Dizi çalışanları ’90 dakika’yı protesto etti

Filmler
Haber: Hüseyin Güneş Fotoğraf galerisine ulaşmak için bu linki kullanabilirsiniz. Birçok dizinin ünlü  çalışanı yoğun çalışma tempolarına bir süreliğine ara vererek haklarını aramak içi...
EMOJİLE

Haber: Hüseyin Güneş

Fotoğraf galerisine ulaşmak için bu linki kullanabilirsiniz.

Birçok dizinin ünlü  çalışanı yoğun çalışma tempolarına bir süreliğine ara vererek haklarını aramak için Atatürk Kültür Merkezi önünde toplandı.

Senaryo Yazarları Derneği (SENDER) ve (Sinema Emekçileri Sendikası) SİNESEN’nin öncülünde gerçekleşen eylemde, dizi sürelerinin kısaltılması ve yapım ekibinin tamamının daha insani koşullarda çalıştırılması çağrısında bulundu. Büyük bir katılımla Taksim’de düzenlenen protestoya gelen dizi sektörünün çalışanların ortak sloganları: Yerli dizi yersiz uzun!

Protestoya katılan sanatçılar, yapımcılar ve senaristler dizilerin uzunluğundan şöyle yakındı:

Ece Uslu: İnsani şartlarda çalışma istiyoruz. Gerçekten hepimizin zor şartlarda çalıştığını herkes biliyor. Artık gerekenlerin yapılması tek isteğimiz. Biz oyuncular bir nebzede olsa dinlenebiliyoruz ama teknik ekipte bulunan arkadaşlarımız çok daha yoruluyor. Özellikle en çok rahatsız edici tarafı bu yorgunlukla insanların sabah karşı eve dönmesidir. Servislerle eve dağıldıktan sonra belki iki üç saat dinlendikten sonra tekrar sete gelip çalışmaları hiçbir şekilde insani değil.

Mehmet Ali Alabora: Bir tek arzumuz var. O da insanca bir çalışma istiyoruz setlerde. Bunun birinci koşulu dizilerin 90 dakikadan 45 dakikaya inmesi sonra mesai saatlerinin uygulanmaya başlanması. Tıpkı diğer sektörlerin çoğunda olduğu gibi sinema emekçilerinde insanca mesai saatleri içerisinde çalışabilmelerini istiyoruz. Şuan oyuncuları örgütlenmesi ile ilgili bir çalışmamız var. Set çalışanları ile SİNESEN’de hep beraber örgütlüyüz. Ama oyuncuların örgütlenmesi ile ilgili özel bir çalışmamız var.

Levent Kazak: Bizler dizi sürelerini protesto etmek için buradayız. Dizilerde sadece sette çalışan arkadaşlarımızı değil. Senarist ve oyuncu arkadaşlarımızı insani olmayan çalışma koşullarından son derece sıkılmış bir vaziyete. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir standart olmadığı gibi süreler bu kadar uzun değil. Üç dizi süresinde tek bir dizi çekiliyor. Bizler bu süreleri indirmek istiyoruz. İnsani şartlarda çalışıldığı takdirde daha kaliteli yapımlar ortaya çıkar. Bu seyirciyi de çok direk etkileyen bir şey bu yüzden buradayız.

Mustafa Atıoklar: Her şeyden önce kalitesizlik var. İkincisi de İnsanlık dışı çalışma koşulları. Burada sadece dizi sürelerine odaklanmış bir eylem ama toplu bir düzenlemeye gerek var. Asıl olan siyasal iktidarın buna el atması, meselenin meclise taşınması ve milletvekilleri tarafından değerlendirip yasal düzenlemelerin yapmaları gerekiyor. Her ülkede olduğu gibi sinema ve televizyon ilişkilerinin düzenlenmesini sağlayacak yasalara ihtiyaç var. Başta Başbakanlık olmak üzere Kültür, Maliye ve Çalışma Bakanlıklarının koordinasyonlarıyla bu işi çözümleyemezsek başka türlü çözümlemeyiz. Bir an önce el atılması gerekiyor.

