“Türkiye’nin En Absürt Filmini Çektik”

Filmler
‘Sütü seven kamyoncular’ olarak tanınan Volkan Öge, Tansu Tunçel ve Ömür Cedimağar; yazıp oynadıkları ‘Patlak Sokaklar-Gerzomat’ filmi için "Türkiye’nin en absürt fi...
EMOJİLE

‘Sütü seven kamyoncular’ olarak tanınan Volkan Öge, Tansu Tunçel ve Ömür Cedimağar; yazıp oynadıkları ‘Patlak Sokaklar-Gerzomat’ filmi için "Türkiye’nin en absürt filmini çektik" diyerek eklediler: Bizim tarzımızda komedi yapan yok! Filmde hiç alışılmamış bir mizah var

İnternette ‘Bana Kitap Al’ videosuyla ünlenen Volkan Öge, Ömür Cedimağar ve Tansu Tunçel’in yazıp oynadığı ‘Patlak Sokaklar’ filmi bugün vizyona giriyor. Üçlü; Fransızca bir şarkıya yazdıkları ‘Sütü seven kamyoncu’ sözleri nedeniyle ‘Sütü Seven Kamyoncular’ olarak da tanınıyor. Geçtiğimiz Ağustos ayında internette yayınladıkları ‘Patlak Sokaklar’ adlı beş bölümlük dizinin 200 binden fazla kez tıklanması üzerine, dizinin film versiyonunu yapmaya karar vermiş. ‘Patlak Sokaklar-Gerzomat’ filmiyle sinema sektörüne giren üçlüyle kariyerlerini konuştuk.

Yola çıkış öykünüzü anlatır mısınız?
VOLKAN ÖGE: Üniversite döneminde kendi aramızda videolar çekip YouTube’a koyuyorduk. Biz ilk önce siteye ‘Bana Kitap Al’ adlı şiirimizi koyduk. Tamamen iyi vakit geçirip eğlenmek amacıyla yaptığımız bu videolar kısa sürede çok büyük ilgi gördü. O zamanlar Facebook ve Twitter yoktu ve internette video paylaşımları da bu kadar fazla değildi. Hiç beklemiyorduk! Ama bu ilgi bizi şımartmadı; yenilerini yapmamız için bizi motive etti. Sonra daha geniş ve daha iddialı bir projenin hayalini kurduk ve beş bölümlük ‘Patlak Sokaklar’ adlı diziyi hayata geçirdik. Bir marka için yaptığımız bu çalışma da çok beğenilince, bunu filme dönüştürmek istedik.
TANSU TUNÇEL: Biz video çekmeyi seven insanlar olarak daha uzun bir videomuz, bir filmimiz olsun istiyorduk. Böyle bir hevesimiz her zaman vardı. Ancak "Başarabilir miyiz?" noktasında tereddütlerimiz oldu. Ama ‘Patlak Sokaklar’la insanların sevdiği bir dünya yaratmayı başardık. Aslında biz bu diziyi bilinçli olarak sinemaya taşıyabilmek için yapmamıştık ama internette çok beğenilince, bize sinemanın da kapıları açılmış oldu.

SKEÇLERDEN OLUŞMUYOR
Filmin yapım süreci nasıl gelişti, biraz bahseder misiniz?
V.Ö.: Biz çektiğimiz bu internet dizisini Abdullah Oğuz’a götürdük; kendisi videoları seyretti. Sonra ona dizinin, sinema filmini yapmak istediğimizi söyledik. 20 gün çalışıp bir senaryo yazdık. Abdullah Bey senaryoyu da çok beğendi. Hızlı bir şekilde de filmi çektik.
ÖMÜR CEDİMAĞAR: Yazarken de filmin arka arkaya skeçlerden oluşan bir yapısı olmaması için çok uğraştık. Ciddi bir senaryo çalışması yaptık. Olayların başlangıcı, gelişimi ve sonu var. Alttan akan bir hikayesi var, yani bütünlüğü olan bir film.

ÇOK YENİLİKÇİ BİR PROJE
Videolarınıza olan ilginin bu filmde de devam edeceğini düşünüyor musunuz?
T.T: Ticari mantıkla düşünülüp yapılmış bir proje değil bu! Yani "Nasılsa internette beğendiler, kitlemizi oluşturduk, film yapalım, ona da gelirler" düşüncesinde değiliz. Tabii ki gişe beklentimiz yüksek! Şu an bizim yaptığımız tarzda komedi yapan kimse yok sektörde. Yapılan genellikle tip, şive ve küfür komedisi üzerine… Bizim mizah tarzımız hiçbir zaman öyle olmadı. Bundan sonraki çalışmalarımız da bu tarzda olacak. Çünkü kafamız buna çalışıyor, bizden başka bir şey çıkmaz zaten!

‘Patlak Sokaklar-Gerzomat’ın tarzını nasıl tanımlarsınız?
T.T: Daha önce absürt film yaptığını iddia edenlerin filmlerinden bile daha absürt! Çok alışılmamış, özellikle sinemada çok uygulanmamış mizah öğeleri taşıyor. Kelimenin tam manasıyla absürt bir film bu. Yarattığımız dünyada herkes kendi hayatını yaşıyor ve komik olsun diye yapılmış bir şey yok! Çok yenilikçi bir proje. ‘Patlak Sokaklar’.

