Abdurrahman Dilipak’ın Yeniakit gazetesindeki yazısı…
Bu işler böyledir fırlattığınız Bumerang hedefine ulaşmazsa döner sahibini bulur.
Hep söylüyorum: Keskin sirke küpüne zarar verir.
Bu dünya etme bulma dünyasıdır. Eden bulur.
Kime niyet, kime kısmet. Evdeki hesapları neydi çarşıda neyle karşılaştılar. Bu işler böyledir. Derin kuyular kazarsınız, sonra o kuyuya siz düşersiniz. Mekerallah!
“Özgürlükçü Kemal”in özgürlükçülüğü buraya kadar. İhraç sırası Fikri Sağlar’a geldi.. “Tek adamlığa hayır” diyorlardı şu hale bakın. “Tek Adam”, “Milli Şef” geleneğinden geleceksin, sonra da “Tek adamlığa hayır” diye nutuk atacaksın.
Sahi ne oldu Kemal Beyin AİHM niyeti.. Referandum sonuçlarına itiraz için mahkeme mahkeme dolaşıyordu, şimdi ise bu gidişle kendisi mahkemelik olacak. YSK, Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulunuyor..
Kemal bey coşunca ağzından çıkanı kulağı duymuyor. Arkası arkasına 3 cümle kurunca üçüncü cümlesi birinci cümleyi nakzedebiliyor, ama kendinin bunu farketmesi zaman alabiliyor.
Geçen gün metroda CHP’li bir kadın yaklaştı, “Bu Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına FETÖ ya da Erdoğan getirmiş olabilir mi?” diye ciddi ciddi soruyor. Çünkü zatıalilerinin işlerine zaman zaman kimse akıl erdiremiyor.. Özel bir tip! Bilinen siyasetçi “Norm”larına uyan bir tip değil.
CHP’de son durum şu: CHP kongreye gidiyor. Ama bu olağanüstü kongre olmayacak, çünkü zaten 2017 yılında yasal açıdan kongre zorunluluğu var. Onun için hemen kongre kararı alacaklar. Kongre için de yaz sonrasını bekleyecek. Yani 4-4,5 ay sonra CHP’de kongre var. Kongre tarihi de önümüzdeki günlerde açıklanacak..
CHP’de işler çok karıştı. Bundan sonra öyle anlaşılıyor ki merkez sol bir kitle partisi olacak. Öyle ya, yürütmenin başı % 50+1 oy ile seçilecekse, % 25 oyla nasıl olacak bu iş. Ama burada sorun şurada, siz % 50’nin % 50’si de değilsiniz. Kendinizden bir aday çıkartarak yanınıza nasıl bir ortak bulacaksınız. Siz o ortaklığın küçük ayağı olursunuz ancak. Olsa olsa başka biri sizi yanına küçük ortak alabilir.. Baykal’ın, yanına MHP’nin başına düşünülen Meral Akşener’i ya Cumhurbaşkanlığı için Abdullah Gül’ü düşünüyor olması boşuna değil..
Zaten CHP sol, sosyal demokrat, demokratik sol, sosyalist bir parti değildi, hiç de olmadı. Varolmak için kendine sosyolojik bir taban bulması gerekiyordu, onu da başaramadı. CHP devşirme bir yamalı bohça partisidir. Ondan bir merkez sol kitle partisi çıkmaz.
CHP daha önce kimleri denemedi, öğütmedi ki. Bekaroğlu bir artı sağladı mı ya da Yaşar Nuri. İhsan Özkes’in CHP’ye bir faydası oldu mu? Bu isimleri vitrin dekoru olarak kullanmaya çalıştılar. Ama olmuyor işte. Bu işi daha ileri götürürlerse kendi klasik tabanlarını kaybetme riski var.. CHP onulmaz bir vakadır. Abdullatif Şener gibileri de bir denesinler bakalım. Halep oradaysa arşın burada..
