18-24 Kasım tarihleri arasında Malatya’da gerçekleşecek olan festival, bazı soruları da beraberinde getirdi.
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Antalya, Eskişehir ve Erzurum gibi illerin ardından Malatya’nın da kendi film festivalini yapması ‘Her ilin bir film festivali olmalı mı?’ tartışmasına yol açtı.
Film eleştirmenlerinin çoğu, bu durumun Türkiye’deki sinema izleme alışkanlığını olumlu etkilediği görüşünde olsa da aralarında Türkiye’nin tek bir festivale sahip olması gerektiğini düşünenler de var.
27 yıldır sinema eleştirmenliği yapan Sevin Okyay, festivallerin yaygınlaşmasının sinema sektöründeki canlılığı artıracağı görüşünde. "İyi filmler görmek yalnız belli bir kesimin hakkı olarak düşünülmemeli." diyen Okyay, festivallerin Anadolu insanının sanat sevgisini açığa çıkardığına dikkat çekiyor.
Ünlü sinema eleştirmeni Atilla Dorsay ise şehirlerin festival düzenlerken kendi tanıtımlarını ön planda tutmalarının bir sakıncası olmadığını savunuyor. "Cannes Film Festivali bile bu amaçla başlatıldı." şeklinde konuşan Dorsay, "Önemli olan nokta bu festivallerin kendilerine ait bir kimlik kazanabilmeleri." diyor.
Bu konuda ülkelerin farklı tutumlar sergileyebildiğini ifade eden Dorsay, "Fransa’da neredeyse her kasabada bir film festivali var. Almanya’da ise bu alandaki etkinlikler sınırlıdır." diye konuşuyor.
Bir diğer sinema eleştirmeni Şenay Aydemir ise festivaldeki filmlerin normal zamanda Anadolu’daki herhangi bir sinemada gösterim imkânı bulamadığı için bu gibi etkinliklerin gerekli olduğu görüşünde.
Eski Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Başkanı Murat Özer ise festivallerin Türk sineması için değilse de festivallerin yapıldığı kentler için büyük anlam ifade ettiğini söylüyor. Özer, "Festival kapsamında bir şehre giden, o şehrin havasını da soluyacak. Mesela ben Malatya’ya daha önce gitme fırsatı bulamamıştım.
Yurtdışından gelenler de festivaller sayesinde Türkiye’nin ön plana çıkmamış güzelliklerini de görebiliyor." yorumu yapıyor. Öte yandan bu yıl göçle ilgili filmlerin gösterileceği festivalde Onur Ödülü Ediz Hun ve Hülya Koçyiğit’e; Yaşam Boyu Başarı Ödülü ise Cüneyt Arkın’a verilecek.
Zaman