Zafer Algöl: Televizyon dizilerinin süreleri daha normal inmesi ve insani koşullarda insanların çalışabilmesi amacıyla düzenlenmiş bir etkinlik. Çünkü bundan tam iki yıl önce sette bir trafik kazası sonucu iki genç kız kardeşimizi kaybettik. İstiyoruz ki insanlar daha insani koşullarda çalışsınlar. 90 dakikalık televizyon dizi formatı dünyanın hiç bir yerinde böyle bir format yok. 90 dakikalık sürelerin daha makul sürelere çekilmesi ve insanlarında hiç durmadan 7 gün 24 saat çalışması gibi zor ve insani olmayan koşullarda çalışmasının imkânsız olduğunu söylüyoruz. Bu sadece setteki çalışan oyuncuların talebi değil. Yapımcılarda 90 dakikanın uzun olduklarını söylüyorlar. Senarist için zor, çeken için zor, oynayan için zor. Kısacası herkes için zor. Çünkü İstanbul gibi büyük bir kentte sürekli platoların değişmesi, gelmesi gitmesi hem insanların sağlığı ve güvenli açısından hem insani koşulların oluşması açısından büyük sorun oluşturuyor. Onun için istiyoruz ki dizilerin süreleri makul bir süreye insin. İnsanlar hem çalışsınlar hem dinlene bilsinler.

Erkan Can: Bu eylemin sonu inşallah çok hayırlı olur. Çünkü gerçekten sektör her türlü zorlanıyor. 90 dakikanın 45 dakikaya indirilmesini istiyoruz. Saat çok uzun olduğu için çalışmalar çok sert oluyor. Ve bunun düzeltilmesini istiyoruz. Dizi çalışanları insani şartlarda insanlar işlerini yapmalılar. Öbür türlü kölelik bir durum olur. Ortaçağ gibi oluyor. Hâlbuki 21. yüzyılda yaşıyoruz. İnsana yakışır bir şekilde olması gerekiyor.

İsmail Türkyılmaz: Dizilerde ve sinema filmlerde 15 yıldır yardımcı oyunculuk yapmaktayım. Yabancı yönetmen ve yapımcılarla çalıştığımız filmlerde 8 saati geçmiyor. Çekim esnasında setlerde en az iki tane ambulans sağlık ekibiyle hazır bulunuyor. Son 5 senededir Türkiye’de yapılan yerli dizlerin çoğunda yardımcı oyuncu olarak görev yaptım. Fakat hiç birinin setinde bir tane ambulans görmedim. Orda en ufak bir kazada insanlar hayatını kaybediyor. Set çalışanlarının güvenliği için her sette mutlak sağlık ekibi ve ambulans olması gerekiyor. Nasıl yabancı filmlerde sağlık ekibi ve ambulans hazır bulunuyorsa yerli dizilerde de bulunmalı.

Sarp Akkaya: Dizi saatlerinin uzun olması nedeniyle çalışma saatlerinin uzaması cana mal olabilen bir sıkıntı. Dizi sürelerinin kısaltılması için buradayız. Şuan Ezel dizisinde oynuyorum. Bu şartlar beni ve benim gibi şuan çalışan, çalışacak olanca insanı zorlayacak eğer süreler düşmezse.

Barış Falay: Dünya standartlarında çalışma koşulları, dünya kalitesinde işler çıkarabilmek için şart. O yüzden süreler kısalması ve insanca çalışma koşullarına bir an önce kavuşulsun için buradayız. Her şey daha kaliteli işler üretilebilmesi ve insanların bu kaliteli işleri üretirken insanca yaşayabilmesi için.

Janet Paçal: Burada olmamızın sebebi teknik ekipte bulunan arkadaşlarımıza sahip çıkmaktır. Önce bunun anlaşılması gerekiyor. Çünkü bizden çok daha ağır şartlarda çalışıyorlar. Ve sadece ünlü olmadıkları için verdiğimiz kayıplardan insanların haberi olmuyor. Teknik ekibimiz bizim ekibimiz. Teknik ekibimiz olmadan çalışamayız. Dolayısı ile çalışma şartlarının herkes için 8 saat çalışma mesai ve sigortalarının yapılması gerekiyor.

