Bu bol ödüllü film, 1986 yılında, Gyunggi Bölgesi’nde geçiyor. Alabildiğine uzanan pirinç tarlalarında bir kadın cesedi bulunuyor. Polis dedektifi Park ve ortağı Cho, olayı araştırmaya girişiyorlar. Onlar, askerî yönetimin en sert olduğu bu dönemde, vakanın üzerine gidiyor ama bir sonuç alamayarak başladıkları noktaya geliyorlar. Katil de sakin sakin cinayetlerini işlemeyi sürdürüyor. Katil kimdir? Bu olay Güney Kore’de yaşanmış ve katile hiç ulaşılamamış. Parmak izi bırakmayan katil, cinayetlerini ritüele dönüştürmüş. Yağmur yağınca harekete geçen katil, aslında bu yüzden geride ipucu bırakmıyor. Yağmur yağınca, ormanda kadınları pusuya düşürüyor. Bazılarına tecavüz ediyor, bazılarını da öldürdükten sonra kendi kendine tatmin oluyor. Kadınların cinsel uzuvlarına o an kadının üzerinde ne bulursa; kaşık, kalem, şeftali dilimleri gibi şeyler yerleştiriyor. İç çamaşırlarıyla kadınları boğuyor. Bu ritüel hiç değişmiyor.
Uyuşmuş ve ruhsuzlaşmış
1969 doğumlu Güney Koreli yönetmen Bong Joon-ho, Baskıcı bir yönetim altında yaşamaya çalışan Koreli insanlara psikanalitik açıdan bakmaya çalışmış. Her şeyiyle sıkıştırılmış ve ruhsuzlaştırılmış bu insanlar, her şeyi içinlerine atıyorlar. Fabrika işçisi Byung-soon, en tipik bir biçimde yansıyor perdeden. Evli ve çocukları olan Byung-soon’un evinde bulunan porno dergileri, kadın iç çamaşırları ve fantazileri birçok şeyi açıklıyor. Yönetmen Bong, karakterler içinde dedektif Park’ı yakından gösteriyor. İşinde ateşli gözükse de, aslında pek mutlu değil Park. Hep yorgun ve uykulu. Sevgilisiyle ilişkileri bile monotonlaşmış. Park’ın ortağı Cho, faşizan bir polis. Sorgu odasında işkence yapmaktan haz alıyor sanki. Seul’den bir polis dedektifi Soe Tea-yoon, Park ve Cho’yla beraber çalışmaya başlar. Genç polis, Seul’de bile böyle vahşi cinayetlerle karşılaşmamış. Her şey bir tarafa, katil kim? Et lokantası işleten Beak ailesinin engelli oğulları Kwang-ho bu cinayetleri işleyebilir mi? Dedektiflerin en son ulaştıkları ve tariflere uyan fabrika işçisi genç Park Hyung-gyu mu işlemiştir onca cinayeti? Hyunggyu’nun DNA’sı Amerika’ya yollanır, ama sonuç yine sıfırdır.
Kara bir film
Yönetmen, kadınların çürümüş bedenlerini gösterir ve kelimelerle o şiddeti vurgularken insana suçluluk duygusu veriyor. Bu sert filminde yönetmen kara mizah da yapmış. ‘ Salinui Chueok-Cinayet Günlüğü, Güney Kore’den gelmiş bir kara film. Sinema dili ve görselliği etkileyici. Seyirci, bazı anlarda perdeye bakmakta zorlanabilir. Film bugün, 16.00’da Rexx’te gösterilecek. [Taraf]