CHP sol gözükür, patronlardan oy alır. Etiler’den oy alır, Ulus’tan alır. Cumhuriyet gazetesi solcu görünür, patronların sponsorluğunda yayın hayatını sürdürür. Bu durum, Marksist PYD karargahında Amerikan bayrağı ya da Amerikan askerinin yakasında PYD arması ne anlama geliyorsa Türkiye’de sol ile sermayenin ilişkisi de öyle. 28 Şubatta da DİSK ile TİSK kol kola değil mi idi! CHP’nin sermaye ile ilişkisi, HDP-C’nin tetikçisinin NATO’nun merkezinin bulunduğu ülkenin himayesinde korunması gibi bir durum bu.
“Etiler ve Ulus cemaati” bir şekilde CHP ile kendi dışındakilere karşı ortak bir korku ve öfke zemini buluyorlar.. Yaşam tarzları itibarı ile laiklik ve Kemalizm ortak paydaları. Ama bu kafa ile varacakları en uç nokta da burası..
CHP halen 5’e bölünmüş durumda. 5 grubun da güçleri birbirine yakın gözüküyor. Yani her grup bu durumda en çok % 5’lik bir paya sahip. Yani hiçbirinin tek başına barajı geçmesi mümkün gözükmüyor.
Görünen o ki, CHP kendi içinde bile görüş birliği sağlayamazken, dışarıdan birileri ile koalisyon kurması halinde, bu kırılgan zemin un ufak olabilir..
CHP de ciddi anlamda bir liderlik krizi yaşanıyor. Sosyolojik, etnik, ideolojik, coğrafi bakımdan da farklı fay hatlarına sahip..
Bugün için Kılıçdaroğlu taraftarları, Kılıçdaroğlu karşıtları, Baykalcılar, gelenekçiler ve SHP modelini savunanlar var.. Aslında bu “5’i bir yerde” gibi gözüken grup ayrıca kendi içinde bir koalisyon görüntüsü veriyor..
Aslında, eğer CHP kendi içinde bir koalisyon oluşturacaksa, mesela öncelikle DSP’lileri, öteki Sol-Sosyalist fraksiyonları, SODEP’lileri, Yeşiller Partisini çevrelerini etrafına toplaması lazım, ama bu da mümkün gözükmüyor.
Görünen o ki, CHP 10. ayda kongreye gidecek ve kızılca kıyamet kopacak.. CHP’liler öfkelerine kurban etmek için bir “günah keçisi” arıyorlar. Kurban da belli.
CHP’liler, hep başından beri resmi ideolojinin ve hiçbir zaman aslını bilmedikleri ve anlamadıkları laikliğin “yılmaz savunucuları” oldular.. Artık biraz da, öfkelerinden kurtulup, bu halkın, inanç, tarih ve gelenekleri ile ilgilenseler. Öğrenmeye, anlamaya çalışsalar. İslamofobik birileri bile “düşmanlarını daha iyi tanımakiçin” çıktıkları yolda, bazı gerçeklerle yüzleşince Müslüman olurken, CHP’liler de akıllarını zehirleyen şu öfkeden kurtulmak için bir özeleştiri yapamazlar mı?
Bakalım Koç ailesi bu işe ne diyecek? Boğazdaki aşiret ne diyecek. Doğan Medyası nasıl bir mesaj verecek süreç içinde. Fikri Sağlar ne yapacak, Muharrem İnce ne diyecek, Metin Feyzioğlu hâlâ aday olmayı düşünüyor mu? Özgür Özel, okyanus ötesi rüzgarların esintileri ile sahne alan Selin Sayek Böke ne zamana kadar bekleyecek, Mustafa Sarıgül yeniden şansını deneyecek mi? Cevabını arayan o kadar çok soru var ki!
Sahi, madem CHP, Gül ve Akşener gibi isimlerle yola devam konusunu bile görüşüyorsa, CHP dağılacak olursa, mesela Baykal ve Kılıçdaroğlu, Akşener ya da Gül‘ün kuracağı söylenen partide görev almayı, aday olmayı düşünür mü?
Ne yani, Susurluk kazasındaki arabada kimler vardı. MHP’li Çatlı, DYP’li Zaza Bucak, Sosyalist, Alevi emniyetçi Kocadağ ve manken kız Gonca Us. Onlar bir araya geliyorsa …