‘İmam ve Ben’ filminin yönetmeniyle …

Yabancı Sinema
Ahmet Sait Akçay: İmam Harun belgeseli "İmam ve Ben", Imam and I çeşitli vesilerle yıl boyunca Cape Town’da gösterimdeydi. Sizin diğer İmam Harun ile ilgili diğer kısa filminiz de geçt...
EMOJİLE

Ahmet Sait Akçay: İmam Harun belgeseli "İmam ve Ben", Imam and I çeşitli vesilerle yıl boyunca Cape Town’da gösterimdeydi. Sizin diğer İmam Harun ile ilgili diğer kısa filminiz de geçtiğimiz yılSizin diğer İmam Harun ile ilgili diğer kısa filminiz de geçtiğimiz yıl Türkiye’de Kısa Film Festivali kapsamında izleyiciyle buluştu. Belgeselle ilgili bizi biraz bilgilendirebilir misin?

Khalid Shamis: Bahsettiğin kısa film "The Killing of the Imam" (İmam’ın Öldürülüşü), 10 dakikalık bir çekim, ki "İmam ve Ben" adlı 80 dakikalık belgeselle birlikte aynı temayı ve aynı sinemasal geleneği işliyor.

‘İmamın Öldürülüşü’ ve ‘İmam ve Ben’, her ikisi de 1950 ve 1960’lı yıllarda Cape Town’da müslüman cemaatin önderi ve anti apartheid aktivisti olan İmam Harun’un mirası, ölümü ve yaşamına odaklanıyor. İmam benim büyük babam ve bir film yapımcısı olarak onun hikâyesini anlatmak istedim.

Bu girişimini hayata geçiren itki neydi?

Sinema dünyasında İmam’la ilgili bir film ya da herhangi birşeyin olmaması böyle bir girişimde bulunmamı sağladı. Onun hakkındaki kitaplar bana ilham verdi ve onu bir şehid olarak mitik bir imajdan çok bir büyükbaba ve insan olarak keşfetmek istedim.

Belgesel "İmam ve Ben" adını taşıyor, İmam’ın senin hayatındaki rolü nedir? Bu belgesel bir torun ve büyük baba yüzleşmesi mi?

İmam her zaman için hayatımda kahraman bir figür olarak vardı. Hep büyükbaba olarak bilirdim ancak böyle bilmezdim. Her daim Ilham edici olmuştur hayatımda.

İmam ve zamanıyla ilgili pekçok soru akla geliyor filmi izleyince. Cemaatin ona tepkisi, mücadelesine kayıtsız kalması oldukça tuhaf. İmam’ın anti apartheid mücadelesine katkısı Cape Town’daki müslüman

Cemaatlar tarafından ne zaman takdir edildi. Ya da takdir edildi mi bugüne kadar?

Söylediğin doğru ancak Cape Town müslümanları kesinlikle bunu takdir etmiştir ve hâlâ ediyor da. Her yıl vefat tarihi olan 27 Eylül’de hatırasına düzenlenen anmayla yâd ediliyor. Cape Town’da çok saygın bir yeri vardır.

Film bir kez daha bu büyük hikâyeyle nasıl ilişki kuracağımızı açığa çıkarıyor, meydan okuyan ve takdir edilen yönüyle. Peki, Güney Afrika

Siyah hükümetinin İmam’ın bu hareketini takdir ettiğini düşünüyor musun?

Gerçeten de emin değilim. Takdir edildiğini umuyorum. Onu takdir ettiklerine dair işaretler var ancak ötelendiğine dair de işaretler var aynı zamanda.  Bu filmi çekmemin başka nedeni de bu ve bu yolla Cape Town’daki hikâyemizin yazılmasına yardım etmek.

Bu bağlamda İmam’ın hareketini İslami bir siyasi bilincin ihyası olarak değerlendirebilir miyiz?

Sanmıyorum. İmam’ın hareketi, Siyasal İslami şuurun bir parçası ancak genel bir ihya olarak görmüyorum. Her zaman için dikkat çeken bireyler olmuştur, ancak genel bir siyasi İslami bilincin ihyası için daha çok hareketlere ihtiyaç var.

Belgeselde beni en çok çarpan İmam’ın siyasi aktivizmden çok gündelik hayattaki neşesi, James Bond filmleri ve Rugby sporuna düşkünlüğü.Evet işte, onun hayatında beni en çok çarpan manevi bağlılığının yanısıra insancıllığıdır.

İmam Türkiye’de, 1862 yılında Cape Town’a gelip yerleşen Osmanlı Kürt ulemasından Ebubekir Efendi’den daha çok bilinir, İmam’ın Öldürülüşü kitabından dolayı. Şunu da merak ediyorum aynı zamanda, İmam etrafındaki ilişkiler ağından okunmayan ne var acaba. Eminim İmam Cape Müslümanlarına oldukça takdire şayan bir miras bırakmıştır ki İslam’dan gelen böylesi bir hoşgörü hâlâ yaşanmaktadır Cape Town’da.

İmam Harun sayesinde İslami uyanış bir adım ileriye taşınmıştır. Bu mirasın etkisinden bahsedebilir misin biraz?

Şunu görüyorum, bugün Cape Müslümanlar için bu miras; onunla gurur duymakta ve kendi olmak ve onun ötesindeki hayrı aramada onu bir ilham kaynağı görmekte yatıyor. Bu ne kadar ifşa ediliyor bundan emin değilim.

Sırada ne var?

Aktörlerin başrolde oynadığı bir anlatı filmi çekmek istiyorum İmam hakkında. Ancak şimdilik bu bir rüya, oldukça pahalı olması ve halihazırda bir fonun olmamasından dolayı. Şimdilik babam hakkında bir film için uğraşıyorum, Kaddafi iktidara gelince sürgün edilmişti, ancak geçen yıl Libya’ya dönebildi. Babam Kaddafi rejimine karşı önemli muhaliflerden biriydi. Sürgün ve vatan hikâyesi çok ilgimi çekiyor.

KHALID SHAMIS

Khalid Shamis Londra’da doğdu, film ve televizyon endüstrisinde yönetmenlik yazarlık ve edirtörlük yapmaktadır. 2005’te Güney Afrika’ya yerleşti. Johannesburg’da bulunan WITS School of Arts okulunda sinema dersleri verdi. Halen Cape Town’da Tubafilm adında bir prodüksüyon şirketini yürütüyor.

dünyabülteni.com