Japon Yönetmen Mitsutoshi Tanaka imzası taşıyan, Japonya ile Türkiye’nin ilk ortak sinema filmi ‘Ertuğrul 1890’ yarın Türk izleyicisi ile buluşacak.
Japonya’da 5 Aralık’ta vizyona giren film, 1890’da Japon karasularında batan Osmanlı firkateyni Ertuğrul’un hazin hikayesi ile 1985’te 215 Japon vatandaşının Turgut Özal’ın talimatıyla THY tarafından İran-Irak savaşından kurtarılmasını kurgusal bir senaryoyla aktarıyor.
Filmin oyuncu kadrosunda Kenan Ece, Alican Yücesoy, Uğur Polat, Mehmet Özgür, Tamer Levent, Melis Babadağ, Murat Serezli, Deniz Oral, Hakkı Haluk Cömert, Cem Cücenoğlu, Erkan Pekbay, Mert Aygün, Alper Düzen ile Japon sinemasının tanınmış oyuncularından Seiyo Uchino ve Shioli Kutsuna ile Naoto Takenaka, Yui Natsukawa, Toshiyuki Nagashima, Takashi Sasano ve Yukiyoshi Ozawa yer alıyor.
Yapımcılığını Türkiye tarafında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Japonya tarafında ise Ertugrul Film Partners yapım ortağı grubunun üstlendiği filmin uygulayıcı yapımcılığını Japonya’da TOEI şirketi, Türkiye’de Böcek Yapım yaptı.
‘Saklı’
Selim Evci’nin yazıp yönettiği üçüncü uzun metrajlı filmi ‘Saklı’nın başrollerinde İlhan Şeşen, Türkü Turan, Settar Tanrıöğen ve Pelin Akil rol aldı.
Dram türündeki film, iki ailenin birbirleriyle kesişen saklı hayatlarını konu alırken, aynı zamanda insanın kendi içindeki saklı duygularına da işaret ediyor.
‘Delibal’
Ali Bilgin’nin yönettiği filmin başrollerinde Çağatay Ulusoy, Leyla Lydia Tuğutlu, Hüseyin Avni Danyal ile Mustafa Avkiran oynuyor.
Senaryosu Yıldırım Türker’e ait olan film, aynı üniversitede öğrenci olan Çağatay Ulusoy’un canlandırdığı ‘Barış’ ve Leyla Lydia Tuğutlu’nun oynadığı ‘Füsun’ karakteri arasındaki masalsı aşk hikayesini konu alıyor.
‘Kar Korsanları’
Taha Tegin Özdemir, Yakup Özgür Kurtaal, Ömer Uluç ile İsa Mastar’ın oynadığı filmin yönetmenliğini Faruk Hacıhafızoğlu yaptı.
Yönetmenin senaryosunu da kendi kaleme aldığı ilk uzun metrajlı filmi, 3 küçük çocuğun askeri darbenin gölgesinde, evlerini ısıtmak için başladıkları masum mücadelenin hayatlarındaki sorumluluk ve gerçeklerle yüzleştikleri bir dönüm noktasına gelmesini anlatıyor.
‘The Lobster’
Yunan asıllı yönetmen Yorgos Lanthimos’un yönettiği filmin başrolerinde Colin Farrell, Rachel Weisz, Jessica Barden ile Olivia Colman gibi isimler yer alıyor.
Çok da uzak olmayan bir gelecekten ilginç bir distopya öyküsü anlatan filmin konusu şöyle:
‘Karısı tarafından terk edilen David, kendisi gibi bekar insanların eş bulmak üzere yerleştiği bir otelde kalmaya başlar. Ruh eşini bulması için 45 günü vardır ve eğer bunu başaramazsa seçeceği bir hayvana dönüştürülecektir. Otelin absürt kuralları, aynı kaderi paylaştığı insanların halleri ve ceza olarak sürüleceği ormandaki asilerin korkusu bir araya gelince çaresiz kalan David, derin bir çıkmaza girer.’
‘Point Break’
Edgar Ramirez, Luke Bracey, Teresa Palmer ile Delroy Lindon ve Numan Acar’ın oynadığı filmin yönetmen koltuğunda Ericson Core bulunuyor.
Keanu Reeves ile Patrick Swayze’in 91 yılında çevirdikleri ve o dönem oldukça başarılı bulunup unutulmaz aksiyon sahneleriyle adından söz ettiren orjinal Point Break’in 2015 yapımı yeniden çevriminde, yine heyecanlı atlayışların ve kovalamacaların bol olduğu bir aksiyon izleyiciye sunuluyor.
‘Son Efsane’
Usta yönetmen Stephen Frears imzalı filmde Ben Foster, Chris O’Dowd, Guillaume Canet ile Dustin Hoffman rol aldı.
Biyografi türündeki film, üst üste 7 kez kazandığı Fransa Bisiklet Turu şampiyonluğuyla dünyaca ünlü bir efsaneye dönüşen ve yıllar sonra doping kullandığını itiraf eden Lance Armstrong’un skandallarla dolu gerçek öyküsünü anlatıyor.
Son yılların en popüler figürlerinden biri olan Lance Armstrong’un şöhret basamaklarındaki yükselişini ve düşüşünü anlatan filmin senaryosunu John Hodge kaleme aldı.
‘Barcelona’da Bir Yılbaşı Gecesi’
Vicky Luengo, Aina Clotet, Alex Maruny ile Alexandra Jimenez’in oynadığı filmin yönetmenliğini Dani de la Orden üstlendi.
‘Barselona Geceleri’ serisinin ikinci filmi ‘Barselona’da Bir Yılbaşı Gecesi’nde birbirinden farklı aşk hikayelerine şahitlik eden Barselona sokaklarının renkliliği beyazperdeye yansıtılacak.
‘Buz ve Gökyüzü’
Oscar ödüllü yönetmen Luc Jacquet, ‘İmparator’un Yolculuğu’ndan sonraki yeni filmi ‘Buz ve Gökyüzü’ ile izleyicisini Antarktika’ya götürmeyi amaçlıyor.
‘Üzerinde yaşadığımız gezegenin onbinlerce yıllık tarihinin buzullarda, donmuş halde bizi beklediğini söylesek ne derdiniz?’ sorusu ile yola çıkan yönetmen, buzul bilimci Claude Lorius’un buzullarla ilgili 1957’de başlayan araştırma serüvenini sinema severlerin beğenisine sunacak.