88 Dakikalık Bir Şaka

Filmler
Bir şakayı alıp tadını kaçırmadan uzun metrajlı film süresine yayabilmek herkesin harcı değil. Hikâye bitene kadar o muzip kafadan vazgeçmemek, kahramanlarla dalga geçebilmek, bir anlatı oluştur...
EMOJİLE

Bir şakayı alıp tadını kaçırmadan uzun metrajlı film süresine yayabilmek herkesin harcı değil.

Hikâye bitene kadar o muzip kafadan vazgeçmemek, kahramanlarla dalga geçebilmek, bir anlatı oluştururken düşülebilecek tuzaklardan kaçınmak gerekli.

Çok konuşan filmlerin, gençlik jargonunun piri Kevin Smith, bir korku hikâyesini perdeye getirmeye karar verdiğinde de beklentiler bu yönde oluyor kuşkusuz. Ve neyse ki Smith, beklentileri boşa çıkartmıyor.

90’lar kuşağının birçok kültüne imza atmış (‘Clerks’, ‘Chasing Amy’) yönetmen, senarist, yapımcı, oyuncu Kevin Smith’in ABD’de herhangi bir firmayla anlaşmayı reddedip kendi eliyle dağıtacağını açıklamasıyla olay yaratan filmi ‘Red State / Şeytanın İni’, ABD’li haletiruhiyesini ti’ye alan 88 dakikalık bir şaka.

Bu şakayı tetikleyen, internette tanıştıkları bir kadınla orji yapmak için yola çıkan ve kendilerini homofobik bir tarikatın kurbanları olarak bulan üç liseli genç. Smith’in diyaloglarındaki sınır tanımaz tavır bu üç gencin aralarındaki konuşmaların da belkemiğini oluşturuyor.

Belli ki Smith, birkaç ‘edepsiz’ kelimeye sığdırılamayacak doğallıktaki gençlik jargonunu perdeye getirme konusunda hâlâ rakipsiz.

Ama daha da önemlisi, ‘Şeytanın İni’nin konusu ‘Clerks’te veya ‘Chasing Amy’deki gündelik hayatın sınırlarını aşıp ölüm kalım savaşına, ABD’nin tutuculuğu, terörizm paranoyası gibi ağır meselelere gelince de Smith, bu rahat tavrından vazgeçmiyor.

‘Şeytanın İni’nin kahramanları konuştukça konuşuyor, diyaloglar gerçeküstü bir yerlere çekiliyor (sürprizi ele vermeyelim, sadece ‘i-Pod’ ipucuyla yetinelim), karakterler her dakika sınırları daha da belirgin karikatürlere dönüşüyor, olayların gelişimi iyice absürtleşiyor.

Ama bunların hiçbiri Kevin Smith’in dünyasında bir sorun teşkil etmiyor. Zira John Goodman’la Melissa Leo’nun bilinçlice abartılı, aynı oranda keyifli performanslarından da anlaşılacağı üzere ‘Şeytanın İni’ bir şaka, korku filmi enflasyonuna, büyük laflar etme tutkumuza dair Smith usulü eğlenceli bir tespit…

Radikal