Burçin Terzioğlu: Türkiye şuan bir öncülük yapıyor. Dünyada hiç olmayan bir şeye imza atıyor. Dünyanın hiç bir yerinde bir televizyon dizisi 120 ve 118 dakika olarak teslim edilmiyor. Baş  ilginçtir ki biz çekiyoruz. İki saat uyku ile setlerde çalışıp ölmek istemiyoruz. Serumu yiyip sete çıkmak, yanımızda bayılan teknik ekip arkadaşlar olmasın. Lütfen artık herkes sesimiz duysun! Bu bir çark, çarkın içine girdik o yüzden kanal sahiplerinin, yapımcılarımızın herkesin harekete çekmesi gerekiyor. Dizilerin teknik ekipleri olarak eylem yapıyoruz.

Bülent Emrah Parlak: Çalışma saatleri konusunda benim en büyük sıkıntı duyduğum şey, set işçilerinin 8 saatin üstünde çalışmaları insanlık dışıdır. Hem oyuncuların hem teknik ekipler 8 saatin üstünde çalışmamalı. Kendi özel hayatlarına ve kendilerini geliştirecek çalışmalara vakit ayıramadıklarını düşünüyorum. O yüzden dizilerin 90 dakikadan 45 dakikaya düşmesini istiyorum. Herkes insani koşullarda çalışabilsin.

Ahmet Uğurlu: Bu eyleme katılmamak mümkün değil. Hem Avrupa’da standart anlaşmaları yapıp hem uymamak ikiyüzlülükle ilgili bir durumla eş değer görüyorum. Bir an önce üçüncü dünya uygulamalarından vazgeçilmeli.

Erdal Kömürcü: Televizyon dizilerinin artık bir standartta oturması gerekiyor. Çünkü çalışma şartları son derece zor. Tüm set çalışanları zor olduğu kadar oyuncular içinde zor. Her hafta bir sinema uzunluğunda televizyon dizisi çekmeye çalışmak oldukça güç.  Bütün şartların iyileştirilmesi için bu meydana toplanıldı. Olumlu bir yere varması için mutlaka seyirciden destek alması gerekir. Çok yerinde bir eylem sonuna kadar destekliyorum.

Eylemde konuşan SENDER Başkanı Nilgün Öneş, “Biz o arkadaşlarımızı, bu zor koşullar nedeniyle kaybettik. Bizler bu eylemle sadece insanca yaşama isteğimizi değil, aynı zamanda büyük bir arzu ve tutkuyla bağlı olduğumuz mesleğimize ve meslektaşlarımıza olan saygımızı da dile getiriyoruz. Yaptığımız işin değerli olduğunun bilincindeyiz. Dünya koşullarında çalışma isteğimize kimsenin karşı olamayacağını düşünüyoruz. Hem dizi saatlerini hem de setlerdeki çalışma koşullarını düzeltme konusunda geç bile kaldık. Hiçbir yazar bir haftada 90 dakikalık senaryoyu yazamaz, yönetmen çekemez, oyuncu oynayamaz. Arkadaşlarımız, setlerde bu yüzden manasızca uzatılmış dizileri yetiştirmek için ağır koşullara katlanmak zorunda kalıyorlar. Bizler, sektörün bütün çalışanları olarak insanca yaşama koşullarını hak ediyoruz.”

Nilgün Öneş konuşmasının devamında, dizi sürelerinin bir an önce yasal süresi olan 45 dakikaya indirilmesi gerektiğinin altını çizerek hedeflerinin, toplanan kalabalığı daha da artırarak seslerini yetkililere duyurmak olduğunu söyledi.

Sinema Emekçileri Sendikası (SİNE-SEN) Başkanı Zafer Ayden ise dizi sektöründe çalışanları sigortasız çalıştırdıklarına değinerek, yetkili kurumlardan bu konuda girişimlerde bulunmalarını istedi.

Erdal Özyağcılar, Leman Sam, Kenan İmirzalıoğlu, Halil Ergün,  Mahsun Kırmızıgül Berrak Tüzünataç, Nejat İler, Yavuz Bingöl, Kerem Alışık, Engin Altan Düzyatan, Beren Saat, Sema Ergeç’in de aralarında bulunduğu pek çok sanatçı, eyleme destek vermek için oradaydı.

Eyleme, Aşk ve Ceza, Arka Sokaklar, Bir Kadın Bir Erkek, Bitmeyen Şarkı, Lale Devri, Yaprak Dökümü, Yer Gök Aşk ve Ömre Bedel gibi dizi ekiplerinin yanı sıra Asist Yapım, Avşar Film, Koliba Film, Boyut Film, Gold Yapım ve Medyavizyon şirketleri de destek verdi.