Adanalı Aytekin Gezici ve arkadaşlarının altı ay önce oluşturduğu ‘Cuma sabah namazına Ulu Cami’ye bekleriz" etkinliği, sosyal medyada ilgiyle takip ediliyor. İl müftülüğü bile harekete geçti. Adana’da artık her üç camiden birinde sabah namazları hatimle kıldırılıyor.
Adana’nın en enerjik, en eğlenceli, en kabına sığmayan adamları onlar. Nerede bir olay var, Aytekin Gezici ve adamları orada. Adamları yani arkadaşları Şehmus Baysal, Ayfun Kaplan, Armağan Kabaklı, Barış Avcı… Cuma sabahı da şehrin en eski ve en nadide mimarisine sahip Ulu Cami’de namazdan çıktıktan sonra sosyal medyada kopardıkları ‘gürültü’yle 6 aydır konuşuluyorlar. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, ABD Başkanı Barack Obama’ya gönderdikleri namaz davetleri, cami önünde çektirdikleri cemaat fotoğraflarıyla günün en çok konuşulan grubu olma yolunda emin adımlarla ilerliyorlar.
"Cuma Sabah Namazına Ulu Cami’ye Bekliyoruz" etkinliği ilk başlarda Aytekin Gezici ve arkadaşlarının bir ‘eylemi’ iken -kendileri eylem olarak ifade ediyor- şimdi şehir dışından gelen misafirlerin katıldığı, hayatında camiden içeri adım atmayan insanların yer aldığı bir gruba dönüşüverdi. İstanbul Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu, grubun takipçilerinden ve onları bir sabah Eyüp’e sabah namazına davet etmiş.
Ahi geleneği
Adana Seyhan Belediyesi Basın Danışmanı Gezici’ye bu olayın nereden icap ettiğini soruyoruz: "Altı ay önce Samsun’da bir Ahilik geleneğinin devamı olarak çarşıdaki esnafın cuma sabah namazlarını camide kıldıklarını ve arkasından hep birlikte kahvaltı yaptıklarını öğrendim. Adana’ya döner dönmez yaptığım ilk iş, arkadaşlarla camiyi belirlemek oldu. Osmanlı şehir mimarisi camiyi odak alarak kuruluyor. Önce cami, onun etrafına medrese, işyerleri ve evler şeklinde şehir bir çember gibi inşa oluyor. Böyle olunca insanlar hayatlarını cami merkezli yaşıyor. Önce namazını kılıyor ve dükkânına gidiyor, dükkânlar yan yana ve herkes kahvaltısını işyerleriyle birlikte yapıyor. Günümüzde öyle değil. İçinde cami olmayan devasa siteler var. Ecdad şehirleri nasıl kurduysa biz de öyle kurmalı ve bu tür etkinlikleri nostaljik bir tat olmaktan çıkarıp ecdadımız nasıl yaşadıysa öyle yaşamalıyız." diyor.
Ulu Cami, yüzyıllar önce Kanuni Sultan Süleyman başta olmak üzere Osmanlı padişahlarının, 15 Mart 1923’te Mustafa Kemal Atatürk’ün cuma namazı kıldığı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ziyaret ettiği bir cami olması nedeniyle namaz mekânı olarak belirlenmiş. Bu etkinlikten en memnun olanlardan biri de caminin imamı Ali Çetin Tufan. Bazen tek başına, bazen 2-3 kişiyle kıldığı sabah namazlarında artık arkasında 30-40 kişinin saf tutmasına nasıl sevinmesin. Aslında ülkemizde öyle garip, öyle cemaatsiz ne çok cami var. Birileri kapımızı, seherin o en bereketli vaktinde açsa diye bekliyorlar…
Hatimli sabah namazları başlamış
Ulu Cami’de sabah namazı organizasyonları Adana’da bu kadar dillendirilmeye başlanınca Adana Müftülüğü, her hafta üç camide hatimle sabah namazı kıldırmaya başlamış. Zaten Adana’da sokaklarında gezerken camilerin girişlerine asılan "Perşembe günü (cumartesi, salı sabahı yazanlar da var) bu camide sabah namazı hatimli kılınıyor." afişleri oldukça dikkat çekiyor. 45 dakika süren bu namazlarda üç cüz okunuyor. Gezici, bu davete de ciddi bir ilgi olduğunu söylüyor ve devam ediyor: "Manevi dinamikleri harekete geçirmek adına bir şey yapabilirsek mutlu oluyoruz. Şehir dışı programlarını buna göre ayarlayanlar var. Etkinliğimize devam edeceğiz, pilavdan dönenin kaşığı kırılsın."
Namaz sonrası cami önünde fotoğraf çektirmek riya mı?
Aytekin Gezici ve arkadaşlarının kurduğu ‘namaz ekibi’ hızla büyüyor. Namaza her hafta farklı kişiler katıldığı için namaz sonrasında cami kapısında hatıra fotoğrafı çektiriliyor. Sonra da bu fotoğraf sosyal medyada yayınlanıyor. Onları beğenenler, destekleyenler olduğu gibi cami önünde fotoğraf çektirmeyi riya olarak değerlendirenler, eleştirenler de var. Gezici, il müftüsüyle görüşüp bunun doğru olup olmadığını sormuş. Adana İl Müftüsü Arif Gökçe’ye göre farz ibadetinin riyası olamaz. Gezici de diyor ki "Zaten amacımız, ‘Aaa bakın, biz namaz kılıyoruz’ diye göstermek değil. Gelemeyenleri davet etmek."
Zaman