Dünyanın en uzun seri filmi olma özelliğini taşıyan ‘James Bond’un, 50. yıl dönümü dolayısıyla çekilecek yeni filminin açılış sahneleri İstanbul’da çekilecek.
Amerikalı film yapımcıları Barbara Broccoli ve Michael Wilson, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı Ulus’taki makamında ziyaret ederek, film hakkında bilgi verdi. Ziyarette Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik ile yapımcı Ali Akdeniz de bulundu. Bakan Günay, ziyarette yaptığı konuşmada, önümüzdeki yılın, James Bond filmlerinin 50. yıl dönümü olduğunu anımsatarak, ”Bu nedenle çekilecek filmin açılış sahnelerinin de önemli ölçüde İstanbul’da çekilmesi planlanıyor. İstanbul dışında Türkiye’de başka bazı mekanların kullanılması söz konusu” dedi.
Bu kapsamda film ekibinin Türkiye’nin başka bölgelerinde de incelemeler yaptıklarını kaydeden Bakan Günay, ”Yapımcılar Broccoli, Wilson ve Akdeniz ile film çekiminden yardımcı olabileceğimiz konuları görüştük” diye konuştu. James Bond serilerinin tüm dünyada yüksek seyirci çektiğini dile getiren Günay, şöyle devam etti. ”Bu filmlerden bazılarının çekildiği alanlar daha sonraki yıllarda turistlerin özel ilgi alanı haline geldi. Böyle bir filmin 50. yılında açılış sahnesinin Türkiye’de çekilmesi, ülkemizin turizmine katkı yapacaktır diye düşünüyorum. Biliyorsunuz biz film sektörünü son 5 yıldır ciddi bir şekilde destekliyoruz, güzel karşılıklarını almaya başladık. Sinemacılarımız dünya çapında ödüller alıyorlar.
Amacımız uluslararası yapımcıları da ülkemize getirmek. Bu çerçevede de bazı teşvikler geliştirmeye çalışıyoruz. Geçen yıl da sayın başbakanın ünlü bir Amerikalı aktörle yaptığı görüşmede bu konular gündeme gelmişti. Sanıyorum bu yasama alanında da bu adımlar atılacak. Yapımcı arkadaşlarımıza hoş geldin diyorum. Türkiye’de çekecekleri bu film için biz de bakanlık ve filmin çekileceği yerlerdeki yerel yönetimler olarak elimizden gelen katkıyı yapmaya çalışacağız.”
”YENİDEN EVİMİZE GELMİŞ GİBİ OLDUK”
Amerikalı yapımcı Michael G. Wilson da kendilerine gösterilen misafirperverlikten dolayı teşekkür ederek, ”James Bond filmlerinin 50. yılı dolayısıyla tekrar İstanbul’da bulunmak bizim için çok büyük bir memnuniyet. Bakanlık bize her türlü yardımda bulunacağını söyledi. Filmimiz gelecek yıl gösterimde olacak. Yeniden evimize gelmiş gibi olduk” sözleriyle düşüncelerini dile getirdi.
Barbara Broccoli ise yeniden Türkiye’de olmaktan memnuniyet duyduklarını ifade ederek, ”James Bond’un Türkiye’de halen bilinen bir karakter olduğunu görmek gurur verici” diye konuştu. Konuşmaların ardından Bakan Günay misafirlerine bazı hediyeler verdi. Broccoli de Bakan Günay’a James Bond serilerinden oluşan arşivi sundu.
SORULAR
Bakan Günay, ziyaretin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Günay, bir gazetecinin, ”Filmin İstanbul’da çekilecek mekanları belli oldu mu?” sorusuna, ”Sultanahmet mekanlardan birisi şu anda. Filmin 10-15 dakikası İstanbul’da geçeceği için sanıyorum birkaç mekan düşünülüyor. Ayrıca Türkiye’nin deniz kıyılarıyla ilgili bazı araştırmalar yapılıyor” yanıtını verdi.