AMERİKAN POLİSİYELERİ İLE DALGA GEÇİYORUZ !
 Filmde neden kendi seslerinizi kullanmadınız ve dublaj yaptınız?
Ö. C.: Aslında projenin çıkışı dublaj sayesinde oldu. İnternetteki projede de ses tasarımı, dublaj ve müzikleri; müzik grubu Flört yaptı. Kayıtlar onların stüdyosunda gerçekleşti ve diğer dublaj sanatçıları da bize destek oldu. "Amerikan filmlerinde duymaya alışkın olduğumuz ama günlük yaşantımızda hiç kullanmadığımız ‘Lanet olsun’, ‘Dostum’ gibi sözleri, Amerikan filmlerini seslendiren dublaj sanatçılarının sesiyle duysak nasıl olur?" dedik. Amerikan polisiye klişeleriyle dalga geçen olaylar yazıp, bunu da dublaj sanatçılarıyla güçlendirmiş olduk. Çıkan sonuçtan memnunuz.

HASSAS DAVRANDIK
Oyunculuk deneyiminizin olmaması sizi zorladı mı?
Ö.C.: Karakterleri bizim yaratmamız avantajımız oldu. İnternet dizisindeki çekimler de sinema mantığında çekildiği için oyunculuğa ısınmıştık. Ama ne olursa olsun bu bizim ilk filmimiz olduğu için zorlandık. Sinema oyunculuğu konusunda eğitimimiz yok! Bu açığı kapatmak için çok çalıştık. Sette oyuncu koçumuz bize yardımcı oldu. Onun yanı sıra Doğa (Rutkay), Selin (Demiratar), Kubilay Abi’nin (Tunçer) bize destek oldu. O şekilde işi kotardık. T.T.: Biz bu filmi çekmeyi o kadar çok istedik ki! Sahiplendiğimiz için de elimizden geleni yaptık. Çok çalıştık ve oyunculuk konusunda hassas davrandık.

SEYİRCİ FİŞİ ÇEKSİN FİLMİ ÖYLE İZLESİN
 Bu kadar absürtlüğü nasıl bir araya getirmeyi başardınız?
"Yok artık bu da olmaz" diyebileceğimiz bir ayı sahnesi var mesela.
V.Ö.: Biz bu saçmalıkları dokuz kişi yazıyoruz. En saçmasını değil, hikayeye en uygun olanı bulmaya çalıştık.
T.T.: Ayı fikri benden çıktı ama o kadar pişman oldum ki; çekimleri çok zor oldu. Tabii ki gerçek ayı bulup oynatmadık ama ayının hikayedeki varlığı filme bir şekilde hizmet etmek zorundaydı. Polislerin ayıyla olan muhabbetleri, ayının mağarasında kendisine kurduğu gramafonlu, loş ışıklı, viskili dünya komik oldu. Ayı sahneleri artık absürtlüğün son noktası…

Filmin, tamamen absürtlüğün üzerine kurulması, seyircinin anlaması açısından riskli değil mi sizce?
T.T.: Seyircinin salona girdiği an; başka bir dünyaya girdiğinin bilincinde olması ve fişi çekmesi lazım. Kendisini o dünyaya bıraksın! "Bu kadar da olmaz" diye sorgulamaya başlarsa, filmden zevk alamaz. Bizim zaten yapmak istediğimiz şey saçmalık! "Çok saçmalamışlar" derlerse bu bizim başarılı olduğumuzu gösterir.
V.Ö: O saçmalıkları yaparken bunun bir film olmasına dikkat ettik. Filmin anlatacağı bir sözü de olmalı.
 
FİLMİN İKİNCİSİNİ ÇEKMEK İSTİYORUZ
 Filmdeki ‘Black Jack’; izleyen herkesi aptallaştıran Gerzomat adlı bir cihazın peşine düşüyor. Burada "Televizyon aptallaştırır" vurgusu mu yapmak istediniz?
T.T.: O sahnenin aslında çok derin bir göndermesi yok! Bu arada televizyonun aptallaştırması hikayesi biraz da ne izlediğinizle ilgili. Belgesel izleyip de aptallaşan insanlar yoktur mesela.

Hep bu tür işler mi yapacaksınız?
T.T.: Filmin ikincisini yapmayı düşünüyoruz. İnternete içerik üretmeye de devam edeceğiz.
 
İKİ POLİSİN KOMİK MACERALARI
 Kerim Barutçu’nun yönetmenliğini üstlendiği ‘Patlak Sokaklar- Gerzomat’ta; Volkan Öge, Ömür Cedimağar ve Tansu Tuncel’in dışında Selin Demiratar, Doğa Rutkay ve Bülent Serttaş da rol alıyor. Filmin en önemli özelliği ise oyunculara dublaj yapılması… Komedi filminde; daha önce Amerikan filmlerini seslendirmiş olan Aydoğan Temel, Tugay Erverdi, Ozan Kotra gibi isimler dublaj yaptı. Film; iki polisin, hapishane kaçkını Black Jack’in elinden Gerzomat adlı makineyi almaya çalışırken yaşadıkları macerayı anlatıyor.

Sabah