Tehlike Yollarda, Hemen Arkanda!

Filmler
Hazırlayan: Banu Bozdemir Cadılar Bayramı, 13. Cuma ve Elm Sokağı’nda Kabus gibi bu türe öncülük eden filmleri saygıyla anıp, son yıllarda ‘genciz, neşeliyiz, kamp yapalım ve sırayla ...
EMOJİLE

Hazırlayan: Banu Bozdemir

Cadılar Bayramı, 13. Cuma ve Elm Sokağı’nda Kabus gibi bu türe öncülük eden filmleri saygıyla anıp, son yıllarda ‘genciz, neşeliyiz, kamp yapalım ve sırayla ölelim’ tarzı filmlere bir bakalım istedik… Bu hafta vizyona giren Kan Gölü / Eden ilhamımız oldu, bizi bu yollara soktu…

Cinnet / Timber Falls
Mike ve Sherly kamp tatiline giderler. Batı Virginia dağlarında, sinekli ve ıssız bir bölgeye kamp kurarlar. Hayatla ilgili bağlarını pek bilemiyoruz ama çif ya da grup olarak gelen gençlerin tek derdi eğlencedir. Ama bu bölgede yaşam kuranlar böyle ‘kafama esti geldim’ ziyaretlerinden pek hoşlanmazlar. Burada da böyle oluyor. Yoldaki gizemli kadın ve sapa yolda kızın karşısına çıkan şerif de planın bir parçası. Kaybolmalar, yaralanmalar, kaçma kovalamacalar birbirini izler…

Tatile gelen çiftler insanlıktan çıkar, bir süre sonra kimse diğerini iplemez, gemisini kurtaran kaptan durumu yaşanır. Altından yerli çiftin özel sorunları çıkar.

Asla Yabancılarla Oynama / Joy Ride: Dead Ahead
2001 Yılı yapımı Joy Ride (Asla Yabancılarla Oynama) filminin devamı niteliğindeki Joy Ride 2: Dead Ahead, ilk filmin ana teması olan ‘yabancılara bulaşmaya gelmez’ önermesini ikinci filmde de devam ettiriyor. Aksiyon ve gerilim yine gırla gidiyor, şiddet ve işkence tavan yapıyor. Yine kızlar ve erkekler var, peşlerinde koca bir tır ve bir türlü ölmeyen bir katil. Gerilimi revaçta tutmak için bol bol efekt var. İlk filmi yöneten John Dahl ikinci filmde koltuğunu Louis Morneau’ya devretmiş. Üçüncüsü yakındır…

Cehenneme Bir Adım / The Descent
Cehenneme Bir Adım, tehlikeye iniş filmi. Bu kez karşımızda dağcı kızlar, aşağıda ise ilginç yaratıklar var. İngiliz Sinema yazarları Birliği tarafından gösterildiği yıl ‘Yılın En iyi Korku Filmi’ olarak gösterildi. Mağara inişi için bir araya gelen altı kız arkadaşın başından geçenler anlatılıyor. Kızların iniş yaptıkları mağaranın derinliklerinde kendilerini aç ve vahşi yaratıklar bekliyor. Düşen kayalar da mağaranın çıkışını kapatır. Labirentimsi bu mağaradan çıkış yolu aramaya başlayan kızlar, eski sırların ortaya çıkmasıyla birbirlerine sırtlarını döneceklerdir. Yani kaçış aynı zamanda bir iç hesaplaşmaya dönüşecektir.

Dağların hakimi / King Of The Hill
Quim, kırsal bölgede arabasını sürmektedir. Ormanlık alana geldiğinde kaybolur ve birden üzerine ateş açılır. Mermilerden açmaya çalışırken, kendi gibi kaybolduğu belli olan güzel Bea ile tanışır. Beraber ormana doğru kaçmaya başlarlar. Soğuğun ortasında başlayan bu kaçış heyecanlı saatleri beraberinde getirir. Sonu ise tam trajedi… Tehlikenin nerden ve kimden geldiği sonuna kadar belli olmayan filmlerden.

Davetsiz Gelen / Reeker
Uzak ve ıssız bir otoyol açıklanamaz bir şekilde kapandığında, beş öğrenci kendilerini çölün ortasında buluverir. Yeni şartların eğlencelerini bozmasına izin vermeyen gençler, lanetli varlıklar tarafından rahatsız edilirler. Otelde akşam yemeği sırasında tanıştıkları bir yabancı karısının kayıp olduğunu ve en büyük korkularının gerçek olduğunu anlatır. O da ölü insanlar görmüştür… Cinayet kurbanlarından biri karısını alarak karanlık bir gücün yardımıyla ortadan kaybolmuştur… Gözleri görmeyen fakat duyuları bu sayede normal insanlardan çok daha güçlü bir öğrencinin önderliğinde geceyi hayatta kalmaya çalışarak geçireceklerdir.

Kanlı Mesai / Severance
Çok uluslu silah şirketi Avrupa satışından sorumlu çalışanlarını bir hafta sonu tatili ile ödüllendirir. Altı çalışandan oluşan ekip beklediklerinden çok daha mütevazi tatil köyüne gelirler. Çapkın Harris, herkesi burada eskiden bir grup özel eğitilmiş askerin karıştığı bir katliam gerçekleştiğine ikna etmeye çalışır. Ona inanmayanlardan biri de bilgisayar dahisi Steve’dir; çünkü LSD almıştır ve etraftaki geyiklerin kendisine hakaret ettiklerini düşünmektedir! Ertesi gün ekip, programlarının değiştiğini öğrenerek hayal kırıklığına uğrar. Zira aklını savaşla bozmuş birinci sınıf askerlerden oluşan bir grup tarafından takibe alınmışlardır. Böylece mesleklerinde en çok kullanılan lafın ne kadar doğru olduğunu anlarlar: Öl ya da öldür!