Öte yandan ”Yorgun Herkül heykeli”nin ne zaman sergileneceğine dair bir soru üzerine Günay, ”İstanbul konservasyon merkezinden arkadaşlarımız hemen gittiler Antalya Arkeoloji Müzesi’ne. Heykelin üst yarısını teşhir etmek için bir kaide yapılmış önceden, bu kaideyi uygun bir biçimde bir çözelti maddesiyle ayıkladıktan sonra iki parçayı bir araya uygun bir şekilde getirmek konusunda gereken konservasyon ve restorasyon işlemleri tamamlanacak. Uzun olmayan bir vadede, 1 haftada yapılacağını tahmin ediyorum. Ben de önümüzdeki günlerde Antalya’ya gideceğim ve Herkül’ü tamamlanmış haliyle göreceğim. Sanıyorum önümüzdeki hafta sergiye çıkarmış olacağız” dedi.
Bakan Günay, ”sırada Türkiye’ye getirilecek hangi tarihi eserler var” sorusunu ise şöyle yanıtladı: ”Bizim bakanlık olarak 300 kadar takipte eserimiz var. Bir müze bizimle işbirliği yapmak isterse, uzman değişikliği, bir objeyi sergileme gibi. O müze envanterinde Türkiye’den hukuki bir belge olmadan çıkarılmış bir eser varsa önce o eserin bize iadesini arkasından da öteki konuların görüşülmesini talep ediyoruz. Bundan sonuç almaya başladık. Bunu kararlılıkla yapmaya çalışıyoruz, Dışişleri Bakanlığı da bu tavrımızı benimsedi. Bu süreç Boğazköy Sfenksi’nin iadesiyle başladı. Şimdi Metropolitan Müzesinin bizimle işbirliği talepleri var, bu müzenin envanterinde bizim eserlerimiz olduğunu biliyoruz. Louvre Müzesi’nin bizden talepleri var. Ben bunu çok önemsiyor ve öncelikli hale getirmeye çalışıyorum. Ayasofya avlusu içindeki türbelerin kapısından götürülmüş olan İznik çini panolarımız var. Replikaları bizim türbelerimizin kapısında, asılları Fransa’daki müzelerde. Sırayla takip edeceğiz. Ben Herkül’ün bu yıl içerisinde geleceğini biliyordum ama başbakanın da ABD’de bulunduğu tarihte teslim edilmesi bir jest oldu. Başbakanın bu heykeli kendi uçağıyla Türkiye’ye getirmesi hatta bazı spekülasyonlara cevap niteliği de taşıyan çok güzel bir davranış oldu. Bunun için sayın başbakana çok teşekkür ederim. Kendi özel uçağında getirdi, bu haber değerini gördüğüm kadarıyla yükseltti. Belki ‘Yorgun Herkül’, başbakanın uçağında dinlenmeseydi bu kadar haber olmayacaktı. Biz şu anda herhangi bir belge olmadan çalınarak ülkemizden götürülenleri takip ediyoruz. Uzun vadede Türkiye topraklarında kazılara daha fazla önem verip daha dünya çapında iddialı, Zeugma’da yaptığımız gibi, başka yerlerde yapmaya çalıştığımız gibi müzeler yaptığımızda, bir vadede bizim topraklarımızdan götürülmüş her şeyi isteyeceğiz. Bir tarihte bunlar alınacak ama üzülerek söylüyorum ki o tarihi ben şahsen görmeyeceğim. İnsanlık bu açıdan henüz yolun başında. Her arkeolojik eserin kendi ait olduğu topraklarda sergilenmesi ve dönmesi konusunda evrensel hukuk henüz yeteri kadar düzenleme içermiyor ama bir vadede bunların hepsi olacak. Biz şimdi bir başlangıç yapıyoruz. Bizim bu tavrımız bölgemizdeki ülkeler tarafından da dikkatle izleniyor.”
AA