Fırçası el, boyası pastel!

Görsel Sanatlar
Türkan Uymaz’ın haberi      Sadece kırık dökük pastel boyalar, zeytinyağı ve ressamın parmakları… Kendisi şöyle diyor resimleri için: "Parmak izleri, her insa...
EMOJİLE

Türkan Uymaz’ın haberi     

Sadece kırık dökük pastel boyalar, zeytinyağı ve ressamın parmakları… Kendisi şöyle diyor resimleri için: "Parmak izleri, her insanda biriciktir. Resimlerimi parmak izlerimle yapıyorum, taklit edilemezler."

Renklerin dünyası anlam yüklüdür. Mutluluğu anlatır bazen, bazen de hüznü, korkuyu, telaşı… Ama konumuz renkler değil. Onları dünyada başka hiçbir ressamın kullanmadığı yöntemle birleştiren Memik Kibarkaya…

Kadıköy’deki Şirket-i Hayriye Sanat Galerisi, ressam Memik Kibarkaya’nın tablolarını misafir ediyor bugünlerde. Renklerin cümbüşünde uzaklara dalıp gideceğiniz onlarca tablo… Çoğu portre çalışması. Kibarkaya; fırçayı, tuvali bir kenara atıp parmaklarıyla yapmış bütün resimlerini. Ona "Türk Van Gogh" diyenler de var. Çünkü resimleri parmaklarını kullanarak resim yapan ünlü Hollandalı ressam Van Gogh’un eserlerine benziyor deniyor. Kendisi buna şöyle cevap veriyor: "Ben neyim, neredeyim bilemem ama fevkalade olmadığım kesin. Her resmimde fevkaladeye ulaşmaya çalışıyorum."

Bir ressamın hikâyesi

Asıl mesleği veterinerlik Kibarkaya-‘nın. 62 yıllık ömründe pek çok şey görmüş geçirmiş. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde doğmuş. Tarımla uğraşan bir ailenin altı oğlundan biri. Küçük yaşta çobanlığa başlamış. İlkokulu, ortaokulu ilçede, liseyi ise Kahramanmaraş’ta okumuş. Çobanlık yaptığı yılları özlemle hatırlıyor şimdi: "Oyuncaklarımı kendim yapardım. Hatta arkadaşlarımın oyuncaklarını da… Tel, tahta arabalar, çam kabuğundan saban, çamurdan değirmen evleri yapar, hayaller kurardım."

Telden, tahtadan oyuncaklara "aferin" denilebilir. Peki ya duvarlara kömürle çizilen resimlere ne demeli? "Elime kömürü alıp duvarlara resim çizerdim. Bu yüzden az dayak yemedim ailemden." diyor. Liseden sonra babası "Malımız, mülkümüz var. Bana lazımsın." deyince evden kaçmış. Kitap alıp üniversite sınavına çalışmış. Fırat Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’ni kazanmış nihayetinde.

Hayvan sevgisi, çobanken başlamış Kibarkaya’nın. Bulaşıcı hastalıktan telef olan hayvanlar etkilemiş onu. Sonra bir de çoban köpeği kuduzdan ölünce veteriner olmaya karar vermiş. Mesleği veterinerlik olsa da pek çok farklı görev de yapmış Kibarkaya. Kahramanmaraş’ta il tarım müdür yardımcılığı, ilçelerde ilçe müdürlükleri, Tarım Bakanlığı’nda daire başkanlığı görevi vesaire… Ama o şimdi emekli veteriner ve ressam.

Bugüne dair düşüncelerini birkaç cümleyle özetliyor Kibarkaya: "Hep hayallerimle yaşadım ve gerçekleşmeleri için de çok çabaladım. Veteriner olmak istedim, başardım. İlkokul çağında diğer bir isteğim de resimlerimin altına imzamı atmaktı, bu da oldu çok şükür…"

Zeytinyağlı resim tarifi

Memik Kibarkaya, 2000 yılında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’na atanmış. Bu kurumda çalıştığı süre zarfında, kimyasal ayrıştırma kâğıdı üzerine tesadüfî resim yaparken renklerin farklı ışıklara dönüştüğünü fark etmiş. Daha sonra bu kâğıt üzerinde bir de pastel boyayı denemeye karar vermiş. Yağlı pasteli bir miktar zeytinyağıyla karıştırıp çamur haline getirerek bir boya yapmış. Parmağına aldığı boyayı kâğıda sürmüş. Derken, güzel bir resim çıkmış ortaya. Ressam Kibarkaya, kendine has yöntemini kullanıyor resimlerinde. Ayrıştırma kâğıdı, talaş ve zeytinyağı gibi günlük hayatta kullandığımız şeyler onun resim malzemeleri. Kibarkaya, boyayı kardıktan sonra resmi yaparken meyve bıçağı ve silgi kullanıyor. Bildiklerimiz bunlar. Ressamın bu ilginç tekniğini görmek isterseniz 15 Ocak tarihine kadar sergiyi gezebilirsiniz.

"Bir TIR alıp sergi açmak isterim"

Memik Kibarkaya, parmaklarının gücü yettiğince resim yapmaya devam etmek istiyor. Halihazırda bazı projeleri var. Hedefi bu yeni projelerle Türk kültürünü dünya ülkelerine tanıtmak. Eserlerinin ünlü bir müzede sergilenmesi Kibarkaya’nın en büyük hayali. Bir hayali daha var: "Bir TIR alıp, içini sergi salonuna çevirip sanatımı ülkemin insanlarının ayağına götürmek; oralarda sergiler açmak ve dünyayı da bu şekilde dolaşmak istiyorum."

Zaman