiyor.”

Şimdi, bu bilgilerden yola çıkarak şöyle bir yargıya varabiliriz: Aslında Rus hackerler Amerikan seçimlerine müdahil olmuşlar diyebiliriz. Ama bunlar Putin’in emri, talimatı ya da Rus istihbaratının devreye girmesi ile değil. Rusya’da bu işi anlayanlar, Amerika’daki bir grubun aracılığı ile Trump’a destek vermişler. Rusya da bu işe bulaştıklarından kuşkulanan isimleri tutuklamış.

Böyle bir ihtimal çok uzak gibi gözükmüyor. Bundan çıkan sonuç şu: Bunun stratejisini Amerikalılar oluşturmuş, Ruslar da teknik seviyede destek vermişler.. Bu bir ABD-Rusya ortak yapımıdır.. Amerika’da da istihbarat bağlantılı birilerinden destek alınmış ve bu işin maliyeti Trump’a destek veren grub tarafından karşılanmıştır. Öte yandan Rusya’da istihbaratla ilişkili bir grub, para karşılığı bu senaryoya dahil olmuştur.

ABD istihbaratı da, Rus istihbaratı da bu ilişki ve operasyonun başından beri bilgisine sahip olabilir. Hemen operasyon sonrası bu tartışmaların başlaması ve adres verilmesi bunu akla getiriyor. Her iki taraf da süreci izlemeye almış ve bunu ileride birbirlerine karşı koz olarak kullanmayı düşünmüş olabilirler.. Yine her iki taraf da bu operasyonu izleyerek, kendileri açısından bir istihbarat toplama, ileride başka ülkelere karşı kullanmak üzere bir pilot çalışma olarak değerlendirmiş olabilirler..

Şu ifadeler ne anlama geliyor: “Batı basınına konuşan istihbarat uzmanları, Rus hackerların Almanya’da eylülde yapılacak genel seçimlerde de aşırı sağa zafer kazandırabilecek şekilde server’larda oynama yapabileceği görüşünde birleşiyor.” ABD ile Rusya arasındaki bu tartışmaya şimdi bir de Almanya ekleniyor! Size göre kim ne yapmak istiyor. “Batı basını” kim oluyor? İsrail’in batıdaki besleme mediası mı? Öyle bir basın mı var, İngiliz basını mı, Fransız basını mı, İtalya mı, Alman mediası mı? Onlar hangi ülkelerin istihbarat uzmanları! Ve bu kirli senaryoda kim ne yapmak istiyor. Bu bulanık suda kim hangi balığı avlamak istiyor..

Dikkat! Sakın bunlar Almanya’yı gösterip, Türkiye‘deki referanduma da burunlarını sokmayı denemesinler.. Bu çerçevede FETÖ‘cüler, birtakım hackerler ve yabancı istihbarat elemanları ile By-Lock’u hukuki açıdan tartışmalı hale getirecek bir proje üzerinde çalışıyorlar, benden söylemesi.

Hani, Rus hackerler içeride de, bu kişi bu kez kimin üzerinden yapmayı denerler size göre.. Ya da kendileri yapıp sonra bu ayak oyunlarını bilmeyen, hackercilik oynamaya kalkan bir garibanın üzerine yıkmasınlar?! İster misiniz bir de DAEŞ ya da HUSİ benzeri, onun sanal alemdeki uzantısı, serseri mayın gibi ortalıkta dolaşan “Cyber Army” oluşturmasınlar.. Adını da buldum “alceyşül siberani” beğenmedinizse “El ceyşül muhayyel” “Hayali ordu” gibi bir şey olur mu?

NATO‘nun,…

yazının devamını okumak için…

  • Universitas terbaik Tapanuli
  • tutorial dan tips zeverix.com
  • https://insidesumatera.com/
  • https://prediksi-gopay178.com/
  • https://margasari.desa.id/
  • https://sendangkulon.desa.id/